Adına ekonomik kriz
diyoruz ama biliyoruz ki ardından siyasi krizler gelecek. Ama ne boyutta
gelecek şimdiden onu kestirmek güç. Dünya beklide yeni savaşlara sahne olacak. Belki
bir dünya savaşına gebe yorgun gezegenimiz. Yine onu bombalayıp, yine onu delik
deşik edecek ve yıpratacağız.
İki dünya savaşının öncesi
dünyanın siyasi durumu incelendiğinde hep ekonomik krizler görüyoruz. Küçük
devletler zaten refah içinde değiller kriz ortamlarında aynı yaşantılarını
devam ettiriyorlar. Ama büyük devletler alışkın olmadıklarından, krizden çıkış
yolları arıyorlar. Bu da onları kendi halkını rahat ettirecek, refah
düzeylerini en azından devam ettirecek tedbirler almaya itiyor. Yani “yeni
hayat sahaları “arıyorlar. Çünkü onlara göre sadece insan kendi insanlarıdır.
Dünyadaki diğer insanların yaşamaya hakkı yoktur. Onların elindeki kaynakları
kendileri kullanabilirler. Ve kullanmak içinde saldırmaya başlarlar.
Muhteşem S.S.C.B
yıkılmadan az bir zaman önceydi. Haber kanallarında Sibirya’daki madenlerin
işletilmesini A.B.D. ye verildiğini duyunca yıkılıyor demiştim. Zira o zulüm
yönetimi ancak büyük ve güçlü bir ordu ile ayakta kalabilirdi. Büyük ordu ise
ancak sağlam bir ekonomi ile olurdu. Eğer ekonomi yoksa sağlam bir orduda yok demektir.
Parçaları bir arada tutan unsur ortadan kalkınca, etnik olarak biri birinden
ayrı olan unsurlarda ayrılmak isteyeceklerdir. Nitekim bunu hep birlikte
yaşadık.
Amerikalılarla birlikte
çalışmıştım bir zamanlar. Yakın tarih olmasına rağmen onlarda ateşi yakacak
kıvılcımın hala var olduğunu gördüm. Neydi bu kıvılcım. Siyahlarla beyazların
hala eşit olmadıkları bir ülkede yaşıyorlar ve onları biri birine bağlayan
unsurda ekonomik refah ve amerikan pasaportuna sahip olmaktı. Kendileri için
bir gurur kaynağı idi bu pasaport. Ayrıcalıklı insan sayıyorlardı kendilerini
diğer ülke vatandaşlarına karşı. Bir masanın etrafında oturan amerikan
askerlerinin sorduğumda biri İspanyol, biri alman, biri Fransız, biri İtalyan olabiliyordu.
Hepsi amerikan vatandaşı idi.
Şimdi ekonomi iflasta,
inşallah tam iflas edecekler. Nasıl ki Yüce Kitabımız Kuran’ı Kerimde diyor
“kavimlerinde bir ömrü vardır”işte ömürleri dolacak onlarında bir gün. Ama bu
çok yakın zamanda olur veya bizim görebileceğimiz kadar biraz uzun zaman alır,
Allah’ın izniyle dünya Amerika belasından ebediyen kurtulacak. İstediği yere çöreklenen,
istediği ülkede darbe yaptıran, ikiz kulelerini kendisi vurup sonra ülkeleri
işgal eden, ne menem şeyse bu kimyasal silahlar hala araya araya bulamadığı
Irak’ı işgal eden bir dev parçalanacak.
Siz bakmayın şimdilerde
başkan adaylarından birinin renginin siyah olmasına. O hiçbir şeyi değiştirmeyecek,
Amerika siyah beyaz çatışması ile yıkılacak. Yok ki etnik bir ayrılık, yok ki
bağlayacak bir bağ. Para vardı o da bitti. Neden İspanyollar, İtalyanlar, almanlar
bir arada yaşasınlar ki?
Bu krizden ekonomisini
güçlendiren Rusya karlı çıkacak. Birde daha önce bunları yaşamış olan biz. Ama aklıselim
ile hareket edilir, kurumlar bunun farkına varır, kendi halkını düşman ilan
etmekten sakınırlarsa. Biz biliyoruz ki Arjantin ekonomisi bizden kat kat
iyiyken her yer yağmalandı. Sebep inanç olayında gizli. Biz Müslüman olarak hem
milletine hem devletine bağlı insanlarız. Dinimiz bunu emrediyor. Onun için
hiçbir dünya ülkesinin yaşamadığı krizleri yaşadık ve bir yeri yağmalamadık.
Sebep elbette ki dinimiz. Bu insanları dinden uzaklaştırmak yerine dinini doğru
öğretmeyi seçerek bu işi başarabiliriz. Dinini doğru öğretmek, ne olduğu belli
olmayan hala doğru düzgün tanımı bile yapılamamış laiklik zırhına bürünerek din
düşmanlığını yapmayı kastetmiyorum tabi. Eğer bunu yaparsanız diğer devletlerin
şimdi yaşadıkları inançsızlıkla ilgili sıkıntıları bizde ileriki zamanlarda
yaşayacağız demektir.
Aslında kötü olmakla
birlikte bu dünyanın içinde düştüğü ekonomik kriz bizim için bazı gerçekleri
görme açısından bir şans olabilir beklide. Değerlendirebilirsek tabi. Yok, eğer
onların giyim, kuşam, aile yaşantısını ve yaşama biçimini halkımıza dayatıp
bunu modernlik sayarak onlar gibi insan tipi yaratmaya çalışmak için gayretlere
devam edersek yazık Türkiye’me.
3.10.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder