30 Ağustos 2014 Cumartesi

HİZMET HAREKETİNİN SEÇMENE SAYGISI



Camianın temsilcisi olarak Fatih üniversitesinden Selim Savaş Genç’in karşısında cemaat hükümet çekişmesini değerlendirmek için konunun muhatabı olmayan iki insan çıkmış veya çıkarılmış. Mehmet Bekaroğlu milli görüş künyesi, Altan Tan BDP milletvekili. İkisinin de siyasi duruşları belli.

Konunun muhatabı olan hükümet kanadından kimse yok. Biri hükümete çatmakla görevli, diğeri İslami kimlik altında Kürtçülük yapmakla görevli.

Sosyal medyada, hizmet adı altında kendilerinin de aslında haberi olmadığı icraatları canhıraş savunan hizmet neferlerinin durumunu güzel açıkladı camia temsilcisi. Camianın tabanı tavandan haberdar değildir tezimizi her ne kadar kabul etmeseler de doğruladı.”Hizmet hareketinde taban birçok şeyi yeni duyuyor “ diyerek.

Biz de bunu diyorduk zaten, hizmet sandığınız şey hizmet değildir diye. Daha önceki yazımda bahsettiğim kesin inançlıları sadece Kemalistler olarak almayın. Camianın tabanı da kesin inançlıdır.

Hoca efendi anlatılmıştır kendilerine yahut kitapları okutulmuştur. Onlardaki hoca efendi algısı odur. Daha sonra bizzat hoca efendiden dinleseler bile yanlış söyleneni yanlış olarak almazlar.

Çoğu Kuran okumuş olan bu insanlar semavi dinlere inanmıştır. Kuran öyle demese bile olsun hoca efendi öyle demiştir. Hoşgörü demiştir, diyalog demiştir.

Şiddetli Kemalist olan bazılarının önüne nutuk indirip oku dediğinizde, yazılana nasıl inanmamış, yanlışlık vardır demişse bunlarda aynıdır. Çünkü onun Atatürk’ü o yazıyı kaleme alan değil, kendisine anlatılandır.

Dünyanın birçok yerindeki müslümanın derdi ile dertlenmiyorsanız, hizmet dediğiniz şey neyin hizmetidir veya kime hizmettir?

Meselenin para olmadığı, medyada yer alan mensuplarının kirada oturuyor olması ile açıklanamaz. Bunu bizde hep söylüyoruz, alt tabaka asgari ücretle çalışan ırgattan farklı değil. Ama hoca efendi medyada yer alan rakamlara göre 30 milyar dolarlara hükmetmektedir.

“Hizmet hareketi İslamcı bir yapıya sahip değil” sözü ile ne anlatılmak istendiği anlaşılmamakla beraber, vatandaşın algısını doğrular niteliktedir. Bir dini sembol var ama bu İslam değil, son icraatlar ile açığa çıkan budur.

Başlangıçta İslam karşıtı olan insanlar dışında büyük kesimin sempatisini kazanan hizmet hareketi, tamamen kendini bitirmiş, sempatiyi kaybetmiştir. Çünkü millet namaz kılan, dinini bilen insanların devlet kadrolarında yer almasından son derece memnundu.

 ”Bu kadar güçlü bir yapının korkutmaması mümkün değil” tanımlamasındaki korku, dindar insanlardan değil, hizmet adı verilen şeyin aslında hizmet olmadığının anlaşılmasındandır.

Şeffaflığın olmaması,yapının üstü ile altının farklı düşünüyor olması,  ister istemez masonik bir yapıyı hatırlatıyor..Hani nasıl semavi dinler varsa, İslami figürlerle süslenmiş semavi bir masonluk neden olmasın.

Kendilerine verilen bu kadar devlet kadrosuna rağmen, devleti yönetenlere rakip pozisyonda olunması, hizmetten çok siyasi bir yapıyı hatırlatıyor. Hem öyle bir rakip ki,”atın bu kadını dışarı” diyenlere bile bu kadar rakip olunmamıştı.

Nasıl devlet istediklerinden tutun da, bir türlü gerçekleştirilemeyen anayasa ya kadar birçok istek var. Yeni ve bütün milleti kucaklayıcı bir anayasa elbette herkesin ortak isteği. Ama hizmet diye ortaya çıkıp, bir dizi istekleri sıralamak STK veya muhalefet eden siyasi partilerin işi olsa gerek.

Daha gerilere gidin,11 yıl geriye. Ak partinin iktidar oluş hikâyesini hatırlayın. Genel başkanı bile hapiste olan bir parti tek başına iktidar oluyor. Bu tepki nedendi?

Geride bir 28 Şubat post modern darbesi bırakılmış, millet hâkim olan güce “ben senin bu tavrından hoşnut değilim, sen ülke güvenliği ile ilgilen, ülkeyi siyasiler yönetsin” demişti aslında.

İnsanlar son seçimde, siyasi partinin kendilerine ettiği vaatlere inanarak oy verdiler.

Hizmet adı altında kamu kurumlarının yapılandırılmasına, hatta kendilerinden olmayan kim varsa harcanmasına, bel altı vuruşlarla ana muhalefetin bile yapamadığı kadar muhalefet olmaya oy vermedi.

Ve yine hizmet hareketi adı ile ortaya çıkıp ülke yönetimine talip olmak, bunun için hükümeti sıkıntıya sokmak, iktidar partisine oy veren %51 i oluşturan insanlara saygısızlıktır.

Ülke yönetimine talip olanlar parti kurar, seçime girer, ülkeyi yönetirler. Hiç kimse davulu boynuna asıp, tokmağı başkasının eline vermez.
Hizmet hareketi ise buyurun hizmet edin, ülke yönetmek ise hodri meydan, parti kurup, meydanlara inin.

12.12.2013






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder