2 Eylül 2014 Salı

MISIR REFERANDUMU VE SONRASI



 22 Kasım tarihinde cumhurbaşkanı Muhammed selam ed Mursi tarafından ilan edilen anayasa genelgesinin ardından 15 ve 22 Aralık tarihlerinde mısırlılar anayasa ferrandumu için sandığa gittiler.
Yaklaşık 52 milyon kişinin oy kullanma hakkının olduğu referandumda sadece 17 milyon 58 bin 317’si sandık başına gitti. Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan ettiği sonuçlara göre referanduma katılanların yüzde 63,8’i evet, yüzde 36,2’si ise hayır oyu verdi.
Yüzde 32,9 olan bu katılım oranını bazı çevreler normal karşılarken bazıları yeterli bulmadı ve bu anayasanın bütün mısır halkının anayasası olmadığını söyledi.Muhalefet böyle söylerken, müslüman kardeşler yeterli bulan grubu teşkil etti.Çünkü evet oyu vermişlerdi.
Muhalefetin tavrı
Asıl soru bundan sonra Mısır'da tarafların takınacağı tavır ne olacağı idi.Cumhurbaşkanı Mursi'nin 22 kasım kararnamesi ile kendisine geniş yetkiler tanımasının ardından muhalefet Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında toplandı. Destur partisi başkanı Muhammed El Baradey hem ihvan tarafından hem de Mursi tarafından yapılan diyalog çağrılarına olumsuz cevap verdi.Muhalefetin anlaşma sağlanamayan maddeler üzerinde geniş katılımlı bir komisyon ve 22 kasım kararının iptalini istiyordu. Muhalefetin "firavunluğa dönüş"diye adlandırdığı süreçte aslında Mursi 22 kasım kararını iptal etmişti.
Belkide körü körüne bir gidiş olduğunu farketmiş olacak ki UKC, boykot kararı aldıkları referanduma daha sonra katılma kararı aldılar. Referandumdan yüzde 32,6 oranında hayır oyu çıkmasının ardından muhalefet referandumda usulsüzlük yapıldığını, yargı denetiminin yeterli olmadığını ileri sürdü.Referandum sonuçlarını açıklarken yüksek seçim kurulu yargı denetimin yeterli olduğunu açıkladı.
UKC başkanı Baradey mücadelelerinin süreceğini, bundan sonra yapılacak parlamento seçimlerinde hedeflerinin çoğunluğu almak olduğunu,bunu sağladıkları taktirde anayasanın iptali yoluna giedeceklerini söyledi. Anayasaya göre referandum sonrasını takip eden iki ay içersinde seçime gidilmesi gerekiyor.Bu aşamada veya seçim sonrası çoğunluğun alınmama durumunda muhalefet  meydanlara iner mi bilinmez.Müslüman kardeşler ve birlikte hareket eden diğer grupların meydanlarda çok daha fazla sayıda insan toplandığı biliniyor.Muhalefetin böyle yeni bir kargaşa ortamını göze alır mı onuda bilmiyoruz.
Parlamento seçimleri
Yeni anayasayla beraber bundan sonraki süreçte ülke gündemini en fazla meşgul edecek konu hiç şüphesiz parlamento seçimleri. Sandıkta seçmenin evet dediği anayasa 2 ay içerisinde halk meclisi seçimlerinin yapılmasını öngörüyor. Ancak Halk Meclisi seçimleri yapılana kadar geçtiğimiz günlerde şiddetli tartışmalara neden olan ‘’yasama yetkisi’’ Şura Meclisi’nde olacak. Halk Meclisinin anayasa mahkemesi tarafından feshedilmesiyle beraber yasama yetkisi Askeri Konsey tarafından devralınmıştı. Cumhurbaşkanı Mursi’nin, askerin yaptığı anayasal düzenlemeleri iptal etmesiyle beraber bu yetki cumhurbaşkanına devredilmişti. Yeni anayasada ise bu yetkinin Halk Meclisinin feshedilmesi durumunda Şura Meclisi’ne taşınması öngörülüyor. Bu da Mısır’ın halk seçimlerine kadar yasama yetkisini kullanan bir meclisle beraber yoluna devam edeceğini gösteriyor.
Parlamento seçimlerinde en çok merak edilen konulardan biri son dönemde Ulusal Kurtuluş Cephesi ve İslamcı Güçler Koalisyonu adıyla kutuplaşan siyasi grupların bu oluşumları koruyarak yollarına devam edip etmeyecekleri. Çalkantılı süreçlerde sürekli beraber hareket eden İslamcı grupların bir ittifaka gidebileceği Mısır basınında sıkça yer alan konuların başında geliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "şeriat" söylemi etrafında birleşen İslamcı partilerin parlamento seçimlerine ayni çatı altında girmesi yüksek bir ihtimal olarak görülse de şu ana kadar bu yönde ciddi bir açıklama yapılmış değil.
 İslamcı Güçler Koalisyonu’na göre daha karışık bir yapı olan Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin seçimlere birlik içinde girip girmeyeceği de sürekli konuşulanlar arasında. Bünyesinde liberal, laik, solcu, nasırcı, sosyalist gibi ideolojik açıdan ciddi anlamda farklılık gösteren örgütleri barındıran bu yapının hangi temel üzerinde birleşebileceği merak konusu. Zira ideolojik açıdan farklılık arz eden bu örgütlerin çatı kuruluşu UKC’nin varlık sebebi olan ‘’İhvan ve yeni anayasa karşıtlığı’’ söyleminin bu örgütlerin birleşmesinin de tek anahtarı olduğu söylenebilir. Resmi sonuçların açıklanmasının hemen ardından bir açıklama yapan liberal çizgideki El Vefd Partisi genel başkanı Seyyid Bedevi’nin ‘’UKC tek listeyle seçimlere girecek’’ yönündeki açıklaması muhalefetin seçimlerde UKC çatısıyla gireceği tartışmalarında önemli bir adım sayılabilir.

Durum ne olabilir?
Mübarek’in devrilmesinin ardından şu ana kadar bazı istisnai dönemlerin dışında, ülkedeki kaotik hava devam ediyor. Gerek Tahrir Meydanı’nda gerekse diğer yerlerde sürekli gösteriler düzenleniyor. Mısır, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ve Mareşal Hüseyin Tantavi liderliğindeki Askeri Konsey’in saf dışı bırakılmasının ardından da istediği istikrarlı ortama kavuşamadı.
Halbuki Mursi'yi destekleyen müslüman kardeşler ve diğer grupların isteği ve sloganı "istikrar" dı.İstikrar aslında biraz da muhalefetin elinde.Eğer büyük grupları yine meydanlarda toplama kararı çıkarsa kaos geri gelebilir.UKC başkanı Baradey'in bu anayasa istikrarsızlık getirir diyen demeci biraz endişeleri arttırıyor.
22 kasım kararından sonra tam bir kutuplaşma içine giren Mısır'da, aslında birleşilen tek nokta istikrar konusu idi.Kısa sürede bu kutuplaşmanın sona ermeyeceğini bildiklerinden her iki tarafda endişeli.Çünkü gerek ekonomi ile ilgili olsun gerek olmasın, her fert biliyor ki siyasi istikrarsızlık ekonomik istikrarsızlığı getirecektir.Önemli bir gelir elde ettikleri turizm ve yabancı yatırımcıların istikrar aradığını bilmekteler.
Sonuç
25 Ocak Devrimi'nin ardından yeni cumhurbaşkanını Mısır'da 22 Kasım'da tekrar başlayan gösterilerle birlikte yoğun bir gündemle yaşayan Mısır'da sular durulmuyor. Mursi'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından ülke yönetiminde güçlü olan kurumlarla devam eden çekişme birçok tartışma ve suçlamalarla beraber yeni anayasa referandumunu da sirayet etti. Referandumun ardından da parlamento seçimlerinin 60 gün içerisinde yapılacak olması ülkede gündemin yoğun olacağını gösteriyor. Süreç şimdilik Mursi'nin istediği yönde ilerliyor gibi görünüyor. Ancak sürecin gerek İslamcı kanat içindeki hareketlilik gerekse güçlü Mursi muhaliflerinin de manevralarına bağlı olarak şekillendiğini unutmamak gerek. Zira UKC ve İslamcı gruplar arasındaki ciddi anlaşmazlıkların devam etmesi, istikrarın önünde en büyük engel olarak görülen kutuplaşmayı daha da arttıracaktır.
 Kaynak
1.http://shorouknews.com/news/view.aspx?cdate=25122012&id=0dc58e8c-b082-4317-b515-b3224601f105
2.www.masrawy.com/News/Egypt/Politics/2012/december/24/5470391.aspx?ref=extraclip
3.http://www.shorouknews.com/news/view.aspx?cdate=25122012&id=f690ded6-d056-4406-a383-d111b3c5d477
4.http://www.almasryalyoum.com/node/1339261


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder