29 Haziran 2015 Pazartesi

ONURLU İNSANLARIMIZ İBNELERİMİZ

İbnelerimiz dedik ama dünyanın dört bir yanından gelmişti ibneler. Bazıları “velev ki ibneyiz” dediler. Bu tabir farz et ki ibneyiz demektir. Biz farz kabul falan etmiyoruz, sizler hakkıyla ibnesiniz.


Onurlu olmak ibne olmak değildir. Onurlu olmak devletinden ve milletinden yana olmaktır. Devleti hatalı bile olsa dünya ya gammazlamak yerine arka çıkmaktır. Onurlu olmak devletten maaş alıp devleti arkadan hançerlememektir


Bunları destekleyen, Doğan ve Cemaat medyası dışında muhafazakâr denilen medyadan da bazı “kardeşlerimiz” vardı. İlk gruba diyecek sözümüz yok. Görevlerini yapıyorlar. İkinci grup “velev ki ibneyiz” demediler ama bunu diyenlerden yana tavır aldılar. Biz de bunlara “velev ki ibne değilsiniz” ama tıpkı ibne gibi kıvırıyorsunuz diyoruz. Acımasam tükürüğüme, yüzlerine tüküreceğim.


Tam 3 yıl önce 23.11.2012 de “bir sabah uyanacağız süper devletiz” demiştim. http://ncocak.blogspot.com.tr/2014/08/bir-sabah-uyanacagiz-super-devletiz.html Ama uyanamadık. Hala süper devlet uykusunu sürdürüyoruz. Bu ibnelerle ve ibne destekçisi ibne gibi kıvıranlarla süper olunmayacağını biz biliyoruz tabi.

Osmanlı 1299 da kuruldu. Sanıyoruz ki kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan uyudu ve bir sabah Fatih İstanbul’u fethetti. Kuruluştan fethe kadar tam 154 yıl geçti. Ne meşakkatler çekildi, ne sıkıntılar yaşandı. İstanbul’u “onurlu Osmanlı askeri” fethetti. Onur yürüyüşü yapan “onurlu ibneler” değil.

Şimdi bu “velev ki ibneler” ile ibne gibi kıvıranlar yeni bir algı operasyonuyla “Suriye bataklığı, bizi çekmek istiyorlar, girersek çıkamayız” demeye başladılar. Fırsat bir kere gelir. Değerlendiremezseniz hayat boyu keşke o zaman yapsaydık dersiniz.

Güneyimizde yeni bir devlet kurmaya çalışıyorlar. Bununla beraber bölgenin nüfus dengesini bozuyorlar. Yani güncel tabiri ile “demografik” yapıyı bizim aleyhimize bozuyorlar. Bölgedeki Türkmenler göçe zorlanıyor. Bölge Kürtleştirilmeye çalışılıyor. Kuzey Irak’ta tapu ve nüfus kayıtları yakılarak Türkmenler aleyhine bir yapı oluşturuldu. Şimdi Suriye’de bu yapılmaktadır.

Ortadoğu coğrafyasında oynanan oyunu tekrarlamaya gerek yok hepinizin malumu. 2 milyona yakın insan topraklarımız gelmiş, hem onların hem bizim huzurumuz kaçmıştır. Sınırımız, sınır olmaktan çıkmış yolgeçen hanına dönmüştür. DAEŞ bahane edilerek PYD militanlarına destek verilmiş, hastanelerimizde tedavi edilmiştir. Bu tedavi edilen militanların Türkiye düşmanlığı açıkça belli iken.

Şimdi bizden sessiz kalmamızı istiyorlar. Daha açık tabirle kuyruğumuzu kıstırıp ülkemizin bölünmesini izlememizi istiyorlar. Kimseye verilecek bir karış toprağımız yoktur. Bizimle yaşamak isteyen insan gibi yaşar, istemeyen adı Kürdistan olan bölgesine defolur gider.

Yapılması gereken Suriye’nin bizi ilgilendiren bölümünde güvenliği sağlamak ve ülkemizde zorunlu olarak bulunan insanlara evlerinize dönün demektir. Bunu başaramazsak dünya devletleri nezdinde köpek kadar bile değerimiz olmaz. Şamar oğlanına döneriz.

Tarihten gelen bu misyonu üstlenip, kutlu yürüyüşümüzü sürdürmeliyiz. Bizim için onurlu olan bu yolda savaşmak, gerekirse ölmektir. Vatanı ve milleti için savaşmayı ve bu yolda ölmeyi elbette ibnelerin ve onların destekçilerinin anlamasını beklemiyoruz.

İbneler de “ siz dilediğiniz tepkiyi verin beni bir tepki vermeye zorlamayın olmaz mı “ diyen muhafazakâr İsmail ağabeylerini ve “Hdp tam Syriza olmuş. Soru şu: Türkiye'nin Syriza vakti geldi mi?” diyen Aslı ablalarını alıp Yunanistan'a gidebilirler.

30.6.2015











27 Haziran 2015 Cumartesi

AMERİKA, AVRUPA VE İSRAİL’İN TÜRKİYE SEVGİSİ

Doğrusu bu kadar sevgiyi beklemiyordum bu müttefikimiz ve dostlarımızdan. Birkaç milyon veya milyar dolarımızı “hırsızlar” çalmış diye iktidar ve Ak partiye bizim adımıza, bizi korumak için saldırmaları gözlerimi yaşartıyor.

Geçmiş darbe ve müdahalelerde de her defasında yapmayın, ekonomi zarar görür demişlerdi hep. Bizim çocuklar darbe yaptı dediklerinde yüz milyarlar akmıştı dışarıya. 28 Şubatın ekonomimize zararı 381 milyar dolar olmuş.

Seçim öncesi 7 Şubat,17 ve 25 Aralık devlet yıkma operasyonlarında bile ekonomi fazla etkilenmemişti. Yeni Bizans oyunuyla seçimde ulusalcı kardeşlerimiz aşırı Türkçü oldukları için hdp’yi desteklediler. Dolar fırladı ne kadar zarar oldu bilmiyorum. Ama olsun, birkaç milyon doları çalan “hırsızdan” kurtulmak için yüz milyarlar feda olsun.

Erdoğan’a saldıranlara bakıyorum Amerikan, İsrail, Alman devleti ve medyası. Bunları destekleyen bizdeki taife, Amerikalıların bizi çok sevdiklerine, paramız çarçur olmasın diye bu adam gitmeli diyen batıya inanan ahmak taife.

Kâfirlerle birlik olup kendi ülkesini dışarıya gammazlayan bir de Müslüman görünümlü kâfir basınımız var. Fetullahçı Terör Örgütü elemanları. Her türlü yalan haberi yapıp önce batıya servis ediyor. Ya da batı ne yapmalarını söyleyip önce onları öne çıkarıyor. Her iki halde de Müslümanlara karşı küfürle iş birliği yapan Müslüman kardeşlerimiz bunlar. Küfürleri bol olsun.

“Terörist Türkiye” diye “tag” açanları destekleyen FETÖ üyeleri ve adının başına TC yazan ulusalcı Türkçü kardeşlerimiz. Bu kardeşlerimiz 40 yıl boyunca PKK’yı destekleyen Amerika için bir defa olsun “Terörist Amerika” diye tag açtılar mı acaba? Dahası terör örgütünü destekleyen Amerika için bir Amerikan vatandaşı veya bir medya organı “Terörist Amerika” diyebildi mi?

Türkiye’de kendileri ile aynı ismi paylaşmaktan utanç duyduğum Türk vatandaşları “Terörist Türkiye” diye tag açıyor ama Türkiye’de diktatör var. Amerika’da bir kişi “Terörist Amerika” desin yağsız kazığa oturturlar ama orada demokrasi var. Bunların dedeleri Ermenilere uyup Abdülhamit Han’a da “kızıl sultan” demişti.

Eskiye özenip önceki yıllarda olduğu gibi Müslümanları köleleştireceğini düşünenler o günlerin geride kaldığını bilsinler. Bu millet devletine saygılıdır. 90 yıl bu sebepten her türlü hakaret ve aşağılanmaya rağmen sustu. Artık devir değişti. Hiç kimse bunu geri getiremez.

Söyleyecek başka bahane bulamayanlar hırsızlığı dolamışlar dillerine. Aklı olan düşünür. Abdülhamit’ten bu yana aynı oyun tezgâhlanıyor. Adnan Menderes 12 uçak dolusu altınla yurt dışına kaçarken yakalanmıştı hani. Kimse sormadı devletin 12 uçak dolusu altını var mı diye. Sormazlar çünkü beyin yok.

Yatırımlar durdu, 3. Boğaz köprüsünün bağlantı yolları iptal oldu diye, göbek atanlar var. Ülkesine yatırım yapılmasın, gelişme olmasın diye çaba sarf eden küfür erbabı bizde olur ancak. Türkiye dışında bütün ülkelerde bu tipleri yağsız kazığa çekerler, çünkü oralarda demokrasi var. Biz de devletin dış politikasına iki savcı, birkaç polis müdahale eder, planlanmış şekilde FETÖ medyası fotoğraf çeker dünyaya servis eder başımızda diktatör var.

Nasıl olsa koyun çok. Ayakkabı kutusunu polisler götürmüştü ama hala eşşekler ayakkabı kutusu diyor. Çünkü beyin yok. Beyin olsa gâvur devletlerinin saldırdığı adama ben de saldırıyorum, bu işte bir yanlışlık olmasın diye düşünür.
Sözümüz Türk olması gerekenlere. Diğerleri dininin ve ırkının gereğini yapıyor.

27.6.2015








8 Haziran 2015 Pazartesi

SEÇİMİN KAZANANI KİM?

Siyasiler ülke kazandı falan diyorlar ya, inanmayın onlara. Şimdi herkes abandone durumunda. Kayıp, kazanç muhasebesi sonra yapılacak. İktidarı da muhalefeti de yaklaşan belanın kaç okka olduğunu kantara bakınca görecek ve aslında ülkenin kaybettiğini anlayacak.

Seçimin kazananı açıkça görünüyor ki ABD ve Kraliçe. Merkezde güçlü bir Türkiye, etrafında uyandırılmaya başlanan Müslüman Arap ülkeleri Ortadoğu politikalarına uymadı.

Ortadoğu’nun iki büyük ülkesinin el ele olması korkuttu batıyı. Nasıl Menderes’in Konya konuşması fitili ateşledi, bu fotoğrafta fitili ateşledi. Bizim açımızdan muhteşem olan görüntü, onlar açısından tehlike çanlarının başlaması idi.



Daha yıllar öncesinden ülke bazı kanallar vasıtası ile ele geçirilmeye başlanmıştı. ABD, sitemi kontrol edecek mekanizmayı Pensilvanya’da faaliyete geçirmişti. Hoca kılıklı papaz, bu sistemin şalteri olmuştu. Ergenekon falan diye anlatmaya gerek yok hepinizin malumu.

Mısır’da işleri nispeten kolaydı. Sisi denen bir adama darbe yaptırarak sorun çözüldü. Türkiye’de o kadar kolay değildi. Yoğun bir halk kitlesinin desteklediği iktidarı o şekilde devirmek kolay olmayacaktı. ABD şalteri indirdi.


Seçime 2-3 yıl kala fiber kablolardan Türkiye’ye cereyan akmaya başladı. Gidişattan memnun olmayan ABD, asla gerçekleri göremeyecek olan koyun sürüsüne “hırsız vaaar” diye bağırttı. Maksat kontrol dışına çıkan HALKBANK’a darbe vurmaktı. Maksat Müslüman kesime diş bileyenlere bağıracakları bir konu yaratmaktı.

Bunu başardılar. Çünkü karşı tarafa koyun diyenlerin kendisi koyundu. Fiber kablolardan akan cereyan insanı akılsız koyun yapma etkisine sahipti. Hâlbuki ipsizlik ve yolsuzlukta alışagelmişten farklı bir şey yoktu.

Seçim yaklaştıkça kablolardaki sinyaller arttı. “Abi” lerin ve ablaların beyinlerindeki merkezlere, kapı kapı dolaşıp HDP ye oy toplayın talimatı geldi. Gâvurun emrindeki Müslüman kılıklılar görevlerini yerine getirdi.

MHP bilerek vatan ihanet etmez ama milliyetçilik rolünden öte, Pensilvanya’nın güdümünde uyku haline devam etti. Çünkü planda Ak parti gidince, koalisyonda okyanus ötesi adamların olması vardı. Çatıya oturtulamayan aday, birinci sıraya oturtuldu.

Her gece halk Tv de boy gösteren Saadet ve BBP Pensilvanya’ya biat ederek muhafazakâr oyları bölme görevini üstlendi. Dişin kovuğunu bile doldurmayacak oy aldılar ama olsun, yine %2 yapıyor işte.

Asıl rolü Mustafa Kemal’in askerleri üstlendi. İsimlerinin başına utanmadan TC yazan bu vatan ve millet düşmanları, Ak parti gitsin de isterse ülke batsın diyerek HDP’ ye oy verdiler bazı yerlerde.

Hani her olayda ellerine bayraklarını alıp Anıtkabir’e gidip “Atam irtica geliyor” diye şikâyet eden güruh, ülkenin huzuru için belki barış olur umudu ile çözüm başlatanlara pkk ile görüşüyorlar diyen güruh, işte onlar HDP’ ye oy verdiler barajı aşsınlar diye.

Yarın ben Anıtkabir’e gidip atalarına diyeceğim ki; ey ata, hani sana şikâyete gelen askerlerin vardı ya, şimdi pkk’nın itleri oldular. İrticaya kızan atanız pkk’nın iti olmanıza da kızar sanırım.

Daha az tehlike gördükleri hdp’nin barajı geçmesi ile bu akılsız ata askerlerinin ülkemizi nelerin beklediğinin farkında olduğunu ve anladığını sanmıyorum.

Ak partinin yapması gerektiği fakat yapmadığı ve mevcut seçim sonucunun neler getireceğini de sonraki yazıda anlatmaya çalışalım.

8.6.2015