Neden
daha önce izlediğimiz bir filmi görünce hatırlar ben bu filmi izlemiştim deriz
de, daha önce yaşadığımız ve sonradan gerçeğini öğrendiğimiz olayları tekrar
tekrar yaşarken biz bu olayları hatırlıyoruz demeyiz?
Genç
neslin de bunu demesini bekliyoruz. 12 Eylül öncesini yaşamadılar onlar.
Yaşamadılar ancak o zamanın gençleri ile şimdinin gençleri arasında fark olması
beklenir. Çünkü teknoloji, iletişim, hayat tarzı şimdiki gibi değildi,
Ne
alakası var demeyin. Bu teknoloji ile şimdiki gençliğin daha kıvrak zekâlı,
daha çok şey biliyor olması, olaylar arasında bağ kurması ve algısının yüksek
olması gerekir. Eğer değilse teknoloji bir şey katmamış demektir gençliğimize.
70
li yılların sonlarında insanlar kamplara bölündü. Halkı sokağa döküp bir birini
öldürtmeyi denemediler önceleri. Çünkü biliyorlar ki hayatı bir nebze olsun
yaşamış insan “neden bir birimizi vuruyoruz” diye sorgular.
Bunu
sorgulamayacak olan kimlerdir? Tabi ki 20 yaşın altındaki öğrenciler. Hayattan
bi haber, ana baba sözünün az dinlendiği yaşlar bunlar. Her şeyi kendileri bilir,
başka insanların bildiğini, bırakın tecrübelerini yok sayarlar.
Oyun
kurucunun tam istediği kitle bu işte. Öyle Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi
demokratik haklarını kullanmak, tepki koymak meselesi değil bu. Bunun böyle
olmadığını muhteremin kendileri de biliyor ama işlerine bu geliyor.
Henüz
dünyanın hiçbir gerçeğinden haberi olmayan, yaşanan siyasi tecrübeler hakkında hiçbir
bilgisi olmayan, hatta eline para verdiğinizde marketten bir ekmek almayı
beceremeyen bu gençliğimizin, demokratik hak adı altında ülkeye çeki düzen
vermek istemesini sorgulamayan siyasetçi 20 li yaşlarda kalmış az gelişmiş bir
yetişkindir.
Söylediğim
yaşlarda çocuğu olanlardan, hala çocuğu
evden çıkarken aman şunlara dikkat et, bu tehlikeli şeylere bulaşma v.s gibi
konuları öğüt vermeyen var mı? Bu berbat dünya halinde çocuğu okuldan gelinceye
kadar huzur içinde oturan var mı?
Ve
şimdi kalkmış bu koca kafalı siyasetçiler ve bilim adamları çocuk saydığımız bu
gençliğin Türkiye’ye nizam vermesine arka çıkıyor, eylemlerini destekliyorlar.
Hangi siyasi birikim ile hangi hayat tecrübesi ile bunları yaptıklarını
sorgulamadan. Eğer bu destekçiler çocuk değilse öyleyse sadece haindir.
Ülkede
kaos ortamını yaratanların öncelikle üniversitelere el attığını, kargaşaların
oradan filizlenip yayıldığını bilmiyorsa dün izlediği filmi bu gün hatırlamıyor
demektir. Böyle balık hafızalı insanların üniversitelerimizde hoca olması ayrı
bir muamma elbette. Yok hafıza böyle değilse, kaos ortamı Yaratanlarla birlikte
çalışıyorlar demekten kim beni alıkoyabilir?
Hatta
ülkeyi kosa sürükleyenler işte bunlardır demeye hak sahibiyizdir. Uzaya milli
uydusunu gönderen insanları hala gerici, karanlık dönemin beyinleri diye nitelemek
için, ya baştan beri söylediğim tecrübesiz genç olmak lazım, ya da hain, gizli
planları olan yabancı uşaklar lazım.
Eğer
uzaya milli uydu göndermek çağdaşlık değilse, bunu sağlayan insanlara gerici
demek, molotof bombası atmak, polis taşlamak, okulu tahrip etmek mi
çağdaşlıktır?
Biz
bu filmi izledik. Bilimin, bilimdışı muhterem hocaları bilsin ki kendileri gibi
balık beyinli değiliz. Hatırladık; ya hain ya da balık hafızalı olduğunuz
gördük. Sobelendiniz yani muhterem hocalar.
28.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder