İfrat
ve tefrit. Bu iki kelimenin tam olarak Türkçe karşılığı yoktur. Birbirinin
zıddı olan bu iki kelime karakteristik özelliğimizi çok iyi anlatır.
İfrat;
normalden fazla, zıddı olan tefrit ise normalden az anlamına gelir ve bizde
orta yol yoktur. Biz uçlarda gezmeyi seven bir milletiz. Çünkü kesin inançlı
insanlarız.
Biraz
olsun kesin inançlı olmayı bırakıp Dünya’ya ben merkezli değil de, yaşanan gerçekler
açısından bakarsak doğruları yakalayacağımıza eminim.
Şimdiye
kadar bildiklerinizin yanlış olduğunu düşünün ve o pencereden bakmayın. Zira
yine aynı şeyleri görürsünüz.
Yasaklar,
yasak olana sevgiyi arttırır. Yasaklayana da nefreti. Yasağı kaldırdığınız
zaman, yasakladığınız şeyin aslında hiç kullanılmadığını göreceksiniz.
Komünist
olmak suçtu. Ben komünistim diyen insanlar 12 Eylül sonrası yurt dışına
kaçmıştı. Çok tehlikeli insanlardı bunlar! Bu insanlardan Haydar Kutlu ve Nihat
Sargın hatırladığım iki isim. Rahmetli Özal döneminde TCK 141 ve 142
kaldırılınca 1987 yılında tekrar yurda döndüler.
Yurda
dönecekleri duyulunca epeyi telaşlanmıştık. Ne yapacağız bu insanları diye.
Dönüşlerinde havaalanında hemen yakaladık, çünkü haklarında yakalama kararı
vardı. Lakin o iki madde kaldırıldığı için komünist olmak suç değildi artık.
Serbest bırakıldılar. Şimdi aranızda Haydar Kutlu ve Nihat Sargın adını duyan
var mı?
Daha
önce bahsetmiştim 80 li yıllarda doğuda bir yerlerde İstiklal Marşı okunurken
saygı duruşunda durmayan insanları. Sorduğumda “bizim marşımız değil ki”
demişlerdi.
Şimdi
baktığınız pencereden geri çekilip, ırki özelliğinizi bırakıp, insan olarak düşünün.
Yıllarca bu insanlara sen Türksün dedirtmek yerine evet sen Kürtsün, ama bu
ülke hepimizin, bak bu milli marşımız, bu da bayrağımız, sen de bu ülkenin eşit,
değerli bir insanısın deseydik ne olurdu acaba?
Bu
politikanın yanlış olduğunu hala görmeyip ısrar etmek akıl tutulması değilse
nedir? Diyarbakır’da yapılan her toplantıda, her mitingde renkli paçavraları
gördükçe hepimizin kimyası bozuluyordu. Çünkü bayrağımızı, bayrağı olarak
benimsetmemiştik. Suç kimindi?
Ben
kürdüm, hayır değil sen Türksün. Ben kürdüm, hayır değil sen Türksün
inatlaşmasını bırakınca ne oldu peki? Bu gün Diyarbakır’da bütün insanlar saygı
duruşunda, ellerinde Türk bayrakları ile benim değil dediği İstiklal marşını
okumadı mı?
Hala
90 yıldır uygulanan köhnemiş yanlış politikayı uygulamanın doğru olduğunu
savunmak neyle izah edilir? Kürtçe şarkı da söylediler İstiklal marşımızı da
okudular. Çünkü bu marş onları da marşı idi.
Tıpkı
Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın adını duymadığınız gibi bir müddet sonra Kürtçe
şarkıların da farkına varmayacaksınız. Bazı vatandaşlar zaten yasaklanmayan
kendi dillerinde şarkı söylemiş olacaklar. Ve devletine kin duymayacak, benim
devletim diyecek.
Mesut
Barzani gelecek “misafir ediyorsunuz, ağırlıyorsunuz” diyenler bal gibi
biliyorlar ki hem Barzani, hem Talabani Türkiye’nin verdiği yeşil pasaportla
dünyayı dolaştılar önceki yıllarda.
Kuzey
Irak’ta bütün dünyanın tanıdığı bölgesel Kürt yönetiminin lideri kabul ettiği
Barzani’yi yermek, küçümsemek yerine, iş birliği yapmak neden mantıksız? Batılı
ülkelerin Türk-Kürt-Arap etnik milliyetçiliği üzerinden kargaşa yaratıp kan
akıtmak sureti ile bölünme yaratmasını önlemek çok mu aptalca?
Bölgemizde
türkün, kürdün, arabın bir araya gelerek batının hazırladığı kavga planını
bozması batıyı rahatsız eder de, içimizdeki bazı insanları neden rahatsız
ediyor anlamış değilim.
Sırplar
Boşnaklardan hoşlanmazdı. Neden hoşlanmazdı? Irki yakınlığa rağmen dinlerinden hoşlanmıyorlardı.
Bizim gibi olun dediler. Boşnaklar hayır olmayız dediler. Israr ettiler.
Boşnaklar yine hayır dediler. Hatta Boşnaklar dinlerinin farkında değildi, Sırp
gibi yaşıyorlardı. Buna rağmen Müslüman adından bile rahatsızdı Sırplar.
Ve
katliam yapmaya başladırlar. Ne dedi Bilge insan Aliya İzzetbegoviç? “Sırplara
müteşekkiriz, bize Müslüman olduğumuzu hatırlattılar.” Şimdi Boşnaklar kendi
özgür ülkelerinde Sırpların istemediği fakat kendi istedikleri gibi yaşıyorlar.
Bilmiyorum ki bazı şeyler daha nasıl anlatılsın kürdü Türk yapmak isteyenlere?
İyi
bilinmeli ki Türk Kürt değildir, Kürt de Türk değildir. Ama bir gerçek vardır,
batının bölme planlarını boşa çıkarıp bu coğrafyada birlikte yaşamaya
mecburlardır.
Başbakan
“bu bayrak, bu toprak, bu vatan senindir” dedi. Diyarbakır; batılı devletlere
elinde Türk bayrakları ile istiklal marşı okuyarak bunu haykırdı. Sıra bizde.76
milyon biriz bu bayrak, bu vatan, bu istiklal marşı hepimizin dememizde. Evet,
Kürtsünüz ama benim olduğu kadar bu ülke sizindir diyeceğiz.
Mesut
Ülker bir TV kanalında “bahar gelmeden
çiçekler açmıyor, bahar gelince de bahçıvan buna mani olamıyor” diye bunu
özetledi. Zamanı gelmiştir artık.
16.11.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder