2 Eylül 2014 Salı

KESİN İNANÇLILAR



İfrat ve tefrit. Bu iki kelimenin tam olarak Türkçe karşılığı yoktur. Birbirinin zıddı olan bu iki kelime karakteristik özelliğimizi çok iyi anlatır.

İfrat; normalden fazla, zıddı olan tefrit ise normalden az anlamına gelir ve bizde orta yol yoktur. Biz uçlarda gezmeyi seven bir milletiz. Çünkü kesin inançlı insanlarız.

Biraz olsun kesin inançlı olmayı bırakıp Dünya’ya ben merkezli değil de, yaşanan gerçekler açısından bakarsak doğruları yakalayacağımıza eminim.

Şimdiye kadar bildiklerinizin yanlış olduğunu düşünün ve o pencereden bakmayın. Zira yine aynı şeyleri görürsünüz.

Yasaklar, yasak olana sevgiyi arttırır. Yasaklayana da nefreti. Yasağı kaldırdığınız zaman, yasakladığınız şeyin aslında hiç kullanılmadığını göreceksiniz.

Komünist olmak suçtu. Ben komünistim diyen insanlar 12 Eylül sonrası yurt dışına kaçmıştı. Çok tehlikeli insanlardı bunlar! Bu insanlardan Haydar Kutlu ve Nihat Sargın hatırladığım iki isim. Rahmetli Özal döneminde TCK 141 ve 142 kaldırılınca 1987 yılında tekrar yurda döndüler.

Yurda dönecekleri duyulunca epeyi telaşlanmıştık. Ne yapacağız bu insanları diye. Dönüşlerinde havaalanında hemen yakaladık, çünkü haklarında yakalama kararı vardı. Lakin o iki madde kaldırıldığı için komünist olmak suç değildi artık. Serbest bırakıldılar. Şimdi aranızda Haydar Kutlu ve Nihat Sargın adını duyan var mı?

Daha önce bahsetmiştim 80 li yıllarda doğuda bir yerlerde İstiklal Marşı okunurken saygı duruşunda durmayan insanları. Sorduğumda “bizim marşımız değil ki” demişlerdi.

Şimdi baktığınız pencereden geri çekilip, ırki özelliğinizi bırakıp, insan olarak düşünün. Yıllarca bu insanlara sen Türksün dedirtmek yerine evet sen Kürtsün, ama bu ülke hepimizin, bak bu milli marşımız, bu da bayrağımız, sen de bu ülkenin eşit, değerli bir insanısın deseydik ne olurdu acaba?

Bu politikanın yanlış olduğunu hala görmeyip ısrar etmek akıl tutulması değilse nedir? Diyarbakır’da yapılan her toplantıda, her mitingde renkli paçavraları gördükçe hepimizin kimyası bozuluyordu. Çünkü bayrağımızı, bayrağı olarak benimsetmemiştik. Suç kimindi?

Ben kürdüm, hayır değil sen Türksün. Ben kürdüm, hayır değil sen Türksün inatlaşmasını bırakınca ne oldu peki? Bu gün Diyarbakır’da bütün insanlar saygı duruşunda, ellerinde Türk bayrakları ile benim değil dediği İstiklal marşını okumadı mı?

Hala 90 yıldır uygulanan köhnemiş yanlış politikayı uygulamanın doğru olduğunu savunmak neyle izah edilir? Kürtçe şarkı da söylediler İstiklal marşımızı da okudular. Çünkü bu marş onları da marşı idi.

Tıpkı Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın adını duymadığınız gibi bir müddet sonra Kürtçe şarkıların da farkına varmayacaksınız. Bazı vatandaşlar zaten yasaklanmayan kendi dillerinde şarkı söylemiş olacaklar. Ve devletine kin duymayacak, benim devletim diyecek.

Mesut Barzani gelecek “misafir ediyorsunuz, ağırlıyorsunuz” diyenler bal gibi biliyorlar ki hem Barzani, hem Talabani Türkiye’nin verdiği yeşil pasaportla dünyayı dolaştılar önceki yıllarda.

Kuzey Irak’ta bütün dünyanın tanıdığı bölgesel Kürt yönetiminin lideri kabul ettiği Barzani’yi yermek, küçümsemek yerine, iş birliği yapmak neden mantıksız? Batılı ülkelerin Türk-Kürt-Arap etnik milliyetçiliği üzerinden kargaşa yaratıp kan akıtmak sureti ile bölünme yaratmasını önlemek çok mu aptalca?

Bölgemizde türkün, kürdün, arabın bir araya gelerek batının hazırladığı kavga planını bozması batıyı rahatsız eder de, içimizdeki bazı insanları neden rahatsız ediyor anlamış değilim.

Sırplar Boşnaklardan hoşlanmazdı. Neden hoşlanmazdı? Irki yakınlığa rağmen dinlerinden hoşlanmıyorlardı. Bizim gibi olun dediler. Boşnaklar hayır olmayız dediler. Israr ettiler. Boşnaklar yine hayır dediler. Hatta Boşnaklar dinlerinin farkında değildi, Sırp gibi yaşıyorlardı. Buna rağmen Müslüman adından bile rahatsızdı Sırplar.

Ve katliam yapmaya başladırlar. Ne dedi Bilge insan Aliya İzzetbegoviç? “Sırplara müteşekkiriz, bize Müslüman olduğumuzu hatırlattılar.” Şimdi Boşnaklar kendi özgür ülkelerinde Sırpların istemediği fakat kendi istedikleri gibi yaşıyorlar. Bilmiyorum ki bazı şeyler daha nasıl anlatılsın kürdü Türk yapmak isteyenlere?

İyi bilinmeli ki Türk Kürt değildir, Kürt de Türk değildir. Ama bir gerçek vardır, batının bölme planlarını boşa çıkarıp bu coğrafyada birlikte yaşamaya mecburlardır.

Başbakan “bu bayrak, bu toprak, bu vatan senindir” dedi. Diyarbakır; batılı devletlere elinde Türk bayrakları ile istiklal marşı okuyarak bunu haykırdı. Sıra bizde.76 milyon biriz bu bayrak, bu vatan, bu istiklal marşı hepimizin dememizde. Evet, Kürtsünüz ama benim olduğu kadar bu ülke sizindir diyeceğiz.

Mesut Ülker bir TV kanalında  “bahar gelmeden çiçekler açmıyor, bahar gelince de bahçıvan buna mani olamıyor” diye bunu özetledi. Zamanı gelmiştir artık.

16.11.2013













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder