28 Ağustos 2014 Perşembe

DUVARA GİTTİN Mİ?



Hangi duvara? Ağlama duvarına. Cevap olarak “ evet gittim, sana ne “ deseydi Sayın Başbuğ, mahkeme ne diyecekti acaba?

Birde üstüne ilave etseydi “ ben Museviyim, ağlama duvarına gitmemden daha tabii ne olabilir, beni Genelkurmay Başkanı yaparken aklınız nerdeydi, bunu engelleyecek bir anayasa maddesi veya kanun var mı ?” Buyurun cevap verin bakalım.

Bu Ergenekon yargılamaları gittikçe ilginç bir hal alıyor. Sanıyorum davayı sulandırmak isteyenler maksatlarına ulaşıyorlar yavaş yavaş. Böyle bir soru ne G.K. eski başkanına sorulabilir ne de başka bir vatandaşa.

Eğer darbe yapmak suçu ile yargılanıyorsa bir en yüksek komutan,  “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, bu amaçla silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçlaması ne kadar mantıklı? Zaten emrinde devletin bütün silahlı gücü var. Örgüt kurmaya ne gerek var ki?

Albay Dursun Çiçek internet siteleri kurulduğunu ve bunu emirle yaptığını sonunda söyledi. G.K.2nci başkanı Hasan Iğsız bilgisi olduğu veya emir verdiği gerekçesi ile tutuklandı. O da bunu Sayın Başbuğ’a sunduğunu söyledi.

Sayın Başbuğ bu siteleri kapattırmış ve bu sorumluluktan kurtulmuştur aslında.“Bana sunuldu, haberim oldu ve kapattırdım” demesi son derece normal. İnternet siteleri ile ilgili neyle suçlanabilir ki?

Ancak bu gelişmeler yaşanırken basın toplantısı yapıp belgeyi sallayarak kâğıt parçası demesi suç teşkil etmez mi? Madem kapattınız öyleyse sorumlular hakkında ne işlem yaptınız? Böyle bir eylem görevi ihmal suçu değil midir?

İşlem yapmadınız, sonradan doğruluğu ispatlanan belgeyi basit bir kâğıt parçası olarak nitelemek suçluyu korumak değil midir? Suç teşkil eder mi etmez mi bu eylem?

Benim bunda imzam yok, bilgim de yok demek en büyük komutana yakışmayan bir tavır. Eğer haberin yoksa orada ne işin var demezler mi insana! Komutan birliğinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumlu değil midir?

Daha birçok ciddi suçlama yapmak mümkün iken, çete veya örgüt kurmak la suçlamak Sayın Başbuğ’un makamına ve şanına yakışmıyor. Hele tek suçu verilen görevleri yerine getirmek olan Albay Dursun Çiçek’in hala içeride olması beni çok yaralıyor.”Ben emir verdim” diye bir yiğidin çıkmasını ümitle bekliyorum.

İflah olmaz bir ülke oluşumuz, bir türlü huzur bulmayışımızın sebebi olarak emperyalist ülkelerin emelleri ve bu emellerini gerçekleştirmek için kullandıkları içerideki azınlıklara, beyaz Türklere ekonomimizi, sistemimizi teslim ettiğimizin farkında olmayıp,”ağlama duvarına gittiniz mi “ diye sormak ne kadar acı değil mi?

29.03.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder