28 Ağustos 2014 Perşembe

DİNİ SİYASETE ALET ETMEK



Laiklik dilimize Fransızca “laicite” kelimesinden uyarlanmış İngilizce karşılığı “secularizm” dir. Aslında kavram cismi ve bilimsel olan ile soyut ve dini olanı bir birinden ayırmak anlamını ifade etmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda Ziya Gökalp’in “La-Dini”,Ahmet İzzet Paşa’nın “La-Ruhbani”,Ubeydullah Efendi’nin “iş hükümeti” deyişiyle vücut bulmuş, sonraları kullanılan “layisizm” terimi yerini bu gün kullanılan “laiklik” şekline bırakmıştır.

Özellikle Ziya Gökalp’ın “La-dini” sözü bazı çevrelerce çarpıtılmış “din yok” olarak tercüme edilmiştir. Hâlbuki bu sözü “din dışı” diye tercüme etmek doğru olurdu. Çünkü Arapçada “La” olumsuzluk eki bu sözün böyle çevrilmesini gerektiriyordu.

Sanırım “din yok” gibi çevrilse bile bunu devletin dini yok anlayacağına bazı çevreler “vatandaşın dini yok” olarak algılamış, var olanı kaldırmaya çalışmıştır.

CHP genel başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu “"Biz TBMM'ye sahip çıkacağız. TBMM'nin geleneklerine, duruşuna sahip çıkacağız. Türban sadece bir simgedir. Burada önemli olan zihniyettir. Zihniyet asıl karşı durulması gereken bir husustur. CHP yine içtüzüğün verdiği bütün imkânları kullanarak, bunun gereğini yerine getirecektir "diyor.

Bunu tersinden okursak Kuran okuyan nezdinde Kuran’a saldırmak, Dindarlar nezdinde islama saldırmak, başörtüsü nezdinde zihniyetlerinde olan “La-
Dini” felsefesini gerçekleştirmek. Sonra da kalkar “dini siyasete alet etmek” derler.

3 mart 1924 de kabul edilen kanunla bütün eğitim ve öğretim kurumları maarif vekaleti’ne bağlandı. Tevhid-i tedrisat kanunu ile de din temelli ve dini eğitim veren okullar kapatıldı. Şeriye ve evkaf vekâleti( din işleri ve vakıflar bakanlığı) kaldırıldı yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Devletin vatandaşın dinini düzenleyen kurum kurması din ile devlet işlerinin ayrılması olarak algılandı. Din siyasete alet edilmemişti!

1926 da medeni kanun ile laiklik hukuk alanına girdi. Lise ders programlarından Arapça ve farsça dersler kaldırıldı.1931 yılında laiklik ilkesi CHP nin altı okundan biri olarak parti programına alındı. 14 Mayıs 1931 de zorunlu din dersinin kaldırılması parti programına girdi. İşte o günden bu yana CHP bunu laiklik değil de “La-Dini” zihniyeti olarak halka uyguladı. Ama hiçbir zaman dini siyasete alet etmediler!

1982 anayasasında din dersleri ilk ve orta öğretimde yeniden ders programına girdi. İnsanların dini ile bu derece oynamaların hiç biri dini siyasete alet etmek olarak sayılmıyordu!

12 Eylül darbesi sonrasında Şanlıurfa’da “bende hoca çocuğuyum dinimizde başörtüsü yoktur” diyen Kenan Evren’i vatandaş miting alanını terk ederek cezalandırıyordu. Buda dinin siyasete alet edilmesi değildi!

1926 yılında şapka ve sarık mukayesesinde haksız bulunan İskilipli Mehmet Atıf Hoca idam edildiğinde yine din siyasete alet edilmemişti!

18 Temmuz 1932 de Diyanet işleri Riyaseti ezanın Türkçe okunmasına karar verdiğinde bu devletin din işine karışmaması olarak algılandı zaten buda dinin siyasete alet edilmesi değildi!

Meclis iç tüzüğünde kıyafet başlığı altında “Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilatı memurları ve diğer kamu personeli ceket giymek ve kravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör giyerler” diyen 56 ncı maddesini başörtüsü yasağına dönüştürenler hiçbir zaman dini siyasete alet etmemişlerdir!

12 Eylül döneminde ülkücü gençlerin evlerine yapılan baskınlarda suç aleti olarak Kuran, tespih, seccade bulanlar dini siyasete alet etmemiştir!

28 Şubat döneminde “dehşetluu” gazeteci Uğur Dündar namaz kılan öğrencileri suçlu gösteren haberler yaptığında bu da dini siyasete alet etmek değildi!

Milli görüş fikrinin doğmasına ve sonrasında bu günlere gelinmesinde en büyük katkıyı vatandaşın dinine ipotek koyan, benim istediğim şekilde Müslüman olacaksın diyen CHP zihniyetidir. Şimdi de kalkmış başörtüsü simgedir esas olan zihniyettir diyen de kendileridir.

Yasaklayanın kararları dini siyasete alet etmek olmuyor da, ben bu yasağı kaldıracağım diyenin kararı dini siyasete alet etmek oluyor.

Şimdi de utanmadan çıkıp “TBMM nin geleneklerine ve duruşuna sahip çıkacağız” diyorlar. İlk meclis açılırken Kuran okunarak açılmıştı. Madem geleneğe sahip çıkacaksınız hodri meydan. Eğer samimi iseniz her yıl meclisi Kuran okuyarak açın. İşte size gelenek.

28.10.2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder