10 Ağustos 2014 Pazar

ÇÖZÜLEMEYEN SORUN BAŞÖRTÜSÜ



Defalarca yazdım, başörtüsüne karşı olanlar ne isterler. Ülkesi için canını veren şehit çocuklarımızın anaları başörtülü değil mi diye sordum. Çözülüyor, çözülecek denildi fakat ne mümkün. Çözme sözü verenler samimi değiller. Orda başka konuşuyor, burada başka konuşuyorlar.

Peki, neden çözülmüyor bu sorun. Aslında sebep belli. Demokrasi, laiklik, cumhuriyetin temel felsefesi, mahalle baskısı daha ne sayarsanız sayın hepsi safsata. Peki, esas sorun ne?

Prof. Ümit Özdağ nihayet doğru bir şeyler söyledi.”Başörtülü bir kadın çocuk doğuruyor, bu çocuğunu askere yolluyor. Bu çocuk vatanı için canını veriyor ve şehit oluyor. Sen bu anaya diyorsun sen cumhuriyet düşmanısın” ne doğru bir söz değil mi?

Şimdi o ana sormaz mı size, oğlum cumhuriyeti korurken şehit oldu. Eğer ben cumhuriyet düşmanı olsam, oğlumu neden askere yollayıp, şehit olmasına göz yumayım. Bana bu başörtüsü düşmanlarından birinin şehit yakını var mı gösterin dese, gösterilecek bir şehitleri var mı bilmiyorum.

İster dini gerekçe ile başını örtsün, ister bu giyimi sevdiği için örtsün bunun kimseyi ilgilendiren bir yanı yok. Efendim köyde anasının örttüğü gibi örtse olurmuş. Ya da saçının bir kısmı görünse neden olmazmış.

Hepsi laf salatası. Bunlar aslında cumhuriyetin gerçek sahiplerine düşmanlar. Şimdiye kadar hep onlar idare ettiler. Halk koyun sürüsü olacak, onlar çoban olacak. Böyle olursa sorun yok. Ama vatandaş uyandı, yutmuyor bunları artık. Tarlada başını ört. Çünkü bana ortak olmuyorsun orda. Ama bana ortak olduğun yerde dur.

Benimle eşit konumda olacak yerlerde başörtüsü olmaz. Neden olmaz? Çünkü kontrol ellerinden gidiyor. Cumhuriyetin gerçek sahibi yönetici olacak, kendileri onlar tarafından yönetilecek, bu asla kabul edilir bir şey değildir.

CHP neden iktidar olamıyor? Bu sebepten olamıyor. Cumhuriyetin gerçek sahiplerine her konuda yabancı olduğu için. CHP bu sorunun çözümünde rol alsın, eğer oy vermezsem namerdim. Ama bu oyu veremeyeceğim. Çünkü samimi değiller.

Şimdiye kadar meclis seçiyordu Cumhurbaşkanını. Bu defa da seçti. Ama eşi başörtülü diye cumhuriyet resepsiyonunu boykot ediyorlar. Bundan sonra halk seçecek. Sanırım yine CHP lilerin istediği gibi biri olmayacak. Yani halkın seçimine de itiraz edilecek. O zaman kendine başka bir ülkede seçmen arayacak demektir bu.

Gerek başörtülü, gerekse açık kızların okullarda ve başka mekânlarda hiçbir sorunu yok. Kol kola geziyorlar. Mahalle baskısı olabilirmiş. Bunlar başörtüsü düşmanlarının paranoyaları aslında. Sayın Ümit Zileli öyle diyor. Bir kaç yıl sonra baskı olacakmış. Sayın Zileli’nin falcı olduğunu bilmiyordum. Ramazan ayında sokaklarda oruç tutmayanlara kim baskı yaptı şimdiye kadar sormak lazım.

Sayın Zileli’ye bir haberim var. Hükümet yeni bir kararname hazırlıyormuş, artık bütün plajlarda kadınlar kırmızı bikini giyecekmiş. Başka renk ve model bikini yasaklanacakmış. Çok saçma bir cümle oldu değil mi? İşte başörtüsü düşmanlığınız da böyle bir saçmalık. Sahi kaç tel saç görünürse laiklik zarar görmez acaba?

YÖK başkanı samimi bir şekilde ben kefilim hiçbir baskı olmaz diyor. Olmayacağını bildiği için söylüyor bunu. Yoksa öğrencileri toplayıp, başörtüsü baskısı yapmayan diyecek hali yok. Ancak demokrasiler böyle taahhütler olmaz. Kanın vardır, nizam vardır. Aslında olmayan böyle bir yasağı, anayasaya uyularak kaldırmak mümkün.

Çözülemeyen başka bir sorunumuz zorunlu din dersleri. Madem darbe anayasasının bir ürünü diyorsunuz zorunlu din dersi, değiştirin o zaman. Ben köyüme, mahalleme cami istemiyorum diyenin köyüne kim cami yapar anlamıyorum. Devletin bir iki istisna hariç, cami yapmadığını biliyorum. Cami içinde ibadet yapan insan olunca kutsal mekândır. Namaz kılınmayan cami ne işe yarar?

Hıristiyan ailelerin çocukları bildiğim kadarı ile din derslerine girmiyor. Bir insana illa sen Müslümansın, din dersine gireceksin demeye kimin ne hakkı var? Belki vatandaş Müslüman değil cami istemiyor, din dersi istemiyor, size ne yahu milletin dininden. Kaldırın zorunluluğu isteyen girsin derse, istemeyen girmesin.

İşlerine gelince anayasa, işlerine gelmeyince kendi yaptıkları anayasaya uymamayı bile, anayasaya uygunluk diye takdim ediyorlar. Millet uyandı artık. Birde bu yasakçılar uyansalar.

18.10.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder