28 Ağustos 2014 Perşembe

ERMENİ PROTOKOLÜ



                Türk’ün Türk’ten başka dostu olmaz.”Yıllarca bu felsefe ile yaşadık. Niçin? Çünkü muhterem büyüklerimiz öyle istemişlerdi. İlkokuldan başlayarak beynimizi bu anlamsız fikirlerle doldurdular. Hâlbuki ayette mealen diyor ki”sen onları bütün olarak görürsün, ancak onlar parça parçadırlar.”

                Birinci ve ikinci dünya savaşı malumunuz olduğu üzere müslüman –hristiyan harbi değildi. Onlarında aralarında ihtilaflar var, onlarında karşılıklı menfaatleri var. Buradan anladığımız ülkelerin ve milletlerin ilişkisi menfaat ilişkisidir. Öyleyse müslüman olmasa bile başka ırka mensup milletlerle iyi ilişkiler içinde olunabilirmiş.

                 Biraz insanımızın kültür düzeyinin yükselmesi, biraz dünya konjöktüründeki değişme, ekonominin milliyet farkı gözetmeden genişlemesi, biraz da derin güçlerin etkisini kaybetmesi ile insanımız bunları görmeye başlamıştır. Yani paranın dini ve milliyeti yok.

                 Karşı taraf bizim gibi iyi niyet sahibi olmayabilir. Ama bir zaman sonra niyetimizi mutlaka anlayacaktır. Suriye ile iyi komşuluk ilişkimiz yoktu. Komşular ile sıfır sorun ilkesi ile başlatılan temaslar bakın nerelere getirdi bizi. Sınırlar kalkıyor. Açıklamada deniyor ki; arada ne tel örgü ne kapı kalacak.

                 Ermenistan da komşumuz. Bu ilke ile temaslar başlatılmış ve nihayetinde protokol imzalama aşamasına gelinmiş. Kolay bir iş mi? Değil elbette. Endişelerimiz yok mu? Var elbette. Dengeleri gözeteceksiniz. Azerbaycan’ı küstürmeyeceksiniz. Açılımı onlara da anlatmak, iyi izah etmek gerek. Bu biraz zor olacak, çünkü girilen yok dikenli bir yol. Azeri milletvekillerine bakıyorsunuz aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorlar. Demek anlamamışlar. Ayrıca Aliyev her sıkıntı doğduğunda Rusya’ya koşuyor. Onlar bize karşı ne kadar samimi o da ayrı bir konu.

                 Bütün tartışmalarda konu hep aynı noktaya geliyor. Biz kapıyı açtıktan sonra, Ermenistan Karabağ’dan çekilmezse. Olabilir bir ihtimaldir. Ancak bu yola giren insanlar mutlaka hesaplamışlardır. Her şey bize anlatılmıyor olabilir.
                  Her şeyden önce bu protokol Ermenistan ile diaspora ters düşmüştür. Onların mücadelesi ve görüş ayrılıkları bir avantajdır. Amerika bu konuyu bu protokole bağlamış ve 24 Nisanda soykırım kararı ile ilgili bir iddia gündeme gelmeyecektir.

                    Kapı açılacak belli bir süreç içinde. Mutlaka bilgimiz olmayan görüşmeler olmuş ve bunu sözü alınmıştır. Azeri kardeşlerimizin bunu neden anlamadıkları biraz şüpheli bence. Çünkü kışkırtılıyorlar bir yerlerden. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı işgal sona ermeden kapı açılmayacak diyor. İnanmıyor çıkarma yapıyorlar Ankara’ya. Bütün endişeleri kapı açıldıktan sonra çekilmezlerse gibi saçma bir tez. Protokolde yazmasa bile meselenin özü bu. İşgal bitecek, kapı açılacak. Çekilmediler, kapıyı kapatan biz değil miydik? Tekrar kapatmaktan bizi alıkoyan ne? Dünya da bunu görecek, biz anlaşmak istedik onlar yanaşmadı. Ayrıca işgalci oldukları bütün uluslar arası kararlarla teyit edilmiştir.

                    Soykırım olayını tarih komisyonu araştıracak. Bizim bu konuda endişemiz yok. Hem böyle bir olayın var olmadığı ortaya çıkacak, hemde Ermenilerin yaşadıkları ülkeye ihanet ettikleri, arkadan vurdukları. Bunu yapan dedeleridir. Biz şimdi siz böyle bir kötülüğü yaptınız iddiasında değiliz. Ama onlarında bunu anlayıp, bu anlamsız saçma tezlerinden vaz geçmelerinin yolu budur ancak.

                    Hiç kimseye düşmanlığımız yok bizim. Azeriler de bilmeliler ki Karabağ meselesi en az kendileri kadar bizim de meselemizdir. İşgal bitmeden hiç kimse sınırın açılmasına onay vermez bu ülkede.

                     Bu gün İlham Aliyev doğal gaz boru hatları ile ilgili açıklama yaptı. Gaz, Türkiye’nin fazla transit geçiş ücreti istemesi yüzünden Avrupa ya ulaştırılamıyormuş. Bu bir ticari sorun, ama bu sorunun şimdi gündeme gelmesi enteresan değil mi? Biz onları hiçbir menfaat karşılığı olmadan seviyoruz. Bunu görmeliler. En ufak problemde ki, bizim açımızdan bir problem yokken, dengesiz açıklamalardan ve başka yerlere müracaatlardan kaçınmalılar. Eğer başbakana inanmıyorlarsa, kime inanacaklar.

                    Şehitlikte bulunan Türk bayrakları kaldırılmış. Milli maçta Azeri bayrağı bulunmaması kararı neden bu kadar büyütüldü anlamış değilim. FİFA nın kararı bu. Bizim Azeri bayrağından rahatsız olduğumuz da yok. İçimizden gelerek yıllarca çeşitli platformlarda taşıdık bunu. Ama bize baskı unsuru, misilleme gibi uygulama yapılırsa rahatsız oluruz elbette. SSCB döneminde bütün esir Türkler için şiirler yazdığımız, yazarken ağladığımız günlerde, duygularımızı kim kontrol ediyordu?

                      İnce politikaların, ince hesapların olduğu bu gündemi anlamak gerek. Azeriler kardeşimizdir. Kapı açılır, gerekirse tekrar kapanır. Bu böyle
biline.

19.10.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder