Seçimleri
kazandıran veya kaybettiren ilkelerdir. İlke yoksa oy vermez bu millet. Millet,
kendisine koyun muamelesi yapanlara hafif bir tokat attı. Siyasiler bunu
anlamazsa daha büyük tokat atacaktır. Öyle ya, ülkenin son seçimi değildi bu.
Uzun
zamandan beri yanlışları dile getiriyoruz. Her seçim öncesi bazı dostlarla
bunları konuşur, şimdi seçim var, seçim bitince muhalefet eder anlatırız
derdik. Seçim sonrası nasıl olsa kazandık diyen iktidar tenkitlere kulak
tıkardı.
Muhtemelen
“bunlar konuşur, seçimde nasıl olsa oy verirler” kibri ile kaval çalmaya devam
ettiler. Hâlbuki millet, kaval dinleyen koyun değildi. Sadece süre veriyordu.
Bu
seçim öncesi de dostlarla konuşurken aynı şeyler söylendi. “Seçim var, seçim
sonrası muhalefet yaparız” dendi. Biz de hayır bu defa öyle olmayacak. Milletle
dalga geçiliyor, bizimle dalga geçilemeyeceğini anlatmak lazım dedik.
31
Mart seçimi sonrası AKP neden kaybetti diye yazmıştık. Şahsi hiçbir isteğimiz
yoktu. Vaatlerinize ve başlangıç ilkelerinize dönün demiştik. Evet, ülke laik
ama siz Müslümansınız, dinimize aykırı uygulamalar yapmayın. Milli
hassasiyetimiz yüksektir, bu duygularımızla oynamayın dedik.
İsteklerimiz
sıralayıp dedik ki:
-Aileyi yok eden kanunu iptal edin, İstanbul sözleşmesini
uygulamadan kaldırın.
-İnsanların cinsiyetini Allah tarafından tespit edildiği
şekilde bırakın.
-Baronlara hizmet yerine vatandaşa hizmet edin.
-Ülkeyi aile
şirketi gibi yönetmekten vazgeçin.
-Kötü
yönetilen ekonomiyi kurtarmak için yine gariban vatandaşın sırtına yükü
bindirmeyin.
-BES ve
Kıdem tazminatı gibi vatandaşın hassas olduğu konuları ekonomiyi kurtarmak için
kullanmayın.
-Büyük
firmaların vergilerini silip, vatandaşa zamlarla yüklenmeyin.
-Ege’de boş
olan ada ve adacıkların işgaline seyirci kalmayın.
-Akdeniz’de
münhasır ekonomik alanımızla ilgili yanlış politika izlemeyin.
-Okçuluk
vakfına, Türgev v.s. gibi vakıflara bağışın kesilmesinin hiç ilgisi olmadığı
halde, beka meselesi diye vatandaşa yutturmayın.
-Ayasofya
gibi milli, dinin güncellenmesi gibi dini konularda hassas olan vatandaşları
dalga geçer gibi tezgâh kuran hain ilan etmeyin.
-Feto ile
mücadele ediyoruz diyerek ekmeği peşinde koşan “kandırılmış” insanları içeri
tıkıp, Feto’nun kurmay takımını aklayıp üstüne ihale vermeyin.
-Önceki
seçimde “HDP ye oy verdim” deyip ihanet içinde olan gazeteciyi makbul insan
kabul edip, karşınıza alıp röportaj verip, yanlışları söyleyenleri hain ilan
Etmeyin.
-Ne kadar
eski tüfek solcu takımı varsa, inanmadıkları bir ideolojiyi para ile
savundurup, milli hassasiyeti olan insanları onlara aşağılatmayın.
-Cumhurbaşkanı
başdanışmanının Federasyon, özerk yönetim ve Kürtçe eğitim ile ilgili açıklamasını
görmezden gelip, milli hassasiyeti olan insanları kızdırmayın.
-Federasyonun
düşünülmediğini söyleyip, Ravza Kavakçı ile birlikte bir ekibi Almanya’ya
gönderip, federasyon hakkında bilgi aldırmak, inceleme yaptırmak yanlıştır.
Madem düşünülmüyorsa neden inceleniyor diye insanların kafasında kuşku yaratmayın.
Lakin kibir,
tepeden bakma doğruları görmelerine engel oldu. Sanki seçim kazanmış edası ile
yeni yanlışlar yapmaya devam edildi. Bitmiş bir seçimi “çaldılar” diyerek iptal
ettirip yine milletle dalga geçtiler. Aslında çalan kendileri idi.
Milletin
zamanını çaldılar. Yeni seçime tekrar masraf yaparak parasını çaldılar. Oy
verme iradesini çalıp yok saydılar. Millette 23 Haziran’da kendilerini yok
saydı.
Milli
hassasiyetlerimizi söylediğimiz halde İmralı’da ki bebek katiline mektup
yazdırıldı. Kırmızı bültenle aradıkları teröristi devlet televizyonuna
çıkardılar. Yabancı devletler artık kırmızı bülten çıkarmamıza kuşku ile
bakacak, “şakacıktan çıkarıyorsunuz” diyecekler.
Bize “bu
teröristi arıyoruz diyor ama devlet televizyonuna çıkarıyorsunuz. Arıyorsanız yakalayın.
Aramıyorsanız bülten çıkarmayın. Bu adam terörist ise neden seçimde bel
bağlayıp konuşturuyorsunuz” derlerse verilecek cevabınız nedir?
Biz bunları
tenkit ederken, “bunda ne var, teröristlere tarafsız kalın dediler” diyen
trollerin alçakça saldırısına maruz kalıp pkk’lı ilan edildik. Teröristle
anlaşan kendileri ama pkk’lı olan bizdik. Seçimde rakibini yenmek için
teröristten yardım istemek zilletin ta kendisidir.
Hem terörle
mücadele ediyorum diyeceksiniz, hem de teröristi makbul adam yerine
koyacaksınız. Millet terörle mücadele ettiğinize nasıl inansın?
25 yıldan
beri “sırtımızı milletimize dayadık” diyenler sırtlarını teröristlere dayarsa,
millet arkanızdan çekilir, sırt üstü atar sizi.
Maraş
Rumlara veriliyor dedik. Yine saldırıya uğradık. “Maraş’ı oturuma biz açıyoruz”
dediler. Bunu da kafamızdan söylemedik. Yine kendi kanalları cnntürk’e
telefonla bağlanan KKTC Başbakan yardımcısı Kudret Özersay “74 öncesi
oturanlar, vakıflar” dedi. 74 öncesi Maraş’ta kimler oturuyordu, hangi vakıflar
ve malları vardı?
Nitekim Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi Bakanlar Kurulu; Rumları Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’ndeki Rum ve Maronit köylerine yerleştirmeye teşvik politikası
çerçevesinde; çocuksuz aileye 10 bin, çocuklu aileye 15 bin Avro yardımda
bulunulacağını duyurdu.
Bize “Rum
gazetesi okuyorsun” diyenler keşke kendileri de okusaydı da kandırıldıklarını anlasaydılar.
Bunu milletten sakladılar. Açıkça kandırdılar milleti. Millet bir karış
toprağımızın verilmesini de kabul etmez kandırılmayı da.
Şimdi herkes
“Cumhurbaşkanı yalnız bırakıldı” deyip suçu parti içindeki kibirlilere atıyor. Komutan
birliğinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumludur dedik, “bu ülke
yönetimi, askerlikle karıştırma” dediler. Doğru diyorlardı. Bütün yetkileri
kendisinde toplayan Cumhurbaşkanı hiç bir şeyden habersiz, devletin tepesinde
Fransız gibi oturur. Nasıl bir akılsa…
Ülkemizin
son seçimi değildi bu. Eski tüfek solcu yazarları çakma partili yaparak, “Öcalan
öldürmeyi değil yaşatmayı seçti” diyen yazarları Cumhurbaşkanlığı uçağında
gezdirerek, ülkesi için davasına inanmış insanlara trollere sövdürerek,
Peygamber Efendimizi seçime sokarak seçim kazanılmaz.
13 bin
farkın, 764 bin 581’e ( resmi olmayan sonuca göre) çıkması bir şey
anlatmıyorsa, genel seçimde milyonlar farka hazır olmak lazım. Hiçbir partiye
bağı, hiçbir yerden zerre menfaati olmayan biri olarak, sadece devletimizin
bekası, milletimizin refahı ve huzuru için bunları diyoruz.
24.06.2019