9 Ağustos 2014 Cumartesi

BİZİM SAFIMIZ NET



Evet, endişeye mehal bırakmayacak şekilde safımız nettir ve duruşumuz bellidir.Ancak bu net duruşumuz bazılarının kafasını karıştırmış olacak ki, duruşumuzdaki derinlik anlaşılmamış.

Hayvana bile hayat hakkı tanıyan İslam çerçevesinde hiçbir topluluk, hiçbir inanış, hiçbir etnik grubun yok sayılmasını kabul etmemek şiarımızdır. Bu yüzden cumhuriyet dönemindeki yok sayma, değiştirip dönüştürme maksatlı her türlü vesayeti reddediyoruz.

Her tülü inanç sahibinin inancını yaşaması, her türlü etnik grubun öz benliğini kaybetmeden hayatiyetini sürdürmesi konusunda demokratik olarak verdiğimiz destek beşeri korku kaynaklı değildir. Evet, korkuyoruz ama bu korku Rabbimize karşı zulme boyun eğmekten dolayı hesap verirken doğacak bir korkudur.

Evet, korkuyoruz ama bu korku “ Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında  en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz.  Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine  suçlanamaz ” diyen nebinin yolunda olamama korkusudur.

Veyl o insanlara ki bize bunun dışında bir korkuyu yakıştırdıkları için. Veyl o insanlara ki kendileri bu prensiplerle hareket etmeyip öldürmeyi seçtikleri ve öldürenleri destekledikleri için. Veyl o insanlara ki hayali senaryolarla insanları korkutmaya çalıştıkları için.

Rabbimiz bu toprakları yaratmış ve üzerine farklı kimlikleri koymuşsa biz O’nun emirleri doğrultusunda kardeşçe yaşamayı O’nun emri sayarız. “Eğer barış olmazsa başınıza bunlar gelir” gibi hayali senaryolarla sakın kimse bizi korkutmaya kalkmasın. Tarihin hiçbir döneminde korkak olmadık, sinmedik, silinmedik.16 devlet kurmayı bildik 17 nci yi de kurmayı biliriz. Gerisini, bizim dostluk ve kardeşliğimizi kaybedenler düşünsün.

30yıldır bu topraklar çok şehit gördü. Bunların hepsi bir etnik gruba mensup değildi. Bir karakolda şehit düşen evlatlarımızın bir kısmı Türktü bir kısmı kürt. Biz bunların ayrımını yapmadık. Hepsi bizim evlatlarımız dedik.

Barışa meylettiysek batının ürünü olan terör örgütü projesine karşı koymak, bizimle aynı toprakları paylaşan kardeşlerimizi onun eline bırakmamak içindir. Yoksa öyle “50 binle gelirim” böğürmelerinden korktuğumuzdan değil.


Çünkü kalleşlik olur, barış adı altında bu millete sopa göstermeye kalkılırsa, bilinmelidir ki bu defa değil 50 bin değil, 100 bin bile olsa karşısına milyonlar dikilecektir. Ve asla bu topraklarda bir daha barıştan kimse söz edemeyecektir.

Temennimiz hayali senaryolarla sabrımız ve iyi niyetimizin test edilememesidir. Şehit verdik, yine veririz, o mertebeye ulaşmak için Allah şahittir ki gözümüzü bile kırpmayız. Umuyoruz ki bu iyi niyetimiz anlaşılır hiç kimse tehdit içeren davranışlarla ve medya ürünleri ile karşımıza çıkmaz.

22.4.2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder