16 Ağustos 2014 Cumartesi

NEDEN COĞRAFYAMIZDA KAVGA BİTMEZ?



Müslüman coğrafya dışında partiler de var, seçimler de var. Bizdeki büyük kavgalar yaşanmıyor ancak. Çünkü hepsi aynı cins insanlar. Farklılık yok mu? Var elbet, az sayıda Müslüman var onları da potada eritiyorlar. Biz, sözde aynı dine mensup insanlarız, kazanın ateşi hiç sönmüyor.

Hıristiyan dünya Papa’nın öncülüğünde yürüyor. Ya İslam dünyası da birlik içinde yürürse diye ona da çözüm düşünmüşler. Aynı dindensiniz ama mezhep farklılıklarınız var. Aynı değilsiniz, biriniz üstünlük sağlamalısınız. Zaten mezhep farklılığını da onlar sokmuştu içimize.

Ayrıca, bizim ülkemizde gayri Müslim topluluk, aman Müslümanlar söz sahibi olmasın diye mücadele veriyor. Şu parti, bu parti bahane edilerek islama saldırıyorlar. Biz de siyasi görüş farklılığı nedeniyle onlarla kol kola yürüyoruz. Gerçek Müslüman’a bile kulp takıyorlar, biz de kulpun ucundan tutuyoruz.

Kitaplar neden var? O inanca sahip insanlar aynı şeyi düşünsün, aynı şeyi yaşasın diye. Çok sayıda Kuran ayeti Tevrat’ın ve İncil’in değiştirildiğini yazıyor. “Ben size böyle tebliğ etmedim ama siz şunları yapıyorsunuz demiyor mu?” Eğer Peygamber Efendimiz (s.a.v. )son peygamber olmasa, son kitap Kuran olmasa idi, yeni gelecek peygamberle Rabbimiz bize aynı şeyleri söyleyecekti.

Açık ve net emirler var kafamıza balyoz gibi inen. Onların hepsini bırakmış, herkesin kafasına göre yorum yaptığı ayetlere dalmışız hepimiz. “ Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin. İnsanların haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde fesatçılık yaparak fenalık etmeyin” Hud-85. Bu ayetin neyini anlamıyoruz? Alışverişte kaçımız dürüstüz? Bu açık, anlaşılır ayetin üstünü çizmişiz.

Buna benzer yüzlerce açık ve net ayet var. Hepsini kenara itmiş, Hz.İsa gelecek mi, Mehdi gelecek mi diye fırkalara bölünmüşüz. İşte bu açık ayetlerin hükmünü bıraktığımıza göre;

“Bu kitaptan bir kısım ayetler muhkemdir ki, bu ayetler kitabın aslıdır. Diğer bir kısmı da müteşabih ayetlerdir. Kalplerinde kaypaklık olanlara gelince, onlar sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyiflerine göre yorumunu yapmak için ondan müteşabih olanların peşine düşerler. Hâlbuki onun gerçek manasını Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar ise derler ki:” Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır. Akıl sahiplerinden başkası da derin düşünmez. Al-i İmran-7 ayeti gereğince kalbinde eğrilik, kaypaklık olan insan haline dönüşmüşüz.

Bütün hayatımızda ve konuşmalarda Allah’ın açık ayetleri dururken hocamızın, şeyhimizin, önderimizin sözlerini paylaşıyoruz. Çünkü onlar tevilini bizim istediğimiz gibi yapmışlar da ondan.

Biraz okumuş veya çok okumuş bilen insanlar, etrafında biraz kalabalık oluşunca hemen “ enaniyet”  tavan yapıyor. Kendine pay çıkarmaya başlıyor. “İşte burada Kuran benim eserlerimden bahsediyor, işte şurada benden bahsediyor” demeye başlıyor.



. (Allâhu velîyyullezîne âmenû) “Yani Allah iman edenlerin velisidir” diyor ayet.Eser sahibi ise “Cümlesinde hem mana hem cifr ile eserime remiz var” diyor ve ekliyor. “Bu makamda perde indi yazmaya izin verilmedi, başka zamana tehir edildi” Şimdi biz bu insanların Hz. İsa gelecek mi gelmeyecek mi tartışmasına taraf oluyor, onlarla oyalanıyoruz.

Nisa-157--- Bir de “ biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük “ demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilaf edenler ondan yana bir kuşku içindedirler. Bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler. Fakat onu Allah kendisine yükseltmiştir.

Diyen ayetten başka Maide-116-117 da Ve Allah demişti “Ey Meryem oğlu İsa, sen mi insanlara beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin dedin.” O da “hâşâ dedi, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem, bana yakışmaz. Eğer demiş olsam sen bunu bilirsin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin. Ben ise, senin nefsinde olanı bilmem. Çünkü gaybı bilen yalnız sensin, sen. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim. Fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun.

Elbette hadis ve sünneti yok saymıyoruz. Ancak efendimizin Kuran’a aykırı sözü olması mümkün değildir. Bu kadar hadis kargaşası yaşandığı dönemde ayetlere ve hadise birlikte bakmak ihtiyacı duyuyoruz. Özellikle hadisleri baz alanlara bakıyorsunuz, onlar Efendimizi çoktan dinden çıkarmışlar. Hem çıkarıyor, hem de uyduruk hadislerle amel etmeyi tavsiye ediyorlar.

Maide-7 “Allah’tan korkun çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi biliyor.” Madem korkmamızı emrediyor o zaman Nisa-80” Kim peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.” Emrine de uyacağız.

Tek kurtarıcımız Allah’tır. O’na da ancak Efendimizin gösterdiği çizgiden giderek ulaşabiliriz. Bize muhteşem bir yol gösterici göndermiş, biz hâlâ kurtarıcı bekliyoruz. Onun için “Ey iman edenler! Allah’a iman edin” diyor Nisa-136 da. Yani bana iman edin, adına Allah dediğiniz tanrıya değil.

Nisa-14 “Kim de Allah’a ve peygamberine isyan eder ve onun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateşine koyar.”

Tercih bizim. Ya Allah’ın emirleri doğrultusunda Efendimizin yolundan gideceğiz, ya da bunları boş verip oturup yeni bir kurtarıcı bekleyeceğiz. Kurtarıcıyı beklerken de birbirimizi öldüreceğiz.

16.8.2014








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder