9 Ağustos 2014 Cumartesi

BİZİM “İSTEMEZÜK” TAVRIMIZ



Bir partinin veya ideolojinin peşine takılmadan giderseniz belki sizler de görürsünüz söylediklerimi. Yok, eğer bir tarafa takılıp kalmışsanız, asla hiçbir şey görmeden yaşarsınız.

Şimdiye kadar hep kızdık darbe yapmak istemişler, toplum mühendisleri toplumu şekillendirmeye çalışıyor diye. Tepeden inme yapılmak istenmiş hepsi. Hani alttan gelen bir istek, bir irade olmamış nedense. Nedeni basit aslında ama görmek istememişiz şimdiye kadar.

Belki toplumun yönlendirilmesi iyi bir şeymiş diye de düşünebilirsiniz. Ben de bazen düşünmüyor değilim. Bununla darbeleri savunduğum manası çıkarılmasın. Toplumun iyi yönde kanalize edilmesini kastediyorum. Yoksa iyi veya kötü akışında giden bir hayatı bombalarla, kaos yaratacak eylemlerle önce rayından çıkarıp, sonra topluma yabancı olan bir gömlek giydirmekten bahsetmiyorum.

Aslında ülkemiz tarihi bir dönemeçte. Belki elimizde buçuk bir devlet kalacak, belki karanlık ve kargaşanın hüküm sürdüğü günlerin arifesindeyiz. Halkın sağduyulu davranıp isteklerini belirtmesi gereken günlerde, halka bir şey soran yok. Daha önce de yazdım, biri bu gidişat yanlış demiş ve birileri de onun peşine takılmış. Yahut doğru demiş, birileri de onun peşine takılmış. Halka neyi soracaksınız ki? Bilene bir şey sorulur.

Külliyen “istemezük” cephesinde yer aldığımız için bizim dışımızda gelişiyor olaylar. Dış güçler bu özelliğimizi bizden iyi bildikleri için, çok güzel kullanıyorlar. Birileri bize bir şeyleri isteme diyor, biz de “istemezük” diyoruz. Kendi mantığımızda süzüp, neden istemiyorum acaba diye düşünmüyoruz.

Hani padişahın biri, iktidar olunca gezerken bakmış yeniçerilerin yemeğini tek bir kepçe ile veriyorlar. Yağlı, tatlı hepsi karışmış. Emir vermiş,” bundan böyle her yemek ayrı bir kepçe ile verilecek.” Verilmiş de. Artık hoşafın yüzeyinde yağ yokmuş. Yeniçeri kazan kaldırmış,”istemezük hoşafın yağı kesildi” demiş. İstenmez bazı şeyler ama neler istenmez onu bir bilsek. Bilerek istemezük desek.

Vatandaş baz istasyonuna karşı. Radyasyon yayıyor diye. Doğru, radyasyon yaymayan cihaz var mı şimdi? Bir yere konulan baz istasyonu için kıyametleri koparıyorlar. Mikrofonlara konuşuyorlar, haberlere konu oluyor. Ama cep telefonu kapsama alanı dışında kalsa, yine konuşur, görüşemiyorum diye. Telefonla konuşabilmek için o baz istasyonunun gerekli olduğunu bilmez. Ya cep telefonundan vaz geçeceksin, ya da baz istasyonunu kabulleneceksin. Birileri” istemezük de” demiştir ondan.

Elektriksiz hayat olur mu? Elektrik götürmek için baraj yapmaya kalkarsın,”vadi”me dokunma der. Elektrik kesilince feryat ediyordun ya. Ovaya baraj olmayacağına göre, vadide baraj olacak ki elektrik kullanasın. Hem elektrik ister, hem “vadi”me dokuma der. Birileri ona” istemezük de “demiştir.

Termik santral yapmak istersin, ona da itiraz ederler.”ova”ma dokunma der. Santral olacak ki elektrik kullanasın. Hem elektrik iste, hem santrale karşı çık. Birileri ona” istemezük de” demiştir.

Aslında bilmezler, kendilerine “istemezük de” diyenlerin mutlaka bir rant paylaşımında ortaklığı vardır.

Ne zaman adam oluruz? Birileri bize“istemezük de” dediğinde, neden diyeyim sorusunu sorup, mantığımızla ölçüp- biçip, yanlışsa eğer,”istemezük” demediğimiz zaman.

31.12.2010


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder