Hangi duvara? Ağlama duvarına. Cevap olarak “
evet gittim, sana ne “ deseydi Sayın Başbuğ, mahkeme ne diyecekti acaba?
Birde üstüne ilave etseydi “ ben Museviyim,
ağlama duvarına gitmemden daha tabii ne olabilir, beni Genelkurmay Başkanı
yaparken aklınız nerdeydi, bunu engelleyecek bir anayasa maddesi veya kanun var
mı ?” Buyurun cevap verin bakalım.
Bu Ergenekon yargılamaları gittikçe ilginç
bir hal alıyor. Sanıyorum davayı sulandırmak isteyenler maksatlarına
ulaşıyorlar yavaş yavaş. Böyle bir soru ne G.K. eski başkanına sorulabilir ne
de başka bir vatandaşa.
Eğer darbe yapmak suçu ile yargılanıyorsa bir
en yüksek komutan, “Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs
etmek, bu amaçla silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçlaması ne kadar
mantıklı? Zaten emrinde devletin bütün silahlı gücü var. Örgüt kurmaya ne gerek
var ki?
Albay Dursun Çiçek internet
siteleri kurulduğunu ve bunu emirle yaptığını sonunda söyledi. G.K.2nci başkanı
Hasan Iğsız bilgisi olduğu veya emir verdiği gerekçesi ile tutuklandı. O da
bunu Sayın Başbuğ’a sunduğunu söyledi.
Sayın Başbuğ bu siteleri
kapattırmış ve bu sorumluluktan kurtulmuştur aslında.“Bana sunuldu, haberim
oldu ve kapattırdım” demesi son derece normal. İnternet siteleri ile ilgili
neyle suçlanabilir ki?
Ancak bu gelişmeler
yaşanırken basın toplantısı yapıp belgeyi sallayarak kâğıt parçası demesi suç
teşkil etmez mi? Madem kapattınız öyleyse sorumlular hakkında ne işlem
yaptınız? Böyle bir eylem görevi ihmal suçu değil midir?
İşlem yapmadınız, sonradan
doğruluğu ispatlanan belgeyi basit bir kâğıt parçası olarak nitelemek suçluyu
korumak değil midir? Suç teşkil eder mi etmez mi bu eylem?
Benim bunda imzam yok,
bilgim de yok demek en büyük komutana yakışmayan bir tavır. Eğer haberin yoksa
orada ne işin var demezler mi insana! Komutan birliğinin yaptığı ve yapamadığı
her şeyden sorumlu değil midir?
Daha birçok ciddi suçlama
yapmak mümkün iken, çete veya örgüt kurmak la suçlamak Sayın Başbuğ’un makamına
ve şanına yakışmıyor. Hele tek suçu verilen görevleri yerine getirmek olan
Albay Dursun Çiçek’in hala içeride olması beni çok yaralıyor.”Ben emir verdim”
diye bir yiğidin çıkmasını ümitle bekliyorum.
İflah olmaz bir ülke oluşumuz,
bir türlü huzur bulmayışımızın sebebi olarak emperyalist ülkelerin emelleri ve
bu emellerini gerçekleştirmek için kullandıkları içerideki azınlıklara, beyaz
Türklere ekonomimizi, sistemimizi teslim ettiğimizin farkında olmayıp,”ağlama
duvarına gittiniz mi “ diye sormak ne kadar acı değil mi?
29.03.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder