9 Ağustos 2014 Cumartesi

BİZ BU FİLMİ İZLEDİK



Neden daha önce izlediğimiz bir filmi görünce hatırlar ben bu filmi izlemiştim deriz de, daha önce yaşadığımız ve sonradan gerçeğini öğrendiğimiz olayları tekrar tekrar yaşarken biz bu olayları hatırlıyoruz demeyiz?

Genç neslin de bunu demesini bekliyoruz. 12 Eylül öncesini yaşamadılar onlar. Yaşamadılar ancak o zamanın gençleri ile şimdinin gençleri arasında fark olması beklenir. Çünkü teknoloji, iletişim, hayat tarzı şimdiki gibi değildi,

Ne alakası var demeyin. Bu teknoloji ile şimdiki gençliğin daha kıvrak zekâlı, daha çok şey biliyor olması, olaylar arasında bağ kurması ve algısının yüksek olması gerekir. Eğer değilse teknoloji bir şey katmamış demektir gençliğimize.

70 li yılların sonlarında insanlar kamplara bölündü. Halkı sokağa döküp bir birini öldürtmeyi denemediler önceleri. Çünkü biliyorlar ki hayatı bir nebze olsun yaşamış insan “neden bir birimizi vuruyoruz” diye sorgular.

Bunu sorgulamayacak olan kimlerdir? Tabi ki 20 yaşın altındaki öğrenciler. Hayattan bi haber, ana baba sözünün az dinlendiği yaşlar bunlar. Her şeyi kendileri bilir, başka insanların bildiğini, bırakın tecrübelerini yok sayarlar.

Oyun kurucunun tam istediği kitle bu işte. Öyle Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi demokratik haklarını kullanmak, tepki koymak meselesi değil bu. Bunun böyle olmadığını muhteremin kendileri de biliyor ama işlerine bu geliyor.

Henüz dünyanın hiçbir gerçeğinden haberi olmayan, yaşanan siyasi tecrübeler hakkında hiçbir bilgisi olmayan, hatta eline para verdiğinizde marketten bir ekmek almayı beceremeyen bu gençliğimizin, demokratik hak adı altında ülkeye çeki düzen vermek istemesini sorgulamayan siyasetçi 20 li yaşlarda kalmış az gelişmiş bir yetişkindir.

Söylediğim yaşlarda çocuğu olanlardan,  hala çocuğu evden çıkarken aman şunlara dikkat et, bu tehlikeli şeylere bulaşma v.s gibi konuları öğüt vermeyen var mı? Bu berbat dünya halinde çocuğu okuldan gelinceye kadar huzur içinde oturan var mı?

Ve şimdi kalkmış bu koca kafalı siyasetçiler ve bilim adamları çocuk saydığımız bu gençliğin Türkiye’ye nizam vermesine arka çıkıyor, eylemlerini destekliyorlar. Hangi siyasi birikim ile hangi hayat tecrübesi ile bunları yaptıklarını sorgulamadan. Eğer bu destekçiler çocuk değilse öyleyse sadece haindir.

Ülkede kaos ortamını yaratanların öncelikle üniversitelere el attığını, kargaşaların oradan filizlenip yayıldığını bilmiyorsa dün izlediği filmi bu gün hatırlamıyor demektir. Böyle balık hafızalı insanların üniversitelerimizde hoca olması ayrı bir muamma elbette. Yok hafıza böyle değilse, kaos ortamı Yaratanlarla birlikte çalışıyorlar demekten kim beni alıkoyabilir?

Hatta ülkeyi kosa sürükleyenler işte bunlardır demeye hak sahibiyizdir. Uzaya milli uydusunu gönderen insanları hala gerici, karanlık dönemin beyinleri diye nitelemek için, ya baştan beri söylediğim tecrübesiz genç olmak lazım, ya da hain, gizli planları olan yabancı uşaklar lazım.

Eğer uzaya milli uydu göndermek çağdaşlık değilse, bunu sağlayan insanlara gerici demek, molotof bombası atmak, polis taşlamak, okulu tahrip etmek mi çağdaşlıktır?

Biz bu filmi izledik. Bilimin, bilimdışı muhterem hocaları bilsin ki kendileri gibi balık beyinli değiliz. Hatırladık; ya hain ya da balık hafızalı olduğunuz gördük. Sobelendiniz yani muhterem hocalar.

28.12.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder