28 Ağustos 2014 Perşembe

DÜZELİR Mİ BU MEMLEKET MANZARASI?



Bir yanda Ortadoğu’da haritalar değişecek diyen küresel güçler, bir yanda bizim memleket manzarası. Bize benzeyen hiçbir dünya ülkesi göremiyoruz. Başka gezegenlerde var mı bilmiyorum! Bu kafaya sahip asker, bürokrat, siyaset adamı yapısı ile bu ülke nasıl düzelir?

Dokuzuncu cumhurbaşkanımız kendi dönemi ile ilgili açıklamada bulunuyor.” 28 Şubat bir darbe değildir. Her şey anayasa çerçevesinde cereyan etmiştir. MGK kararı ile olası bir darbe önlenmiştir “ diyor. Diyor da kimse sormuyor kendisine bari ben sorayım. Muhterem; anayasada darbe yapılır diye bir madde var mı? Olası darbe yapmak isteyenler hakkında en yetkili kişi olarak ne yaptınız, ne gibi bir işlem yaptınız? Yani Sayın Demirel, yine Demirelce konuşmuş işte. “Dün dündür bu gün bu gündür” demişti bir ara.

Dünya’dan zerre kadar haberi olmayan bir ana muhalefet partimiz var ve onun dehşetli kaygan başkanı. Bölgedeki gelişmelerden bi haber, politika olarak hasım durumunda olduğumuz dış devletle bile iş birliği yapacak kadar boş ve tıngır tıngır bir insan. Bir ülkenin vatandaşı, savaşta bile savaşı anlamsız bulabilir ama ülkesi için savaşa devam eder. Benim ülkem haksız ben savaşmıyorum diyerek düşman askeri ile poz veren bir asker gördünüz mü? Bizde böyle asker yok ama muhalefet milletvekilleri var.

Muhterem Kılıçdaroğlu “verdiğimiz destek Erdoğan’ a değil şehit ana-babalarına” diyerek her zaman olduğu gibi samimiyetsiz bir tutum takınıyor. Madem bu kadar hassastır muhterem, o zaman Hüseyin Aygün’ün partisinde ne aradığını da izah etmeli. BDP den daha farklı bir parti olduğunu göstermeli.

Diğer yanda başka bir muhalefet partisi MHP. İnsan bu kadar mı geçmişten ders almamış olur? Ülkede kendi ideolojisine göre bazıları adına Türk dedikleri bir ırk, Müslüman dedikleri bir din yaratmak istedi. İdeolojileri uğruna bütün vatandaşları kırıp geçtiler. Ülkücüler bile işkence gördü. Çünkü ülkücünün kafasındaki Türk kavramı ile ideoloji sahibinin kafasında Türk kavramı aynı değildi. Her darbede ülkücüler zarar gördü.

Şimdi Sayın Bahçeli kalkmış darbe suçundan tutuklu bir komutanı ziyaret edeceğini açıklıyor.( Tabi suçlu veya değil mahkeme karar verecek ama isnat edilen suç bu.) Her dönem bu ideoloji sahipleri güçlü olan sağ grup üzerinde baskı kurmuştur.12 Eylül döneminde ülkücüler hedefteydi. Şimdi AKP. Çünkü o dönem ülkücü kanat güçlüydü. Bu ideoloji sahipleri sol tandanslı insanlardı. Sol kendine darbe yapıldığını söylese bile, darbecilerin seçim sandıklarındaki oyları öyle söylemiyor.

Şimdi böylesine köklü bir harekete liderlik yapan Sayın Bahçeli, bu sözü ile ülke gerçeklerinden haberi olmayan bir lider görüntüsü veriyor. Milletin de kendisine teveccüh göstermesini bekliyor. Milliyetçi bir insan, diğer partiler ucuz siyasete soyunsa bile doğruları söyleyen ve ülke menfaatinin dışına çıkmayan insandır. “2007 de attığım urgana “ diye başlayan bir söylem ucuz siyasettir.

Hadi kanı kaynayan gençlik bilmiyor, Sayın Bahçeli bilmiyor mu? Sormazlar mı insana, 99 yılında o urganı rahmetli Ecevit’in önüne neden atmadın diye? 30yıldır bu ülke insanı şehit veriyor. Belki bir çözüm diyerek şehit ailelerinin bile taraf olduğu bir barış girişimine karşı çıkmanın mantığı ne? Gençliği alıp dağa sen mi çıkacaksın. Veya hangi çocuğunu şehit vermeyi göze aldın?

BDP den bahsetmeye gerek bile yok. Hepimiz biliyoruz ki onlar PKK nın meclisteki kanadı, kandan beslenen vampir sürüsü. Hepsi vatan haini. Doğru kanunlar olsa hepsi idamla yargılanması gereken sürü.

Bir de ülke kurtarmaya çalışan kahramanlarımız var. Hani cesurca balans ayarı yapan, kükreyen, cumhuru aşağılayıp ezen, fakat cumhuriyeti koruyan, cumhursuz cumhuriyetin var olacağına inanan, başkalarının tezgâhladığı darbeye maşa olan, belki de cumhuriyet içgüdüsü ile maşa olduğunu bile fark etmeyen insanlarımız.

Osmanlıdan bu yana gelen geleneğimiz var. Bu geleneğin uygulayıcısı silahlı kuvvetler. Cumhuriyeti koruma ve kollama içgüdüsü ile geliştirilen refleks bu. Öncelikle madem çağdaşlık diyoruz, bu muhteremlerin artık baskı ve sindirme ile şekil verilmeyeceğini bilmemesi çağdaş bir görüntü vermiyor. İnsanların geleneklerini uygulamaktan dolayı utanacak neyi olur ki? Veya korkacak?

Zaman geçti ve bu insanlara birileri bu davranışın artık çağ dışı kaldığını söylüyor. Bu dehşetli insanlar biz görevimizi yaptık demek yerine, haberim yok demek yolunu seçiyor. Hani “özrü kabahatinden beter” denir ya. Madem haberin yok orada neden oturdun sepet gibi demezler mi adama?  Ben emir verdim demek cesaretini göstermek çok mu zor?

Bir başkası “ben içerideyim, asıl emir veren neden dışarıda” diyor. Hep bir paslaşma içindeler. Bu arada kendi başına hiçbir plan yapamayacağını bildiğimiz daha küçük rütbeli insanlar içeride yatıyor. Şimdi bu muhteremler saygı bekliyor. Bu insanlar demez mi sizin yüzünüzden içerideyiz? Sadece önüne gelen yazıları yazmakla yükümlü sivil memur bile var tutuklu olan.

Birilerinin çıkıp ordu yıpratılıyor demesi ne kadar inandırıcı? Orduyu bu insanlardan daha çok kim yıpratabilir? Daha ast rütbedeki asker size nasıl saygı duysun. Vatandaş bu orduya nasıl saygı duysun? Hani “yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız” diyorduk.

Bunların yanı sıra halkın teveccüh gösterdiği bir iktidarımız var. İnkâr etmek nankörlük olur. Güzel şeyler yapıldı. Terör konusunda da adımlar atıldı. Ama her adım karşı taraftan sabote edildi. Bunların güvenilir olmadığı görüldü artık. Adı üstünde terör örgütü. Neyine güveneceksiniz ki? Hangi akıl bu defa sözlerinde duracağını söyledi bilmiyorum. Devlet değil ki attığı imzanın arkasında dursun.

Yeni bir girişim başladı. Buna da karşı değil çoğunluk. Kılıçdaroğlu değil ama millet bu girişime de vize verdi. Görüşme dışında başka yollar, demokratik yollar bitti mi bilinmez. Halkı PKK nın elinden kurtarmak gibi mesela. Bu milletin enerjisi kalkınmaya harcansaydı neler olurdu şimdi! Çözülmesin diyenler bir kez daha düşünsün, enerjimizi boşa harcamamızı kimler ister.

Bizim için kuyu kazmak isteyen herkes bilsin ki;

“Bilmiyorlar ki bu şiddetlerin olmaz hükmü:
Göz yılar önce, fakat sonra kanıksar ölümü.
Sanıyorlar kafa kesmekle, beyin ezmekle,
Fikr-i hürriyet ölür. Hey gidi şaşkın hazele.
Daha kuvvetleniyor kanla sulanmış toprak;
Ekilen gövdelerin hepsi yarın fışkıracak!
Hangi masumun olur hunu bu dünya da heder?
Yoksa kanun-u ilahiyi de yırtar mı beşer?  Mehmet Akif Ersoy

23.01.2013

Hazele: Aşağılık güruhu
Hun: Kan








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder