Bir
yanda Ortadoğu’da haritalar değişecek diyen küresel güçler, bir yanda bizim
memleket manzarası. Bize benzeyen hiçbir dünya ülkesi göremiyoruz. Başka
gezegenlerde var mı bilmiyorum! Bu kafaya sahip asker, bürokrat, siyaset adamı
yapısı ile bu ülke nasıl düzelir?
Dokuzuncu
cumhurbaşkanımız kendi dönemi ile ilgili açıklamada bulunuyor.” 28 Şubat bir
darbe değildir. Her şey anayasa çerçevesinde cereyan etmiştir. MGK kararı ile
olası bir darbe önlenmiştir “ diyor. Diyor da kimse sormuyor kendisine bari ben
sorayım. Muhterem; anayasada darbe yapılır diye bir madde var mı? Olası darbe
yapmak isteyenler hakkında en yetkili kişi olarak ne yaptınız, ne gibi bir
işlem yaptınız? Yani Sayın Demirel, yine Demirelce konuşmuş işte. “Dün dündür
bu gün bu gündür” demişti bir ara.
Dünya’dan
zerre kadar haberi olmayan bir ana muhalefet partimiz var ve onun dehşetli
kaygan başkanı. Bölgedeki gelişmelerden bi haber, politika olarak hasım
durumunda olduğumuz dış devletle bile iş birliği yapacak kadar boş ve tıngır
tıngır bir insan. Bir ülkenin vatandaşı, savaşta bile savaşı anlamsız bulabilir
ama ülkesi için savaşa devam eder. Benim ülkem haksız ben savaşmıyorum diyerek
düşman askeri ile poz veren bir asker gördünüz mü? Bizde böyle asker yok ama
muhalefet milletvekilleri var.
Muhterem
Kılıçdaroğlu “verdiğimiz destek Erdoğan’ a değil şehit ana-babalarına” diyerek
her zaman olduğu gibi samimiyetsiz bir tutum takınıyor. Madem bu kadar
hassastır muhterem, o zaman Hüseyin Aygün’ün partisinde ne aradığını da izah etmeli.
BDP den daha farklı bir parti olduğunu göstermeli.
Diğer
yanda başka bir muhalefet partisi MHP. İnsan bu kadar mı geçmişten ders almamış
olur? Ülkede kendi ideolojisine göre bazıları adına Türk dedikleri bir ırk,
Müslüman dedikleri bir din yaratmak istedi. İdeolojileri uğruna bütün
vatandaşları kırıp geçtiler. Ülkücüler bile işkence gördü. Çünkü ülkücünün
kafasındaki Türk kavramı ile ideoloji sahibinin kafasında Türk kavramı aynı
değildi. Her darbede ülkücüler zarar gördü.
Şimdi
Sayın Bahçeli kalkmış darbe suçundan tutuklu bir komutanı ziyaret edeceğini
açıklıyor.( Tabi suçlu veya değil mahkeme karar verecek ama isnat edilen suç
bu.) Her dönem bu ideoloji sahipleri güçlü olan sağ grup üzerinde baskı
kurmuştur.12 Eylül döneminde ülkücüler hedefteydi. Şimdi AKP. Çünkü o dönem
ülkücü kanat güçlüydü. Bu ideoloji sahipleri sol tandanslı insanlardı. Sol
kendine darbe yapıldığını söylese bile, darbecilerin seçim sandıklarındaki
oyları öyle söylemiyor.
Şimdi
böylesine köklü bir harekete liderlik yapan Sayın Bahçeli, bu sözü ile ülke
gerçeklerinden haberi olmayan bir lider görüntüsü veriyor. Milletin de
kendisine teveccüh göstermesini bekliyor. Milliyetçi bir insan, diğer partiler
ucuz siyasete soyunsa bile doğruları söyleyen ve ülke menfaatinin dışına
çıkmayan insandır. “2007 de attığım urgana “ diye başlayan bir söylem ucuz
siyasettir.
Hadi
kanı kaynayan gençlik bilmiyor, Sayın Bahçeli bilmiyor mu? Sormazlar mı insana,
99 yılında o urganı rahmetli Ecevit’in önüne neden atmadın diye? 30yıldır bu
ülke insanı şehit veriyor. Belki bir çözüm diyerek şehit ailelerinin bile taraf
olduğu bir barış girişimine karşı çıkmanın mantığı ne? Gençliği alıp dağa sen
mi çıkacaksın. Veya hangi çocuğunu şehit vermeyi göze aldın?
BDP
den bahsetmeye gerek bile yok. Hepimiz biliyoruz ki onlar PKK nın meclisteki
kanadı, kandan beslenen vampir sürüsü. Hepsi vatan haini. Doğru kanunlar olsa
hepsi idamla yargılanması gereken sürü.
Bir
de ülke kurtarmaya çalışan kahramanlarımız var. Hani cesurca balans ayarı
yapan, kükreyen, cumhuru aşağılayıp ezen, fakat cumhuriyeti koruyan, cumhursuz
cumhuriyetin var olacağına inanan, başkalarının tezgâhladığı darbeye maşa olan,
belki de cumhuriyet içgüdüsü ile maşa olduğunu bile fark etmeyen insanlarımız.
Osmanlıdan
bu yana gelen geleneğimiz var. Bu geleneğin uygulayıcısı silahlı kuvvetler.
Cumhuriyeti koruma ve kollama içgüdüsü ile geliştirilen refleks bu. Öncelikle
madem çağdaşlık diyoruz, bu muhteremlerin artık baskı ve sindirme ile şekil
verilmeyeceğini bilmemesi çağdaş bir görüntü vermiyor. İnsanların geleneklerini
uygulamaktan dolayı utanacak neyi olur ki? Veya korkacak?
Zaman
geçti ve bu insanlara birileri bu davranışın artık çağ dışı kaldığını söylüyor.
Bu dehşetli insanlar biz görevimizi yaptık demek yerine, haberim yok demek
yolunu seçiyor. Hani “özrü kabahatinden beter” denir ya. Madem haberin yok
orada neden oturdun sepet gibi demezler mi adama? Ben emir verdim demek cesaretini göstermek
çok mu zor?
Bir
başkası “ben içerideyim, asıl emir veren neden dışarıda” diyor. Hep bir
paslaşma içindeler. Bu arada kendi başına hiçbir plan yapamayacağını bildiğimiz
daha küçük rütbeli insanlar içeride yatıyor. Şimdi bu muhteremler saygı
bekliyor. Bu insanlar demez mi sizin yüzünüzden içerideyiz? Sadece önüne gelen
yazıları yazmakla yükümlü sivil memur bile var tutuklu olan.
Birilerinin
çıkıp ordu yıpratılıyor demesi ne kadar inandırıcı? Orduyu bu insanlardan daha
çok kim yıpratabilir? Daha ast rütbedeki asker size nasıl saygı duysun.
Vatandaş bu orduya nasıl saygı duysun? Hani “yıldırımlar yaratan bir ırkın
ahfadıyız” diyorduk.
Bunların
yanı sıra halkın teveccüh gösterdiği bir iktidarımız var. İnkâr etmek nankörlük
olur. Güzel şeyler yapıldı. Terör konusunda da adımlar atıldı. Ama her adım
karşı taraftan sabote edildi. Bunların güvenilir olmadığı görüldü artık. Adı
üstünde terör örgütü. Neyine güveneceksiniz ki? Hangi akıl bu defa sözlerinde
duracağını söyledi bilmiyorum. Devlet değil ki attığı imzanın arkasında dursun.
Yeni
bir girişim başladı. Buna da karşı değil çoğunluk. Kılıçdaroğlu değil ama
millet bu girişime de vize verdi. Görüşme dışında başka yollar, demokratik
yollar bitti mi bilinmez. Halkı PKK nın elinden kurtarmak gibi mesela. Bu
milletin enerjisi kalkınmaya harcansaydı neler olurdu şimdi! Çözülmesin
diyenler bir kez daha düşünsün, enerjimizi boşa harcamamızı kimler ister.
Bizim
için kuyu kazmak isteyen herkes bilsin ki;
“Bilmiyorlar
ki bu şiddetlerin olmaz hükmü:
Göz
yılar önce, fakat sonra kanıksar ölümü.
Sanıyorlar
kafa kesmekle, beyin ezmekle,
Fikr-i
hürriyet ölür. Hey gidi şaşkın hazele.
Daha
kuvvetleniyor kanla sulanmış toprak;
Ekilen
gövdelerin hepsi yarın fışkıracak!
Hangi
masumun olur hunu bu dünya da heder?
Yoksa
kanun-u ilahiyi de yırtar mı beşer?
Mehmet Akif Ersoy
23.01.2013
Hazele:
Aşağılık güruhu
Hun:
Kan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder