Atalarımız
aynen böyle demiş. Bunu derken terör örgütü akıllarına gelmiş mi bilmiyorum. Lakin
bu meseleye cuk oturmuş.
Terörün
ırkı, dini, cinsiyeti olmaz dedik. Onlar “ benim teröristim iyidir “ dediler.
Çünkü batılı sadisttir, bencildir, kahpedir. Terör örgütünü kendisi bizzat
kurar, insanları öldürtür, ülkenin zenginliklerini alır gider.
40
yıldır ülkemizi kana bulayan terör örgütünü batı önce kurdu sonra destekledi.
Terör yandaşlarını ülkelerinde fikri olarak eğitip, yetiştirip gönderdiler. Bugün
medyada izlediğiniz ağzı laf yapan terör destekçileri bunlardır.
Terör
örgütünün her türlü silahlı eylemi yine bu batılılar tarafından destek gördü.
Televizyon kanalları kendi ülkelerinden yayın yaptı. “Ben kürdüm, baskı
altındayım” diyerek giden her teröriste kucak açıp maaş bağladılar.
Silahlı
saldırılara karşı koyarken devletime, benim verdiğim silahları kullanamazsın
dediler. Savunma hakkımızı bile elimizden almaya çalıştılar.
Bu
örgüt yetmez gibi, güneyimizde aleyhimize gelişecek ne kadar eylem varsa hepsini
desteklediler. Bununla da yetinmeyip, sanki kendileri yapmıyor, bir terör
örgütü yapıyor görüntüsü vermek için, Daeş denen terör örgütünü de yine
kendileri kurdular.
Ülkemi
kaosa sürüklemek için, “gezi” dediğimiz isyan hareketini başlatıp
desteklediler. Taksim’de ajanları cirit atarken, papazları yanmış araçlar
üzerinde kameralara poz, piyanistleri konser verdi.
Pensilvanya’da
karargâhını kurdukları papaz ve avanelerine terör örgütlerini desteklemek, oy
toplamak, hükumeti çalışamaz duruma getirmek görevi verdiler.
Aslında
bunların hepsi terör örgütüydü. Ancak kendi çıkarlarına hizmet ettiği için bu
sınıftan sayılmadılar. Çünkü batı sadist, bencil ve kahpeydi.
Hedeflerine
ulaşmak için eylem yaptırıyor, bahane ile istedikleri yeri işgal edip, katliam
yapıyorlardı. Kendi katliamları bile aslında bir devlet terörüydü. Lakin bu da
terör sayılmıyordu. Batının Müslüman öldürme ve öldürtme ayrıcalığı vardı. Nitekim
Fransa devlet başkanı Hollande “ bu bir savaş ilanıdır ” dedi. Şimdi işgal
edilecek veya bombalanacak yer neresi olacak göreceğiz.
Kendilerinde
olsa, en ufak bir harekette yağsız kazığa oturtacakları vatan hainlerini, bizim
ülkemizde demokrasi havarisi olarak gördüler. Onlara ifade özgürlüğü, basın
özgürlüğü adı altında her türlü hainliği yapacak ortam sağladılar.
Fransa,
ülke olarak hep birlikte terörün karşısına dikildi. Bizde terörü önlemeye çalışan
devletin karşısına beyinsiz, hain güruhu çıkaranlar da yine bu batı denen
kahpelerdi.
Polis,
insanları yerlere yatırıp arama yaparken kimse “devlet halkına silah doğrulttu”
demedi.
Devlet
başkanı Hollande, tek başına olağanüstü hal ilan edip askeri sokağa
çıkardığında, kimse diktatör demedi.
Bombalar
patlayınca hiçbir medya kuruluşu “devlet yaptı” demedi.
Yedi
ayrı yerde eylem yapan teröristler çok sayıda silah ve patlayıcı ile en işlek
yerlere rahatça ulaşmış eylem yapmışlar, kimse “güvenlik zafiyeti var” demedi.
Çünkü %100 koruma ve güvenlik diye bir şey yoktur, Fransız halkı bunu
biliyordu. Asıl önemlisi vatan haini değillerdi.
Daha
da önemlisi okullar, dükkanlar, metro kapandı, sokaklar boşaldı. Fransa ağır
bir travma altında. Buna rağmen kimse devletini suçlamadı.
Bir
mermi patlasa çil yavrusu gibi dağılacak kadar korkak olanlar, aklını başına
toplayıp terörü desteklemekten vazgeçmeli. Hem sırça köşkte oturuyor, hem de
başkasının camına taş atıyorlar. Taş atılan cam da bizim camımız. Biz ise,
polis bomba imha ederken uzaklaşmayıp, seyreden ve bir bomba patlayınca
sokakları boşaltmayan insanlarız.
Bütün
bunlardan sonra, bu kargayı siz beslediniz sizin gözünüzü oyuyor. Bize yıllarca
terörden çektirdiniz, biraz da siz çekin dediğimizde “bu insanlık dışı bir
yorum” diyenler bir daha düşünsün. Bizden giden canlar can değil mi? Bizim
şimdi bunlara “iğneyi kendinize, çuvaldızı başkasına batırın” , bize bu kadar
çektirdiniz siz de çekin, beter olun demeye hakkımız yok mu?
15.11.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder