“Bundan sonra
biz işimize bakacağız” bu söz Yargıtay başkanı Sayın Gerçeker’e ait. İşte o
beğenmediğiniz yüzde 58 bunu söylüyordu. Diyordu ki; herkes işine baksın.
Yargıç, yargıç olsun. Asker, asker olsun. Basın, basın olsun. Üniversite,
üniversite olsun. Yani herkes işine baksın.
Yargıçlar
siyasileri köşeye sıkıştırmak için kafasına göre hukuk uydurmasın. Hukuk yazılı
olduğu metinlerdeki gibidir. Adamına göre hukuk olmaz. Kendi ideolojinize göre
de hukuk olmaz. Metinde ne yazıyorsa odur.
O göbeğini kaşıyan,
oy vermeyi bilmeyen, cahil yüzde 58 diyor ki; siz benim haklarımla ilgili dava
dosyalarına bakın. Siz, bir değil, iki değil,30-40 bıçak darbesi ile öldürülen
insanların katillerini sokağa salmamak için tedbirler alın. Tozlu raflarda
biriken dosyaları masanıza indirmek için çareler arayın. Hukuk kurallarını hiçe
sayarak başkalarının önünde esas duruşta beklemeyin. Başkalarından brifing almayın.
Hukuk ne diyorsa onu yapın sadece.
Hani yüz kişisi
bir araya gelse bile, verdikleri oyun toplamı sizin birinizin oyuna bile denk
saymadığınız o dangalak cahiller diyorlar ki; öyle silahların gölgesinde esas
duruşta brifing aldıktan sonra bağımsız ve tarafsız hukuk hikâyeleri ile bizi kandırmayın.
Hükümet devirmek için insanlara konu mankenleri ile hukuk tuzakları kurmayın.
Bizi irtica safsataları ile baskı altına almayın.
Diyorlar ki; biz
göbeğimizi kaşısak bile, göbeğini kaşımayan, inançlarımdan dolayı beni hor
gören insanlarla bile yan yana yaşamaktan hiçbir rahatsızlık duymuyoruz. Suni olaylarla,
bizi bir birimize düşürüp kavga ettirmeyin. Cahiliz ama birlikte yaşama
kültürümüz vardır. Sizin bize tahammülünüz yoktur ama bizim size vardır.
Diyorlar ki;
şehirde yaşasak bile, biz köyden yarın geldik.
Tahsilimiz de yoktur. Çoğumuz ilkokulu dışarıdan bitirdik. Ama şunu anlayamıyoruz.
Hem iş yükümüz ağır diyorsunuz, hem bu işin altından kalkacak sayımız yoktur diyorsunuz,
katilleri dışarıya çıkarıp, topluma karıştırıyorsunuz. Hem de yeni daireler
açılmasına karşı çıkıyor, yeni alınacak hâkim ve savcıları kabul etmiyorsunuz.
Onların hepsini yandaş gibi değerlendiriyorsunuz.
Türkiye’de
yüksek yargıdaki az sayıdaki hâkim ve savcı dışında tarafsız ve bağımsız başka hâkim
ve savcı yok mudur? Eğer bunlar işe yaramaz insanlarsa bunları kim, hangi
dönemde göreve başlatmıştır. Neden hala görevdedirler? Yüksek yargı dışındaki
bu insanlar da acaba göbeğini kaşıyan tipler midir? Eğer değillerse sizin bu
insanlar için ön yargılarınız yaklaşık 12000 hâkim ve savcıya haksızlık ve
hakaret değil midir?
Diyorlar ki;
Allah gecinden versin ama hak vaki olurda sırası gelen yüksek hâkim ve
yargıçlarımız bu dünyadan göç ederse bizim halimiz ne olur? Başka gezegenlerden
yargıç ve hâkim bulmak mı gerekecek o zaman. Onların sizler gibi tarafsız ve
bağımsız olduğundan nasıl emin olacağız?
Bu soruların hiç
biri bana ait değil. Göbeğini kaşıyan dangalakların bana sorduğu sorular bunlar.
Çünkü bu konularda epeyi yazı yazmıştım ben. Ancak ben, yeni olarak Sayın
Kılıçdaroğlu’nun yeni sözlerine takıldım nedense.
Bakın ne diyor.
Mealen”solun dine karşı olduğu algısını yıkmak gerek. Sağ ve sol kavramı
ekonomik düşüncelerdir. Bunun inançla ilgisi yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu günaydıııııııııın.
Kaç yıldır bunu yazıyoruz. Uğraşmayın insanların dini ile. Anayasa mahkemesi
desteğini bırakıp tek başınıza politika yapın. İçinizdeki, biz bunu
başaramıyoruz ey asker gel sen bizi bu iktidardan kurtar diyen insanlardan önce
siz kurtulun. Kâğıttan hukukçuları bırakıp siyaset yapın siyaset.
Bakın yüksek
yargı mensuplarımız anlamış. Bu yönde açıklama yapıyorlar artık. Vatandaşın
yargıcı olmaya niyetlenmişler. Siz de vatandaşın partisi olmaya çalışın.
İktidar olmak için göbeğini kaşıyan dangalakların oyuna da ihtiyacınız var.
Yüzde yirmi yetmiyor çünkü size.
Bunun için
vatandaş gibi düşünmeyi öğreneceksiniz. Vatandaşa saygı göstereceksiniz. Size
hiçbir şey dayatmıyoruz diyeceksiniz. Sizi olduğunuz gibi kabul ediyoruz diyeceksiniz.
Sizin sıkıntılarınıza şu çözümleri düşünüyoruz diyeceksiniz.
Bunu yapanlar
kendisine oy bile vermemiş insanlardan icabında yüzde 58 oy alıyor. Siz de
vatandaşı dönüştürmekten vaz geçip, kendiniz değiştirip dönüşün. Aksi halde
darbeler devride kapandığına göre, tek başına iktidar olmayı bırakın, bir
partinin yanında koalisyon ortağı bile olamayacaksınız.
Bakın vatandaş
ne diyor? Yargıç, yargıç olsun. Asker, asker olsun. Basın, basın olsun.
Üniversite, üniversite olsun. Siyasetçi, siyasetçi olsun. Yani herkes işine baksın.
Benden söylemesi. Ben sadece göbeğini kaşıyanlarla aranızı düzeltmeye
çalışıyorum. Elçiye zeval olmaz.
15.02.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder