Geçmiş
tecrübelerimize ve yetişmediğimiz zamanları okuduğumuza göre, birkaç seçim üst
üste alan bir parti, eğer darbe olmamışsa neden seçim kaybeder?
Millet
iyi işler yapan, ülkeye dikey çıkış yaptıran partileri ve hizmet edenleri çok
iyi bilir. Vefalıdır, yapılan hizmetlerin karşılığını mutlaka verir.
Hal
böyle olunca üst üste kazanan ve takdir toplayan partiyi aşağıya çeken ne
olabilir öyleyse? Muhalefet mi? Eğer muhalefet başarılı olsa hizmet mükemmelse
bile birinci seçimden sonra ikinciyi kazandırmaz.
Bizdeki
muhalefetin kapasitesi belli. Onun için Ak parti 13 yıldır iktidar. Öyleyse bu
iktidarı muhalefet deviremeyecek. Seçmen şunu dedi, seçmen bunu dedi
palavralarına inanmayın. 7 Haziran seçimlerinde seçmen yine aynı şeyi dedi. Hdp’nin
barajı aşması ile hesaplar tutmadı sadece.
Hdp’nin
barajı aşmasının sebebi de İngiliz entrikasıydı. Bahçeli tespiti yaptı. Şerefsizlerin
oyunu ile baraj geçildi. Bu durumda Ak parti eski ihtişamında devam mı edecek?
Muhalefetin
olmadığı bir yerde iktidar partisini devirecek güç, yine iktidarın kendisidir. Bir
Özal örneği önümüzde duruyor.
İktidarı
orada tutan, milletin yapısına ters düşen, her iktidarı kontrol eden yabancı
kaynaklı ideolojilerdi. Millet bunu Hilal-Haç mücadelesi olarak algıladı. Algı
doğruydu.
Milletin
hassas olduğu diğer konu 35 yıldır uğraştığımız terör konusu. Ülkemize saldıran
bir dış güç yok. Savaşta değiliz ama milletin çocukları şehit olmaya devam
ediyor. Emperyalist devletler şuraya buraya saldırmasa kaç ABD askeri kaç
İngiliz askeri ölürdü?
Çözüm
denildi, farklı düşünmemize rağmen destekledik. Karşı çıkanlara Yunan’la
savaştık, İngiliz’le savaştık şimdi dost değil miyiz dedik. Ülkeye huzur gelsin,
batılıların Ortadoğu oyunu bozulsun diye terör örgütü ile dahi görüşmeye razı
olduk.
Devlet
sözünde durdu. Ancak çözüm süreci başından 24 Temmuza kadar yani teröristlerin
bombalandığı tarihe kadar 1300 den fazla saldırı olmuş. Devlet bunların hiç
birine cevap vermedi.
7 Haziran
seçiminden sonra “çözüm bitmiştir” açıklamasını yapan yine terör örgütünün
kendisi oldu. Barajı aşınca arkalarında büyük halk kitlesi var sandılar. Aslında
yoktu, kendilerine oy verecek %6 veya %7 bir kitle vardı. Aradaki fark Bahçeli’nin
sözünü ettiği şerefsizlerdi.
Örgüt
bütün Kürtler beni destekliyor, iki yıldan fazla öldürdüm, yakıp-yıktım devlet
ses çıkarmıyor. Öyleyse devlet benden korkuyor, ben çok güçlüyüm diye düşündü.
Çözümü onun için bitirdi.
Bunu
örgüte batılılar böyle empoze etti. Asıl sebep bölgedeki dengeleri ayarlayan
batılıların kendi hedeflerine yürümesi idi.
Seçim
bile güvenle yapılamamış, pkk’yı desteklemeyen halk örgütün insafına bırakılmış,
bölgede devlet otoritesi diye bir şey kalmamıştı. Bir de bizi tükürükle boğmaya
kalkınca devlet uyandı. Belki de vatandaşın isyanına kulak verdi. Çünkü
insanların sabrı taşmıştı artık.
Başbakanın
“ vatandaş devlet nerede dedi, biz de burada dedik” ifadesi ile örgüt
bombalandı. Biz de devlet bunlarla yol yürünmeyeceğini anladı dedik. Lakin
görüyoruz ki devlet aslında hiç bir şey anlamamış.
Dün
“oğlum şehit oldu vatan sağ olsun” diyen insanlar, bundan böyle “terörist
vuruyor devlet seyrediyor, ben oğlumu bilerek neden ölüme göndereyim” demeye
başlayacak.
Hdp
aracılığı ile Kandil’e mesaj göndermeyi, ülkeyi savaş alanına çeviren
insanlarla tekrar görüşmeyi bu millet kabul etmez. Çünkü sözünde durmayan
örgütle tekrar görüşmenin anlamı olmadığını biliyor. Yani devletin bilmediğini
biliyor.
Anadolu’da
“ eşek çamura bir defa düşer” derler. Devletim çamura düştüğünün farkında dahi
değil.
Gerek
şahsen görüştüğüm, gerek sosyal medyada insanlar açıkça haykırıyor. Gelecek
seçimde oy verme konusunda tereddütlerim var diye. Böyle muhalefetin olduğu
yerde iktidar kendi kendisini bitirecek gibi görünüyor.
Aslında
çok önceden Irak veya Suriye gibi olmamız gerekiyordu. Ancak milletimizin
feraseti bunu önledi. Yoksa iç savaşla boğuşuyorduk şimdi. Devlet halkını
koruyamaz, teröriste hak ettiği cevap verilemezse halk kendisini korumaya
başlar.
7.8.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder