Büyük
restorasyon: Kadimden küreselleşmeye yeni siyaset anlayışımız diyor Davutoğlu.
Konuşmasında sadece bölge halkına mesajlar vermedi. Dış dünya ya, muhalefete,
aklı olan herkese derin mesajlar verdi. Aklı olan anlayacak, olmayan da “
istemezük hoşafın yağı kesildi ” diye haykıracak.
“Eğer
biz kulağa konuşsaydık tercümana ihtiyaç vardı, gönülden gönüle konuşanlar için
tercümana ihtiyaç yoktur” derken, senlerdir Kürtçe konuşan bu insanlarla
şimdiye kadar nasıl anlaştıysak yine öyle anlaşacağız, bu anlaşılmama, korkusu
neden der gibiydi.
Niçin
restorasyon diyor? Çünkü yeni bir şey yapmak için eskiyi yıkmak gerekir. Biz
hiçbir şeyi yıkmak istemiyoruz. Eski yapımızın çürüyen tahtalarını değişip,
yerinden oynayan taşlarını eski yerine sağlam bir şekilde oturtmak
niyetindeyiz.
“Psikolojinin
restorasyonu “ ile ey bölge halkı, kendini gözden geçir, sizi bin yıldır
birlikte yaşadığınız insanlar mı daha çok düşünür, yoksa üzerinizden devşirme
yapmak isteyen Hıristiyan dünya ve İslam’la zerre kadar ilgisi olmayan içinde
72 milletten insan barındıran kâfir bir örgüt mü? Der gibiydi.
Bölünerek
mi güçlü olunur, birleşerek mi? İşte Kuzey Irak, petrol var ama faydalanma
imkânı var mı? Kime veriliyor işletilmesi ve çıkarılması. Sanayisi, teknolojisi
olmayan bir devlet güçlenmiş mi sayılır yoksa başkasına hayat sahası mı olur?
Aslında
Ortadoğu coğrafyası hars birliği yapmış insanların bir araya gelmesi ile
oluşmuş, kültürleri harmanlanmış, mefkûre
birliği içinde olmuş topluluktur. Ta İskender medeniyetinden başlayıp, İslam
medeniyetinin bir araya getirdiği Türk, Kürt, Arap coğrafyasıdır. Hedefte
olması gereken bu harmanlanan kültürlerin çatışması değil,1095 yılında birinci
haçlı seferi ile başlayan, değişen zamanlarda çehre yenileyen haçlı zihniyeti olmalıdır.
Çünkü o zihniyettir bizi bölüp, ufalayıp yutmak isteyen.
“Avrupa
birleşmeye gidince Romacı olmuyor biz hinterlandımızı genişletelim 100 yıl önce
yaşayan insanları bir araya getirelim deyince Osmanlıcı oluyoruz” diye haklı
serzenişte bulunuyor. Birçok kavramlar batıda üretilip önümüze konuyor. Bizden
bir beyinsiz takım da balıklama atlıyor bunların üzerine. Ulusalcılık, solculuk
maskesi altında batıya uşaklık yapıyorlar.
Bu
coğrafyanın 600 yıl birlikte yaşadığı gibi birlik olması, kaynaklarını
kendileri kullanması, hele bir de buna Türk dünyasının dâhil edilmesi batıyı
rahatsız eder de; ey beyinsizler bu ülke vatandaşı olarak sizi neden rahatsız
eder bilmiyorum. Osmanlının fethettiği İstanbul’da, plazalarda oturursunuz ama
Osmanlıdan rahatsızlık duyarsınız.
Ekonomik
restorasyondan söz etmeye gerek yok. Diyarbakır’ı Diyarbakır yapan tek taş bile
zayi olmamalıdır sözünün anlamını vatandaş anladı. Plaza müdavimleri anladı mı
bilmiyorum. Anlamadıysa ya anlamış gibi yapsınlar, ya da sonsuz kadar sussunlar,
nikâhlarında papazın söylediği gibi.
Ülkemizin
geleceği, birliği ve beraberliği için bu süreçte muhalefette elini taşın altına
koymalı. Koymuyorsa eğer müdahale etmeden uzaktan seyretmelidir. Ama bilsinler
ki bu miller seyir ücretini fazlası ile alacaktır.
15.3.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder