Güzel yurdumun her türlü
sistemi tıkır tıkır işliyor. İnsanım vatanperver, kurumlarım demokratik, hukuk
gezegenler arası üstün bir hukuk.
Mahkemeler saat gibi işliyor,
ne ileri ne geri. Siyaset alabildiğine rayında. Trenler bile bazen çıkıyor o
raydan ama bizim siyaset çıkmıyor. Keyifler yerinde, cenazeler bile
alkışlanıyor. Sanki merhuma iyi ki öldün der gibi. Eskiden ağlanırdı
cenazelerde. Şimdi bir keyifle toprağa veriyoruz mevtaları. Namazlarını bile
kılıyoruz. Bu keyifli hal devam ederse, belki davul bile çalacağız cenaze
törenlerinde.
Bu kadar tıkırında giderse
işler ne olacak? İşsiz kalınca insanlar iş yaratamaya çalışacak tabi ki.
Mahkemelerde dosya yok bakmak için. Bir zamanlar dosyalar yığılmış, hukuk ağır
işliyor derlerdi. Şimdi her şey yolunda olunca ne yapacak hâkimler iş yok güç
yok.
Bir ilçemin ağır ceza reisi
bu iş yokluğunda demiş bari aldığım maaşı helal edeyim, kendime iş yaratayım.
Ama hiç olmasa hayırlı bir iş olsun. Daha önce bir mahkeme karar vermişti,
Sayın Gül bu davada sorumlu değildir, maddi işlerle ilgisi olmayan işlerdedir
demişti ama olsun ben yine bu hayırlı işe el atayım. Cumhurbaşkanı kayıp
trilyondan yargılanabilir diye bir karar çıkarayım demiş.
Demiş ve çıkarmış bu kararı.
Çıkarmışta ne olmuş yani. Bu ağır ceza reisimiz çok zeki. Her şey tıkırında
olan bir ülkede bir kendisi iş yaratıp çalışsa olur mu? Bu vesile ile
başkalarına da iş yaratmış.
Hukukçular başlamış tartışmaya.
Anayasada var ama Cumhurbaşkanı yargılanır mı, yargılanmaz mı? Gazeteciler bu
konuyu konuşmaya, yazmaya başlamış. Başka mahkemeler bu konuyu görüşüp karara
varmak ihtiyacı hissetmiş.
Hiç işi olmayan cumhurbaşkanı
bu konuyu ele almış açıklama yapmış. Haber spikerlerine konu çıkmış.
Habersizlikten boş beyaz sayfa olarak çıkan gazeteler cumhurbaşkanı yargılansın
mı diye yazılı olarak çıkmaya başlamış.
Ne mübarek insansın be sayın
ağır ceza reisim. Bu kadar insansa iş çıkardın, artık her birinin bir işi var,
boşta değiller. Bir kısım gazetecililer güya doğruymuş gibi fikirlerini
söylüyor. Engin Ardıç işi daha ileri götürmüş cumhurbaşkanı yar-gı-la-na-maz diyor.
Ne büyük gaf bu aziz kardeşim. Efendim neymiş anayasada varmış. Cumhurbaşkanı
bir tek vatana ihanetten yargılanırmış.
Bizde 367 kararı veren bir
anayasa mahkemesi var. Vatana ihanet dediğin ne ki? Cumhurbaşkanı namaz kılıyor
mu? Eşinin başı bağlımı? Al sana vatana ihanet suçu. Bundan iyi vatana ihanet
olur mu? Birde Kızılderililerin katliamı var. Ama o tarihte Sayın Gül hayatta
değildi, olsun. Bizde anayasa mahkemesi var kardeşim. Yarın bir ilçe savcısı
bunu gündeme getirir. Ya Engin kardeşim sen uzayda mı yaşıyorsun? Bunlar vatana
ihanet değil mi? Sana göre vatana ve millete ihanet sadece her yerde bomba bulunması,
insanların çarşı pazarda katledilmesi, darbe yapılması mı? Nedir bunlar suç mu yani? Atmışsın bombayı
ölmüş 10–15 çoluk, çocuk, kadın. Ne var bunda yani.
Biz okulda namaz kılacak yer
yok diye, buldukları bir yerde namaz kılan gençleri suçlu diye çarşaf çarşaf gösterdik.
Bundan iyi suç mu olur?
Sermayeyi yeşil beyaz diye ayırdık,
listeler yayınladık. Yeşil sermayedir diye. Aman bunların malını almayın dedik.
Şimdi bütün işletmeler ve finans kuruluşları yabancıya satıldı. Ama yeşil
sermaye yabancıdan daha tehlikeli.
Efendim ülke yabancıya pazarlandı
diyenler, çağdaş mağdaş geçinenler, OYAK’ın yabancıya satılmasını hiç konu etmediler.
Onuda başbakan mı sattı?
Zaten bir Kürt meselesidir gidiyor.
Kandırılan onca insanımdan sonra, geri kalanı da hiç olmasa laik anti laik diye
bölelim de, Türkiye üzerinde emeli olan güçlerin işini kolaylaştıralım, bu mu
istediğiniz ey çağdaş kafalar.
23.05.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder