28 Ağustos 2014 Perşembe

ERGENEKONU ANLAMAK



                      Örgüt nedir, nasıl çalışır, bu yapılanma nasıldır bunu anlamayanları doğrusu bende hiç anlamıyorum. Hem de bunu anlamayan insanlar, bize hani o aydın diye lanse edilen kişiler olunca kafam daha çok karışıyor. Aydınmı değil? Beyinleri bir merkeze mi bağlı? Yoksa bir ucundan kenarından tutarlar mı bilmiyorum.

                     Başından beri hiçbir zaman böyle bir örgüt vardır demedim ama yoktur hiç demedim. Bu tür yapılanmaları az çok anladığım için sadece sonucu bekliyorum. Bu tür yapılanmaları neden anlıyorum peki? Çünkü ben aydın değilim. Kavrayışı kıt olmanın tek şartı aydın olmaktır. Hani o medyamızın bahsettiği aydınları kastediyorum.

                      Sayın Baykal yine o muhteşem çıkışını yaptı. Kendisinden ve partililerden aynı sesler yükseliyor. Bu bir intikam operasyonu, cumhuriyete, demokrasiye saldırılıyor. Kimse Yalçın Küçük’ün haklı bir gerekçe ile tutuklandığını söyleyemez diyen Sayın Kılıçtaroğlu. Yani doğru değil de diyemiyorum. Danıştay’a saldırı, oraya buraya bomba koyma, faili meçhul cinayetler, cumhuriyete saldırı değil de, bunu önlemeye yönelik çabalar, cumhuriyete saldırı oluyor nedense. Ben Müslümanım diyen biri demokrasiyi korumaya bile kalksa, buna hakkı yoktur. Demokrasi sadece bu insanlar içindir. Hatta cinayetler, hükümet devirmek için bombalamalar, meydanlarda bayrak açmalar, hepsi demokrasiyi korumak içindir. Müslümana düşmanlıkta demokratik bir çabadır.

                     “Mustafa Kemal büyük bir pilottu. Ama A.Öcalan da Kürt hareketini bu yere getirdi. Apo benim sevincimdir” diyen Yalçın küçük bile gözlerine sevimli görünüyor. Bölücü başı ile birlikte Yalçın Küçük,  cumhuriyeti korurken, Baykal da onlara sahip çıkmış olmuyor mu? Onlar cumhuriyeti koruyabilir, ama Erdoğan koruyamaz öylemi? Neden? Cumhuriyeti koruyanlar sınıfında yer almak için illa vatan hainimi olmak gerekiyor.

                       Şimdi görüyoruz ki cübbeleri içinde Anıtkabir’e yürümeler(hepsi bu şemanın içinde değil elbette, cübbeliler tarafından kandırılıp Atatürk’ün safında yer almak için yürüdüğünü sanmıştı bir kısmı) arkalarına Atatürk’ü alarak millete şirin görünmek ve doğru yaptıklarını göstermek içinmiş. Niye? Atatürk örgüt kurun, evinizde el bombaları saklayın, sağa sola bunları atın, kendi inansınızı öldürün, işinize gelmeyen hükümetleri devirmek için Müslümler Fadimeler yaratın, ikide bir orduyu göreve çağırın mı demişti?

                       Peki ya hukuk adamları? Onları hiç anlamıyorum. Hem ucube kararlar çıkacak, hem arkadaşları katledilecek, hemde bu katilleri bulmaya çalışan diğer hukukçulara karşı çıkacaklar. Hükümetin adamı denilecek, aşağılanacak, yaftalar atılacak. İstemezmisiniz Danıştay a saldıran, meslektaşlarınızı katleden adamı kim azmettirmiş bulunsun ve hukuka teslim edilsin? İstemiyorsanız, bu davayı yürüten ekibi hukuk dışılıkla suçluyorsanız, niyetiniz ne? Kimden yanasınız.

                       Ergenekonun avukatlığına soyunmak yerine, hukukun üstünlüğüne inanmak daha doğru bir yol değil midir? Suç yoksa zaten suçluda yoktur. Hepsi beraat eder, millette bunun altında yatanı anlar. Öyle sandığınız gibi bu millet bir şeyden anlamıyor olsaydı, Sayın Baykal iktidar olurdu şimdiye kadar.

                       Evlerde bombalar çıkıyor, krokilerle işaretlenmiş yerlerden gömülü bombalar, silahlar, tahrip kalıpları çıkıyor, hala bir şey yok, intikam operasyonu oluyor bu. Acaba operasyona giden ekipler Sayın Baykal’ı birlikte götürseler de gözleri ile görse inanır mı bilmiyorum. O zamanda bunları bu hukuk dışı kötü niyetli savcılar koymuşlar buraya der mi ki acaba? Rahmetli Ecevit bile hastanede yatarken gittikçe kötüleşiyordu. Evine gidince toparlamış, iyileşmişti hani hatırlarsanız. Nedendi acaba onu bile anlamamıştım.

                      İşinize gelince hukuk, gelmeyince ya irtica ya da hukuk dışılık olarak adlandırırsınız. Ama 367 kararını alkışlarsınız. Adı ne olursa olsun varsa bir hukuk dışılık, açığa çıkarılmalı, herkes kendi işini yapmalı, milletin önü kesilmemeli. Kesilmemeli ki artık bu devlet içindeki dalgalanmayı bırakıp çevresi ile ilgilensin. Dünya gidiyor bir yere. Ama biz hala çetelerle uğraşıyoruz. Kendi halkıyla barışık, demokratik, herkes için geçerli bir hukuka dayalı cumhuriyeti hak etmiyor mu bu millet?

 10.01.2009
                       
                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder