Ülkemiz
üzerinde sayısız planlar yapılıyor. Hepimizin malumu olduğu üzere bu planlar
şimdi başlamadı. Osmanlı zayıfladığı zaman başladı. Bir kısım düşünceler
yaklaşık yüz yıl önce gerçekleşti. Ancak plan istenen şekli almamış eksik
kalmıştı onlara göre.
Kurtuluş
savaşı sonrası bize göre de eksik kalan bir harita oluşmuştu. Çünkü bizim de
bir Misakı Milli’miz vardı. Onu gerçekleştirmek amacındaydık. Biten bir
imparatorluktan ancak bu çıkarılabildi.
Bazen
çok boş şeyleri tartışıyoruz. Ya da bazıları tarafından kafa karışıklığı yaratmak,
eksik kalan planı tamamlamak amacıyla kasıtlı olarak üretilen suni gündemler
oluyor bunlar. Hani kurtuluş savaşının olmadığına insanları inandırmak gibi.
Haklı şüpheli sorular
Kurtuluş
savaşımız vardır ve bu savaş etnik bazda alınırsa Türkü, Arabı, Kürdü ile
birlikte kazanıldı. Daha küçük gruplar da var onları saymadım. Hani Lazı,
Çerkezi diye söze başlıyor ya herkes. Devletimizin asli kurucu unsurları olan
bu gruplar üzerinde oynanmaya en müsait olanı Kürtler olarak görüldü. Şu anda
sayısını bilmediğim Arap asıllı vatandaşlarımız var. Çevremizde yeterince Arap
devleti olduğundan bölecek unsur olarak görülmediler. Şimdiye kadar
bütünlüğümüze düşman olan bir Arap asıllı vatandaşımızı gören oldu mu?
Kurtuluş
savaşının kafa karıştırıcı yönleri yok değil. Arşivlerimizin açılıp tarihimizi
tarihçiler gerçek olarak yazdıkları zaman aklımızdaki soru işaretleri gidecek
belki. Şimdilik cevapsız sorularımız bir kenara bırakarak asli unsurlara ne
olduğuna kafa yormamız lazım.
Doğru bir felsefe nasıl yanlışa
döndü?
70
li yıllarda ülkücü olan aleviler, ülkücü olan Kürt kardeşlerimiz vardı.
Ülkücülük görüşü hala geçerli bir düşünce olduğuna göre ne oldu bu
kardeşlerimize ülkücüler ötekiler oldu onlara göre? Doğru veya yanlış bir
partinin hala benimsediği ülkesini bunca mücadele vererek işgalinden kurtardığı
yabancı güçlere karşı koruma refleksini canlı tutmak isteyen bir felsefedir.
Bu
bizim düşündüğümüz bir ülke kurtarma refleksi miydi yoksa harita
değiştiricilerin bir oyunu mu ona bakmak lazım. Çünkü Türklük bu ülke vatandaşı
olmak, bu ülkenin selameti için çalışmaktan başka ne olabilirdi ki? Yanlış
uygulanan veya kasıtlı olarak ayrıştırmaya yönelik olan Kemalist felsefe
aslında 1950 de DP ile iflas etmişti. Bu felsefenin yanlış olduğunu halk
anlamış ve DP yi iktidar yapmıştı. Günümüzde bu felsefenin uygulayıcıları daha
1950 de halkın anladığını anlamayan, güya kendini akıllı zanneden beyinsizler.
Yıllardır
yanlış üzerinde ısrar edildiğine göre, halkı yönetme kapasitesine sahip
olduklarını söylüyorlarsa bu takdirde bu zihniyetin altında kurtuluş savaşı ile
ilgili şüpheli bakışları gündeme getirenler, sorularına cevap istemekte haklı
duruma düşüyorlar.
Öyle
ya cahil, göbeğini kaşıyan adam diye niteledikleri insanların bile gördüğünü
2012 yılında görmüyorlarsa ya beyinsizliklerinden, ya da ülkeyi parçalamak için
bu baskıcı politikaları uygulamak gayesi ile bir yerlerden emir almadıklarından
şüphe etmemek mümkün değil.
Ayrıştırmada kullanılan argümanlar
İşte
bu sebeple başlangıçta değindiğim ülkücü Kürtler ve aleviler ayrıştırıldı.
Hâlbuki hepsinin ülküsü aynı idi. Savaş verdiğimiz ülkelere karşı uyanık olmak,
dinimizle yaşamak. Ayrıştırılmayacağını gören hain eller başladılar ülkü
birliği içinde olan bu insanları etnik milliyetçilikle ayrıştırtırmaya. Bunun
yolu milletimizin çimentosu olan din birliğini yok etmekten geçiyordu.
Zaten
din konusunda cahil olan bizler dinimizin emirlerinden habersiz sıra
arkadaşımızın veya komşumuzun Allah’ın emrindeki gibi bütün müminler kardeştir
ayetinin farkına bile varmadan öteki yaptık. Bunu sadece Türk olanlar yapmadı,
alevi de yaptı, kürt te yaptı. Neden yaptık? Evet, baskı olabilir ama bizler
yüce kitabımızın tarifindeki müminlerden olsaydık ayılacak, bizi bölüyorlar
diyecektik. Kitapsız Müslüman olunur sandık. Kendi kitabından bi haber olan
insan nasıl Müslüman olacaktı ki?
Dininden
haberi olmayan cahil insan İslam içinde bir kültür olan Aleviliği ayrı bir din
olarak nitelemeye başladı. Müslümanım diyen insan zulme ses çıkarmadı. Çok
sevdikleri başbakanlarını asan masonik zihniyeti görmezden geldiler. O günleri
bilmiyorum ama bilen bir büyük varsa söylesin. Adnan menderes asılırken
başbakanımızı asmayın diye eylem yapan, sesini yükselten bir grup, bir zümre,
bir STK var mı?
İstiklal marşı kimin
Sanki
bir güç bu bölgeler bizden ayrılsın diye özellikle gayret sarf etmiş.80 li
yılların başında doğuda görev yaparken tespit ettiğim bazı gerçekleri o zaman
ülkeyi yöneten akıllı beyinsiz kadronun görmemesi mümkün değildi. Ben eğer
23-24 yaşında bunları görüyorsam devleti yönetenler eğer beyinsiz değildi ise
geriye bir tek şey kalıyor kasıtlı olarak yapılıyordu.
Bulunduğum
ilçede hiçbir şey yoktu. Gazete bile gelmezdi. Çocuklara ancak okula başlarken
nüfus belgesi verilirdi. Halk doğru düzgün Türkçe bilmiyor, anlatılanlar anlaşılmıyordu.
Okullarda sadece Türklük vurgusu yapılıyor. Yapılıyor ama istiklal marşımızın
aslında sadece Türklerin değil kurtuluş savaşı veren bütün insanların marşı
olduğu anlatılmıyordu.
Hala
var mı bilmiyorum Cuma akşamları ve pazartesi sabahları meydanda bayrak
merasimi yapılırken istiklal marşı okunduğunda saygı duruşunda durmayanları
çağırır sorardım. Neden durmuyorsunuz diye. Aldığım cevap çok manidardı. ”Benim
marşım değil ki” Belki benden öncekilerinin yaptığı gibi onlara hakaret etmek
yerine sadece düşünürdüm. Biz bu insanlara ne verdik? Millet olma şuurunu bile
vermemişiz. Devletinin kendi devleti olduğunu anlatmamışız. Bütün sohbetlerimde
hep bunu söyledim biz bu bölgeyi kaybetmişiz.
Bir
suçluyu aramak için köye gidildiğinde suçlu olmayan erkekler de haber alıp köyü
terk ediyorsa o devlet sormaz mı bu insanlar devletinden neden korkuyor diye?
Ben soruyordum kendime. Bizden öncekiler bu insanlara ne yaptılar acaba? Tabi
bunları ben yapmadım. Bu politikaları uygulayan devletin sahibi olduğunu
söyleyen Kemalist zihniyet yaptı ve başarılı da oldu. Uygun bir yerlerine kına
yakabilirler.
Etkili olmadığınız alanlara
başkaları girer
Millet
olma şuuru vermediğimiz kendi halkımıza yabancı güçler Kürt olma şuuru verdiler.
Bizim Kürt Türk Arap olmamızın hiçbir önemi yoktu hâlbuki. Her ne kadar yeni
devlet kurulmuş cumhuriyetin önüne Türk adı konmuş ise biz imparatorluk
bakiyesi idik. Yani dedemiz Osmanlı idi. Soyadımızı değişebiliriz fakat
akrabalarımız yine aynı kalacaktır. Yeni soyadı taşıyan yeni akrabalar
edinmeyeceğimize göre değişen bir şey olmayacaktır.
Bunu
anlatmak yerine suni bir Türk kalıbı yaratmaya çalışmak, Kürt olma şuuru vermek
isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekti. Akıllı beyinsizler bunu yaptılar. Batı bu
bölgede meydanı boş bulmuş at oynatıyordu. Avrupa’dan gelen her ferdin önce
Diyarbakır’a gittiğini bilmeyen var mı?
Devletler
istihbarat örgütleri ile bunları takip eder gerekli tedbirleri alır. Bizim
istihbarat örgütümüz Müslüman ve vatanperver insanları takipten fırsat bulup
bunlara zaman ayıramadı. İrtica korkusu pompalandı, kendilerine destekçi bulmak
için sanal korkular yarattı. Kürsülerde nutuklar atıldı.1950 yılında halkın
anladığı gerçekleri anlamayıp 1997 de 28 Şubatı yapanlar bunların uzantıları idi.
Arada tam 47 yıl var. Yaptıklarının doğru olduğunu söylüyorlar hala.
1950 de uyanan insanlardan aptal
mıyız biz?
Aradan
62 yıl geçmiş ve biz onlar kadar uyanık değiliz. Bizi bölmeye çalışanları
tanıyamadık. Kürtlerle Türkler bin yıldır birlikte yaşıyor. Benim atalarım üç
yüz yıl önce gelmişler bu topraklara. Aile büyüklerimden aşiretime ait
insanların kurtuluş savaşındaki kahramanlıklarını çok dinledim. Bunlar bağımsız
bir Arap devleti kurmak için değil, Türkiye Cumhuriyetini kurmak için
savaştılar. Arapça konuşur ama sorduğunuzda Türküm der.
Ben
Türk olsam ne olur, Arap olsam ne olur? Ben müslümanım, ben Osmanlıyım. Birlikte
yaşadığım insanlar benim milletim. Cumhuriyetle birlikte sadece rejim değişti.
Biz aynı insanlarız. Etnik manada almanın anlamsızlığını yaşamaya gerek yok.
Kürde de benim milletim dedim, Araba da, Türke de. Ey Kürt kardeşim; ben ne
kadar Arap isem sen o kadar Kürtsün. Ben ne kadar Türk isem sen de o kadar Türksün.
Hepimiz bu topraklarda doğduk ve öleceğiz. Türkiye Cumhuriyeti bizim
devletimiz. Teröre izin verme. Artık devletimiz hatasını anlamış doğu ve
güneydoğuya yatırımları hızlandırmıştır. Engel olmaya çalışan, şantiye basan,
öğretmen öldüren teröriste “dur” de. Senin Kürt, benim Arap, diğerinin Türk
olmasının anlamı yok. Biz bir milletiz. “ Antep ruhu “bunun göstergesi idi.
Ayrışmadık, ayrışmayacağız.
26.8.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder