15 Kasım 2015 Pazar

“ BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ ”

Atalarımız aynen böyle demiş. Bunu derken terör örgütü akıllarına gelmiş mi bilmiyorum. Lakin bu meseleye cuk oturmuş.

Terörün ırkı, dini, cinsiyeti olmaz dedik. Onlar “ benim teröristim iyidir “ dediler. Çünkü batılı sadisttir, bencildir, kahpedir. Terör örgütünü kendisi bizzat kurar, insanları öldürtür, ülkenin zenginliklerini alır gider.

40 yıldır ülkemizi kana bulayan terör örgütünü batı önce kurdu sonra destekledi. Terör yandaşlarını ülkelerinde fikri olarak eğitip, yetiştirip gönderdiler. Bugün medyada izlediğiniz ağzı laf yapan terör destekçileri bunlardır.

Terör örgütünün her türlü silahlı eylemi yine bu batılılar tarafından destek gördü. Televizyon kanalları kendi ülkelerinden yayın yaptı. “Ben kürdüm, baskı altındayım” diyerek giden her teröriste kucak açıp maaş bağladılar.

Silahlı saldırılara karşı koyarken devletime, benim verdiğim silahları kullanamazsın dediler. Savunma hakkımızı bile elimizden almaya çalıştılar.

Bu örgüt yetmez gibi, güneyimizde aleyhimize gelişecek ne kadar eylem varsa hepsini desteklediler. Bununla da yetinmeyip, sanki kendileri yapmıyor, bir terör örgütü yapıyor görüntüsü vermek için, Daeş denen terör örgütünü de yine kendileri kurdular.

Ülkemi kaosa sürüklemek için, “gezi” dediğimiz isyan hareketini başlatıp desteklediler. Taksim’de ajanları cirit atarken, papazları yanmış araçlar üzerinde kameralara poz, piyanistleri konser verdi.

Pensilvanya’da karargâhını kurdukları papaz ve avanelerine terör örgütlerini desteklemek, oy toplamak, hükumeti çalışamaz duruma getirmek görevi verdiler.

Aslında bunların hepsi terör örgütüydü. Ancak kendi çıkarlarına hizmet ettiği için bu sınıftan sayılmadılar. Çünkü batı sadist, bencil ve kahpeydi.

Hedeflerine ulaşmak için eylem yaptırıyor, bahane ile istedikleri yeri işgal edip, katliam yapıyorlardı. Kendi katliamları bile aslında bir devlet terörüydü. Lakin bu da terör sayılmıyordu. Batının Müslüman öldürme ve öldürtme ayrıcalığı vardı. Nitekim Fransa devlet başkanı Hollande “ bu bir savaş ilanıdır ” dedi. Şimdi işgal edilecek veya bombalanacak yer neresi olacak göreceğiz.

Kendilerinde olsa, en ufak bir harekette yağsız kazığa oturtacakları vatan hainlerini, bizim ülkemizde demokrasi havarisi olarak gördüler. Onlara ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü adı altında her türlü hainliği yapacak ortam sağladılar.

Fransa, ülke olarak hep birlikte terörün karşısına dikildi. Bizde terörü önlemeye çalışan devletin karşısına beyinsiz, hain güruhu çıkaranlar da yine bu batı denen kahpelerdi.

Polis, insanları yerlere yatırıp arama yaparken kimse “devlet halkına silah doğrulttu” demedi.

Devlet başkanı Hollande, tek başına olağanüstü hal ilan edip askeri sokağa çıkardığında, kimse diktatör demedi.

Bombalar patlayınca hiçbir medya kuruluşu “devlet yaptı” demedi.

Yedi ayrı yerde eylem yapan teröristler çok sayıda silah ve patlayıcı ile en işlek yerlere rahatça ulaşmış eylem yapmışlar, kimse “güvenlik zafiyeti var” demedi. Çünkü %100 koruma ve güvenlik diye bir şey yoktur, Fransız halkı bunu biliyordu. Asıl önemlisi vatan haini değillerdi.

Daha da önemlisi okullar, dükkanlar, metro kapandı, sokaklar boşaldı. Fransa ağır bir travma altında. Buna rağmen kimse devletini suçlamadı.

Bir mermi patlasa çil yavrusu gibi dağılacak kadar korkak olanlar, aklını başına toplayıp terörü desteklemekten vazgeçmeli. Hem sırça köşkte oturuyor, hem de başkasının camına taş atıyorlar. Taş atılan cam da bizim camımız. Biz ise, polis bomba imha ederken uzaklaşmayıp, seyreden ve bir bomba patlayınca sokakları boşaltmayan insanlarız.

Bütün bunlardan sonra, bu kargayı siz beslediniz sizin gözünüzü oyuyor. Bize yıllarca terörden çektirdiniz, biraz da siz çekin dediğimizde “bu insanlık dışı bir yorum” diyenler bir daha düşünsün. Bizden giden canlar can değil mi? Bizim şimdi bunlara “iğneyi kendinize, çuvaldızı başkasına batırın” , bize bu kadar çektirdiniz siz de çekin, beter olun demeye hakkımız yok mu?

15.11.2015






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder