22 Kasım tarihinde cumhurbaşkanı Muhammed
selam ed Mursi tarafından ilan edilen anayasa genelgesinin ardından 15 ve 22
Aralık tarihlerinde mısırlılar anayasa ferrandumu için sandığa gittiler.
Yaklaşık 52
milyon kişinin oy kullanma hakkının olduğu referandumda sadece 17 milyon 58 bin
317’si sandık başına gitti. Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan ettiği sonuçlara göre
referanduma katılanların yüzde 63,8’i evet, yüzde 36,2’si ise hayır oyu verdi.
Yüzde 32,9
olan bu katılım oranını bazı çevreler normal karşılarken bazıları yeterli
bulmadı ve bu anayasanın bütün mısır halkının anayasası olmadığını
söyledi.Muhalefet böyle söylerken, müslüman kardeşler yeterli bulan grubu
teşkil etti.Çünkü evet oyu vermişlerdi.
Muhalefetin
tavrı
Asıl soru
bundan sonra Mısır'da tarafların takınacağı tavır ne olacağı idi.Cumhurbaşkanı
Mursi'nin 22 kasım kararnamesi ile kendisine geniş yetkiler tanımasının
ardından muhalefet Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında toplandı. Destur partisi
başkanı Muhammed El Baradey hem ihvan tarafından hem de Mursi tarafından
yapılan diyalog çağrılarına olumsuz cevap verdi.Muhalefetin anlaşma
sağlanamayan maddeler üzerinde geniş katılımlı bir komisyon ve 22 kasım
kararının iptalini istiyordu. Muhalefetin "firavunluğa dönüş"diye
adlandırdığı süreçte aslında Mursi 22 kasım kararını iptal etmişti.
Belkide körü
körüne bir gidiş olduğunu farketmiş olacak ki UKC, boykot kararı aldıkları
referanduma daha sonra katılma kararı aldılar. Referandumdan yüzde 32,6 oranında
hayır oyu çıkmasının ardından muhalefet referandumda usulsüzlük yapıldığını,
yargı denetiminin yeterli olmadığını ileri sürdü.Referandum sonuçlarını
açıklarken yüksek seçim kurulu yargı denetimin yeterli olduğunu açıkladı.
UKC başkanı
Baradey mücadelelerinin süreceğini, bundan sonra yapılacak parlamento
seçimlerinde hedeflerinin çoğunluğu almak olduğunu,bunu sağladıkları taktirde
anayasanın iptali yoluna giedeceklerini söyledi. Anayasaya göre referandum
sonrasını takip eden iki ay içersinde seçime gidilmesi gerekiyor.Bu aşamada
veya seçim sonrası çoğunluğun alınmama durumunda muhalefet meydanlara iner mi bilinmez.Müslüman
kardeşler ve birlikte hareket eden diğer grupların meydanlarda çok daha fazla
sayıda insan toplandığı biliniyor.Muhalefetin böyle yeni bir kargaşa ortamını
göze alır mı onuda bilmiyoruz.
Parlamento
seçimleri
Yeni
anayasayla beraber bundan sonraki süreçte ülke gündemini en fazla meşgul edecek
konu hiç şüphesiz parlamento seçimleri. Sandıkta seçmenin evet dediği anayasa 2
ay içerisinde halk meclisi seçimlerinin yapılmasını öngörüyor. Ancak Halk
Meclisi seçimleri yapılana kadar geçtiğimiz günlerde şiddetli tartışmalara
neden olan ‘’yasama yetkisi’’ Şura Meclisi’nde olacak. Halk Meclisinin anayasa
mahkemesi tarafından feshedilmesiyle beraber yasama yetkisi Askeri Konsey
tarafından devralınmıştı. Cumhurbaşkanı Mursi’nin, askerin yaptığı anayasal
düzenlemeleri iptal etmesiyle beraber bu yetki cumhurbaşkanına devredilmişti.
Yeni anayasada ise bu yetkinin Halk Meclisinin feshedilmesi durumunda Şura
Meclisi’ne taşınması öngörülüyor. Bu da Mısır’ın halk seçimlerine kadar yasama
yetkisini kullanan bir meclisle beraber yoluna devam edeceğini gösteriyor.
Parlamento
seçimlerinde en çok merak edilen konulardan biri son dönemde Ulusal Kurtuluş
Cephesi ve İslamcı Güçler Koalisyonu adıyla kutuplaşan siyasi grupların bu
oluşumları koruyarak yollarına devam edip etmeyecekleri. Çalkantılı süreçlerde
sürekli beraber hareket eden İslamcı grupların bir ittifaka gidebileceği Mısır
basınında sıkça yer alan konuların başında geliyor. Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde "şeriat" söylemi etrafında birleşen İslamcı partilerin
parlamento seçimlerine ayni çatı altında girmesi yüksek bir ihtimal olarak
görülse de şu ana kadar bu yönde ciddi bir açıklama yapılmış değil.
İslamcı Güçler Koalisyonu’na göre daha karışık
bir yapı olan Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin seçimlere birlik içinde girip
girmeyeceği de sürekli konuşulanlar arasında. Bünyesinde liberal, laik, solcu,
nasırcı, sosyalist gibi ideolojik açıdan ciddi anlamda farklılık gösteren
örgütleri barındıran bu yapının hangi temel üzerinde birleşebileceği merak
konusu. Zira ideolojik açıdan farklılık arz eden bu örgütlerin çatı kuruluşu
UKC’nin varlık sebebi olan ‘’İhvan ve yeni anayasa karşıtlığı’’ söyleminin bu
örgütlerin birleşmesinin de tek anahtarı olduğu söylenebilir. Resmi sonuçların
açıklanmasının hemen ardından bir açıklama yapan liberal çizgideki El Vefd
Partisi genel başkanı Seyyid Bedevi’nin ‘’UKC tek listeyle seçimlere girecek’’
yönündeki açıklaması muhalefetin seçimlerde UKC çatısıyla gireceği
tartışmalarında önemli bir adım sayılabilir.
Durum ne
olabilir?
Mübarek’in
devrilmesinin ardından şu ana kadar bazı istisnai dönemlerin dışında, ülkedeki
kaotik hava devam ediyor. Gerek Tahrir Meydanı’nda gerekse diğer yerlerde sürekli
gösteriler düzenleniyor. Mısır, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ve Mareşal
Hüseyin Tantavi liderliğindeki Askeri Konsey’in saf dışı bırakılmasının
ardından da istediği istikrarlı ortama kavuşamadı.
Halbuki
Mursi'yi destekleyen müslüman kardeşler ve diğer grupların isteği ve sloganı
"istikrar" dı.İstikrar aslında biraz da muhalefetin elinde.Eğer büyük
grupları yine meydanlarda toplama kararı çıkarsa kaos geri gelebilir.UKC
başkanı Baradey'in bu anayasa istikrarsızlık getirir diyen demeci biraz endişeleri
arttırıyor.
22 kasım
kararından sonra tam bir kutuplaşma içine giren Mısır'da, aslında birleşilen
tek nokta istikrar konusu idi.Kısa sürede bu kutuplaşmanın sona ermeyeceğini
bildiklerinden her iki tarafda endişeli.Çünkü gerek ekonomi ile ilgili olsun
gerek olmasın, her fert biliyor ki siyasi istikrarsızlık ekonomik
istikrarsızlığı getirecektir.Önemli bir gelir elde ettikleri turizm ve yabancı
yatırımcıların istikrar aradığını bilmekteler.
Sonuç
25 Ocak
Devrimi'nin ardından yeni cumhurbaşkanını Mısır'da 22 Kasım'da tekrar başlayan
gösterilerle birlikte yoğun bir gündemle yaşayan Mısır'da sular durulmuyor.
Mursi'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından ülke yönetiminde güçlü olan
kurumlarla devam eden çekişme birçok tartışma ve suçlamalarla beraber yeni
anayasa referandumunu da sirayet etti. Referandumun ardından da parlamento
seçimlerinin 60 gün içerisinde yapılacak olması ülkede gündemin yoğun olacağını
gösteriyor. Süreç şimdilik Mursi'nin istediği yönde ilerliyor gibi görünüyor.
Ancak sürecin gerek İslamcı kanat içindeki hareketlilik gerekse güçlü Mursi
muhaliflerinin de manevralarına bağlı olarak şekillendiğini unutmamak gerek.
Zira UKC ve İslamcı gruplar arasındaki ciddi anlaşmazlıkların devam etmesi,
istikrarın önünde en büyük engel olarak görülen kutuplaşmayı daha da
arttıracaktır.
Kaynak
1.http://shorouknews.com/news/view.aspx?cdate=25122012&id=0dc58e8c-b082-4317-b515-b3224601f105
2.www.masrawy.com/News/Egypt/Politics/2012/december/24/5470391.aspx?ref=extraclip
3.http://www.shorouknews.com/news/view.aspx?cdate=25122012&id=f690ded6-d056-4406-a383-d111b3c5d477
4.http://www.almasryalyoum.com/node/1339261
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder