Yazarlarımız
konu sıkıntısı çekmiyor. Sabah uyanıyorsunuz yazacak öyle çok şey var ki,
hepsini yazmak mümkün değil. Çünkü okuyanlar biraz daha kısa olsun diyorlar,
uzun yazılara bakıp geçiliyormuş. Başlıkları yazıp geçsem mi diyorum acaba?
Borusan
gündemi salladı. Başörtüsü araçlarının imajını bozuyormuş. Hadi ülkeyi elinde
tutmak isteyen, rantı bu çeşit bahanelerle kaptırmak istemeyen Kemalist
zihniyeti anladık. Bu ticaret erbabına ne oluyor? Para kazanmak değil mi
derdiniz? Arabayı kullanan ister başörtülü olur, ister başı açık. Kazandığın
paraya bak sen. Başörtüsü ile uğraşan o kadar güç varken, özel bir firma olarak
siz, zurnanın son deliği olursunuz. Araçlarınızın değil ama başörtülü birini
görmek sizin “vücut kimyanızı” bozuyor olmasın.
“*
Leyla
Zana ötmüş yine.”Özerklik yetmezmiş.” Açılım yolunda ilerlerken bu zırıltıları
duyuyor mu yetkililer bilmiyorum? Sadece Zana değil ki, hepsi aynı kafada,
hepsi hain, hepsi terör sevdalısın, hepsi terörist koruyucu bunların. Bakan
İdris Naim Şahin’e tenkit üstüne tenkit. Yazı yaz köşende terörü öv. Git
teröristi ininde ziyaret et gül ver. Teröristi aracınla polisten kaçır. Sonra
fikir hürriyeti de. Bunun adı fikir hürriyeti değil. Bu alçaklıktır, bu
teröristliğin kendisidir, bu vatan hainliğidir, bu bölücülüktür.
Terör
suç ise, bunu ister översin, ister haklılar dersin sende teröristsin demektir.
Bunu yapan gazeteci eğer içeride ise, gazetecilikten değil, terör suçu
işlediğinden içeridedir. Verilen hiçbir hak ve tavizle bu işin çözülmeyeceği anlaşılmıştır.
Her türlü insani hak ve hukuka evet diyoruz. Ama bölücülüğe asla taviz verilemez.
Gözlerin kör mü Zana? Nasıl Irak üçe bölündü zayıflatıldı ise, nasıl bahar
mahar ayaklarına ordusu bir nebze olan Araplar ufalanıyor ise, Türkiye için de
bu plan uygulanıyor. Güçlü bir Türkiye bu bölgede kabul edilebilir değil.
Bunları
görmediğinizi sanmıyorum. Bizi arkadan vuran Ermeni’den farkınız yok.
Alçaksınız, hainsiniz. Bu ülkede akan her damla kandan sorumlusunuz. Kendi
kanınızda boğulursunuz inşallah.
“*
Diyanetin
cahil müftülere ders vermesi gerekiyor muşşş. Kalkmış adam noel baba yok diyor.
Ardından da kapı, baca demiş kendince. Kuran’daki bir ayetten bahsediyor.
Ayetin bu konu ile ilgisi yok ama benzetme yapmış işte. Bunda büyütülecek bir
şey yok. Noel baba var mı deseydi yani? Efendim bu Noel kutlaması değil, yeni
yıl kutlaması imiş. Biz de bunu böyle anladık zaten. Hani işgal altındaki
Almanya’nın adı “Demokratik Almanya “ idi ya. Tıpkı onun gibi Noele kılıf, yeni
yıl kutlaması. Bunların hiç biri önemli değil. İsteyen kutlar, isteyen kutlamaz.
Benim takıldığım, müftüyü tenkit eden, diyanete eğitin diye çağrı yapan, başı
secdeden kalkmayan birinden gelmesi.
Ben
de Milli Eğitim Bakanlığına sesleniyorum. Okullarda din derslerini kaldırıp,
Noel Baba dersleri koyun, hoca olarak ta Ruhat Mengi’yi tayin edin.
28.12.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder