Kızılay’ın
Ankara’da ve İstanbul Fatih Camii’nde çadır kurmak gibi bir görevi yokmuş. Daha
önce böyle bir şey görmemişiz. Görmezsiniz tabi,99 da deprem olduğunda deprem
bölgesinde bölgeye kuracağı çadırı da yoktu Kızılay’ın. Yardım yapacak
malzemesi de yoktu Kızılay’ın. Şimdi var. Kızılay bu milletin örgütüdür,
milletin olduğu her yerde Kızılay vardır Sayın Çölaşan.
“Erbakan da her fani gibi bir gün ölecekti. Ama onun ölümü sonrasında Genelkurmay’ın üzüntü bildirisi yayınlayacağını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin cenaze töreninde 1. Ordu Komutanı düzeyinde temsil edileceğini, bazı general ve üst rütbeli subaylar tarafından uğurlanacağını, kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim.
Demek ki ben çok safmışım!”
Hayır, Sayın Çölaşan saf falan değilsiniz. Siz
gelişime ayak uyduramayan bir irticasınız.
Orada toplanan kalabalığın hepsi saadet partili değildi.
Millet uyandı, kurumlar uyandı. Bakın CPH nin güneydoğu ile ilgili hazırladığı
raporda ne var.”Bölgedeki faşist, dinsiz, Ergenekoncu algıyı değiştirmeliyiz” diyorlar.
Bunu TSK da anladı. Cenaze töreninde hiç kimsenin aleyhinde slogan atılmadı.
Mum yakılmadı. Sizi hayal kırıklığına uğratan subaylar aksine alkışlandılar.
Millet; tıpkı Libya olayında olduğu gibi bütün kurumlarını bir arada görmek
istiyor. Çünkü bunların hepsi bir bütünün parçaları. Rakipleri değil.
“Gerekirse
silah kullanın, demokrasiye balans ayarı yaptık” diyenler kendi kurumları
içinde elimine edildiler. Çünkü bunlar normal davranışlar değildi. Çünkü
millet, “elinize silah veren biziz. Bunu bizim huzurumuzu bozacak dış güçlere
karşı kullanmak için verdik” dedi.”Bu silahların parasını biz verdik,
namlusunun bize çeviremezsiniz “dedi.”Atanmış her kişi, bize efendi olsun diye atanmadı.
Bize hizmet etsin diye atandı. Balansımızın ne durumda olduğuna siz karar
veremezsiniz “dedi. Lider diye benimsedikleri bir insanın Ahirete intikalinde
ordusununda yanında olmasından hoşnut oldu ve onun için alkışladı. Bir siz
hoşnut değilsiniz, bir de sizin gibi kâğıttan asker diyenler.
Her
kurumda çağa ayak uyduramayan insanlar olabilir. Önemli olan bunu anlamak.
Çünkü insanlık gelişim içindedir. İnsanlık değişim içindedir. Tıpkı sizin
daktiloyu bırakıp bilgisayar kullanmanız gibi. Ama çağa ayak uydurmak sadece
daktiloyu emekliye ayırmakla olmuyor. Zihninde çağa ayak uydurması gerekiyor.
Giyimi ve inancı nedeni ile çağ dışı diye nitelediğiniz insanlar bile çağa ayak
uydurdu. Bir siz uyduramadınız. Birde kâğıttan asker diyenler. Gerici dediğiniz
insanlara darbe yapılmadı diye” hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.” O küçümsediğiniz
insanlar mı gerici, yoksa bütün bu gelişmeleri algılayamayan siz mi gerici?
Ya
o dinozor çağlarından çıkıp buraya geleceksiniz, ya da daha çok hayal kırıklığı
yaşayacaksınız Sayın Çölaşan.
3.3.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder