30 Kasım 2015 Pazartesi

RUS SALDIRGANLIĞI

Kaynayan Ortadoğu, Rusya’nın dâhil olması ile yeni bir boyut kazanmıştı. Bizim Rus uçağını düşürmemiz ile de üçüncü bir boyuta geçildi. Normal kuralları içinde yürürse eğer, devletler direk olarak savaşmazlar. Ancak denklemde Rusların da olması, normal dışına çıkılabileceği algısı yaratıyor.

Bölgede bulunan taraflar zaten savaş halindeler. Kozlarını Suriye üzerinde paylaşmaktalar. Direk olmasa bile, dolaylı olarak savaşırlar. Direk olarak savaşa tutuşmazlar. Biz mücadelenin bir parçasıyız. Rakiplerimizin hepsi, aslında müttefikimiz olan ülkeler. Ama ne ABD bize savaş açar, ne de biz onlara. Uluslar arası arenada kurallar böyle yürür.

Lakin İran ile iş birliği yapan Rusya, onların itmesi ile gitmekle birlikte, kadim bir medeniyet olan İran’dan farklı politikaya sahiptir. İran daima entrikası kuvvetli bir devlet profili çizmiştir. Bölgenin İngiltere’sidir adeta. Rusya ise tarihi boyunca kaba, saldırgan, bodoslama giden bir ülkedir. Onun için denklem bildiğimiz gibi kurulmayabilir.

Karşılıklı suçlamalarla giden söz dalaşında, Rusya aynı kabalığa ve saldırganlığa devam etmektedir. Uluslararası hukuka göre haksız olmasına rağmen. Kanaatimce düşürdüğümüz uçağın, Suriye uçağı olduğu sanılarak düşürüldü.

Bu durumda Rusya’nın daha mantıklı olması beklenirken, bu denli saldırgan olması, tarihten gelen bir Sovyet Rusya alışkanlığı. Hâlbuki 70 yıl önceki Sovyetler Birliği değil bugünkü Rusya.

Dün akşam Sevil Nuriyeva’dan dinledik Rus gazetesindeki haberi. İçimizdeki çakma Ruslar, keşke Rusça bilseydi de okusaydı gerçek Rusların ne düşündüğünü.

Bazı Rus avukatlar dilekçe ile soruşturma açılması talebinde bulunmuşlar.

1.Uçağın üzerindeki Rusya amblemi neden silindi?

2.Uçağın rotasını belirleyen generaller neden bu rotayı belirledi?

3.Pilotlar neden uyarılara cevap vermedi? Ve daha birçok soru soruyorlar.

Putin uçaklardaki amblemleri kaldırmış. Gerektiğinde saldırgan tutumu sahiplenmemek için. Eğer uçak vurulmasaydı belki de bizim uçak değildi diyecekti. Çünkü aynı tip uçaklar Suriye rejiminde de var. Yani Putin, erkekçe dövüşmüyor.

Moskova’da yapılan bir anket Putin’i hayli öfkelendirmiş. Kim hatalı sorusuna halkın %36,6 sı Kremlin cevabını vermiş. Kim suçlu sorusuna ise halkın %36,46 sı Putin, %29 u ise Erdoğan demiş.

Şimdiki Rus halkı Sovyet Rusya dönemindeki gibi, köle nizamında çalıştırılan, dünya devletlerinden haberi olmayan halk değil. Açıldılar dünyayı gördüler, hayatı gördüler, insanların köle gibi olmadığını biliyorlar artık.

Batı tarafından uygulanan ambargo nedeni ile ekonomisi kötüye giden bir Rusya var. Batılı ittifaka dâhil olup da ambargo uygulamayan ülke sadece biz varız.

Toplamda 30 milyar doları bulan ticaret hacmimizde 25 milyar dolar veriyor, 5 milyar dolar alıyoruz. Büyük oranda gaz ve petrol gideri bizim için. Gaz ve petrol için alternatif kaynaklar bulunabilir. Zaten kesme söz konusu değil, “mevcut anlaşmalara uyacağız” diye açıklama yaptılar.

Eğer bu haksız ve saldırgan tutumları devam eder, bizden giden mallara ambargo uygularsa Rusya, bilsin ki 5 milyar dolar kayıpla Türkiye batmaz. Avrupa’ya balkanlar üzerinden giden boru hatları da, bizim topraklarımızdan geçmekte. Bu boru hatlarında sabotaj olabilir, hat kesilebilir. Öyle ya PKK boru hatlarına hep sabotaj yapmıyor muydu?

Bizim gibi, gaz olmazsa tezek yakarız diyen insanlar olduğunu sanmıyorum. Hiçbir Rus’un sebze meyve olmazsa, tezek yeriz diyeceğini hiç sanmıyorum. Putin saldırganlık, kabalık dışında adeta terbiyesizlik yapıyor.

Bazılarının dediği ve korktuğu gibi Türkiye, atılacak birkaç füze ile bitecek bir ülke değil. Bu millet enkazdan devlet çıkardı. Devletini korumasını da bilir. Moskova’yı terör şehrine çevirmek zor değil.


Yine bazılarının “Ege’de hiç Yunan uçağı düşürdük mü” neden bunu düşürdük tarzındaki yaklaşımı ya korkaklık ya da Rus yanlısı olmaktır. Hepimiz biliyoruz ki Ege’de Yunan pilotlarla olan bu” it dalaşı” denen mücadele artık bir oyuna dönüşmüştür. Ayrıca Yunanistan ile kavga halinde değiliz. Ama Suriye rejimi ile kavgalıyız.

Haziran 2012 de muhtemelen yine Rus askeri personelinin kullandığı Suriye füzesi ile bir F4 uçağımız düşürüldü. Suriye tehdit olarak görülmektedir. Ama Yunanistan bizim için tehdit değildir şu anda. Ayrıca Yunanlılar bir uçağımızı düşürsün, sınır ihlali yapan Yuna uçağı düşürülür mü herkes görecektir.

Zaman zaman bizim pilotlar da Yunan pilotlar da sınır ihlali yaparlar. Biz de, onlar da uçak düşürmedik hiç. Ayrıca Meriç’in karşı kıyısına PYD yerleştirip, koridor açmaya çalışan bir Yunanistan da yok.


Bize gelince; Erdoğan, “görüşelim bu konuyu halledelim” demeyi bırakmalı. Dik duruşuna devam etmeli. Sınırlarımızı ihlal eden kimliği belirsiz uçağı vurduk ve düşürdük. Yapmamız gereken buydu. Uçak milliyetini gizleyen bir Rus uçağı çıktı.

Eğer kendimize güvenmiyor, Nato ve batılı ülkelere güvenerek bu atakları yapıyorsak hiç güvenmeyelim. Konu biz olunca küffar birleşir. İt iti ısırmaz. O zaman “Yeni Türkiye, bölgede oyun kurucu” gibi lafları bırakıp, önceki yıllarda olduğu gibi, batı yürüsün, biz de arkasından yürüyelim.

Güneyimizde kantonlar oluştursunlar, PKK’yı destekleyip ülkemizi bölsünler, bunu siz yapıyorsunuz demeden, terörle mücadele eder gibi yapıp, bölünmemizi seyredelim.

30.11.2015









25 Kasım 2015 Çarşamba

İÇİMİZDEKİ RUSLAR

Bizim kadar içinde başka unsurları barındıran bir millet yok. İçimizdeki İrlandalılar, içimizdeki İngilizler, içimizdeki Amerikalılar, içimizdeki Fransızlar, içimizdeki İsrailliler, içimizdeki Ruslar. Hepsinin ortak özelliği, Türkiye aleyhine bir konu olduğunda bir araya gelmeleri.

Medyamız bütün konuları bilen analizcilerle dolu. Aslı soruyor “Putin, neden uçağımız yerden atılan silahla vuruldu diye ısrarcı. Anlayan varsa anlatsın” diyor. Cnngavur her gece analizci diye bunu izletiyor millete.

Baştan beri Suriye bizim iç işimizdir dedik itiraz edenler oldu. Şimdi onlara sormak lazım, 2 milyondan fazla mülteci İngiltere’de mi, Rus uçakları Işid’i vurma bahanesi ile İngiliz hava sahasını ihlal ediyor mu?

Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya hatta Çin binlerce kilometre uzaktan gelip, Suriye’de müdahil oluyor ama 910 km sınırım olan Suriye benim müdahil olmamam gereken bir alan.

Amerika bir taşla iki kuş vuruyor. Hem Işid denen belayı başımıza sardı, hem de Işid’i bitirmek bahanesi ile “Rakka’da PYD’yi kullanıyorum, onun için silahlandırıyorum” diyor. Bu arada PYD’ye verilen silahların PKK’ya geçmesini de proğramlıyor. Bizi Suriye’ye çevirmek için.

Rusya, Amerika’yı bölgeden silmek, kendisi yerleşmek için Işid bahanesi ile Türkmenleri vuruyor, Esed güçlerine alan açıyor. Esed zaten “Kuzey Suriye”yi bize misilleme olsun diye PYD’ye terk ediyor. Dolaylı olarak Rusya, güney sınırımıza PYD’nin yerleşmesini sağlıyor.

Daha önce Rusya’da büro açmasına izin vermedikleri PYD’ye önümüzdeki günlerde açtıracaklar mutlaka. “Ermeni soykırımı yoktur demeyi suç sayan” tasarıyı da siyasiler teklif olarak sundular zaten Rusya’da.

İçimizdeki Ruslar başladılar “Rusya’nın elinde önemli kozlar var, bu kriz büyürse Işid’in işine yarar, Kriz ekonomimizi derinden etkiler” demeye.

Bir kısmı “Obama neden arkamızda durmadı” diyor. Yahut Nato bizi destekleyecek mi?”diyenler var.

“Peki, tekstilimizin hali ne olacak” diyenler de az değil. Tabi “tarım ve hayvancılığımız batacak” diyenler pek ağlamaklı.

Güya dini cemaat olan Furkan Vakfı’nın Hojası ki o da Fetö’nün bir versiyonudur, o bile konuşuyor. Bütün konuşmaları siyasi, dinle ilgisi olmayan bir adam. “Angajman kuralları değişti dedi, bundan sonra sınırlarımızı ihlal edeni vururuz dedi. Hadi vursana, Rus uçağını vur” diye aklı sıra tenkit ediyor. Şimdi yapacağı yeni konuşmayı bekliyoruz Hoja efendinin.

Anlamadıkları şey, biz Obama’ya bilgi verirken bizi koruyun diye vermiyoruz. Bölgede yerleşmiş, sözü geçen süper ülke olduğu için veriyoruz. Çünkü bölge aslında onların kontrolünde. Sınırlar onlar tarafından çiziliyor. Biz ataklarımızla buna razı olmadığımızı belirtiyoruz.

Nato’yu bilgilendirmemizin sebebi ise bizi Rusya’ya karşı koruyun demek değil. Sözde Rusya’ya karşı kurulmuş bir ittifakın üyesiyiz. Rusya’ya karşı bir hamle yapıyoruz ve bunu üyesi olduğumuz ittifaka bildiriyoruz sadece.

Kimse Rusya ile savaşımızda batılı ülkelerin ve Nato’nun bizi koruyacağını beklemiyor. Biz kendi gücümüze güvenerek düşürdük o uçağı. Allah’ın izni ile herkesin gözüne dev olarak görünen cücenin hakkından gelecek güçteyiz. Rusya’da farkında bizim Ukrayna veya Gürcistan olmadığımızın. Yoksa çoktan Gürcistan gibi bombalardı bizi.

Rus’un gücünden korkan ya da kendini Rus hissedenlere şerefli olun diyemiyoruz çünkü beceremezler o işi. Papazın nikâh kıyarken söylediği tarzda ülkemiz yararına söyleyecek sözünüz varsa söyleyin, yoksa kıyamete kadar susun. Daha fazla alçaklık yapmayın.

25.11.2015





15 Kasım 2015 Pazar

“ BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ ”

Atalarımız aynen böyle demiş. Bunu derken terör örgütü akıllarına gelmiş mi bilmiyorum. Lakin bu meseleye cuk oturmuş.

Terörün ırkı, dini, cinsiyeti olmaz dedik. Onlar “ benim teröristim iyidir “ dediler. Çünkü batılı sadisttir, bencildir, kahpedir. Terör örgütünü kendisi bizzat kurar, insanları öldürtür, ülkenin zenginliklerini alır gider.

40 yıldır ülkemizi kana bulayan terör örgütünü batı önce kurdu sonra destekledi. Terör yandaşlarını ülkelerinde fikri olarak eğitip, yetiştirip gönderdiler. Bugün medyada izlediğiniz ağzı laf yapan terör destekçileri bunlardır.

Terör örgütünün her türlü silahlı eylemi yine bu batılılar tarafından destek gördü. Televizyon kanalları kendi ülkelerinden yayın yaptı. “Ben kürdüm, baskı altındayım” diyerek giden her teröriste kucak açıp maaş bağladılar.

Silahlı saldırılara karşı koyarken devletime, benim verdiğim silahları kullanamazsın dediler. Savunma hakkımızı bile elimizden almaya çalıştılar.

Bu örgüt yetmez gibi, güneyimizde aleyhimize gelişecek ne kadar eylem varsa hepsini desteklediler. Bununla da yetinmeyip, sanki kendileri yapmıyor, bir terör örgütü yapıyor görüntüsü vermek için, Daeş denen terör örgütünü de yine kendileri kurdular.

Ülkemi kaosa sürüklemek için, “gezi” dediğimiz isyan hareketini başlatıp desteklediler. Taksim’de ajanları cirit atarken, papazları yanmış araçlar üzerinde kameralara poz, piyanistleri konser verdi.

Pensilvanya’da karargâhını kurdukları papaz ve avanelerine terör örgütlerini desteklemek, oy toplamak, hükumeti çalışamaz duruma getirmek görevi verdiler.

Aslında bunların hepsi terör örgütüydü. Ancak kendi çıkarlarına hizmet ettiği için bu sınıftan sayılmadılar. Çünkü batı sadist, bencil ve kahpeydi.

Hedeflerine ulaşmak için eylem yaptırıyor, bahane ile istedikleri yeri işgal edip, katliam yapıyorlardı. Kendi katliamları bile aslında bir devlet terörüydü. Lakin bu da terör sayılmıyordu. Batının Müslüman öldürme ve öldürtme ayrıcalığı vardı. Nitekim Fransa devlet başkanı Hollande “ bu bir savaş ilanıdır ” dedi. Şimdi işgal edilecek veya bombalanacak yer neresi olacak göreceğiz.

Kendilerinde olsa, en ufak bir harekette yağsız kazığa oturtacakları vatan hainlerini, bizim ülkemizde demokrasi havarisi olarak gördüler. Onlara ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü adı altında her türlü hainliği yapacak ortam sağladılar.

Fransa, ülke olarak hep birlikte terörün karşısına dikildi. Bizde terörü önlemeye çalışan devletin karşısına beyinsiz, hain güruhu çıkaranlar da yine bu batı denen kahpelerdi.

Polis, insanları yerlere yatırıp arama yaparken kimse “devlet halkına silah doğrulttu” demedi.

Devlet başkanı Hollande, tek başına olağanüstü hal ilan edip askeri sokağa çıkardığında, kimse diktatör demedi.

Bombalar patlayınca hiçbir medya kuruluşu “devlet yaptı” demedi.

Yedi ayrı yerde eylem yapan teröristler çok sayıda silah ve patlayıcı ile en işlek yerlere rahatça ulaşmış eylem yapmışlar, kimse “güvenlik zafiyeti var” demedi. Çünkü %100 koruma ve güvenlik diye bir şey yoktur, Fransız halkı bunu biliyordu. Asıl önemlisi vatan haini değillerdi.

Daha da önemlisi okullar, dükkanlar, metro kapandı, sokaklar boşaldı. Fransa ağır bir travma altında. Buna rağmen kimse devletini suçlamadı.

Bir mermi patlasa çil yavrusu gibi dağılacak kadar korkak olanlar, aklını başına toplayıp terörü desteklemekten vazgeçmeli. Hem sırça köşkte oturuyor, hem de başkasının camına taş atıyorlar. Taş atılan cam da bizim camımız. Biz ise, polis bomba imha ederken uzaklaşmayıp, seyreden ve bir bomba patlayınca sokakları boşaltmayan insanlarız.

Bütün bunlardan sonra, bu kargayı siz beslediniz sizin gözünüzü oyuyor. Bize yıllarca terörden çektirdiniz, biraz da siz çekin dediğimizde “bu insanlık dışı bir yorum” diyenler bir daha düşünsün. Bizden giden canlar can değil mi? Bizim şimdi bunlara “iğneyi kendinize, çuvaldızı başkasına batırın” , bize bu kadar çektirdiniz siz de çekin, beter olun demeye hakkımız yok mu?

15.11.2015