2 Eylül 2014 Salı

KAÇINCI DALGA



Dalgalar peş peşe geliyor. Mahkeme bazı şahısları da tahliye ediyor. Eğer maksat söylendiği gibi intikam olsaydı, alınan bu muhalifler birer suç uydurulup, bırakılmaz cezalandırma yoluna gidilirdi. Suç uydurmakta üstümüze yoktur bilirsiniz.

             Tv Kanallarını izlerken isimlerine ve kime ait olduklarına bakmam, söylenenlerin mantık ölçüsündeki yerine bakarım hep. Avrasya tv yi izlerken, madem bir Kıbrıs kanalıdır, neden bu kadar iktidara muhalif olur diye bilmiyor ve anlamıyordum.

              Çünkü bana göre Kıbrıs bizim milli davamızdır, hükümet kim olursa olsun, bu dava milli geleneğimize göre sürdürülür. Kıbrıslı için Anavatan da iktidar fark etmemeli diye düşünürdüm. Çünkü kim ne derse desin, hiçbir iktidar Kıbrıs’ı satmaz, satamaz.

              Sattı diye yapılan propagandalar sadece iktidar düşmanlarının işidir, sadece belli, gizli emeli olanların iktidar devirme sevdasıdır. Kıbrıs’ı satan bir başbakan, yunan milletvekilini öyle azarlar mı? Hem de alaycı bir üslupla ve küçümseyerek.

              Eğer varsa Avrasya tv nin bu örgütle bir bağı, neden iktidar düşmanıdır diye sorduğum sorunun cevabı kendiliğinden çıkıyor işte.

               Soruşturma eğer sadece bombalar ve silahlara kilitlenir ve kalırsa, hiçbir manası kalmaz derinleri soruşturmanın. Herkes biliyor ki, bir subay, bir polis, bir tetikçi kendi başına böyle işlere kalkmaz diye. Maksat Türkiye çapında bir iş ise, bir oturaklı teşkilat olmalı bu. Bu illegal bir örgütlenme olduğuna göre, silahlı kuvvetlere mal edilemez. Eğer silahlı kuvvetlerin bütününü kapsayan bir örgütlenme olsa, kimse yargılayamazdı askerleri. Demek onlarda içlerindeki bu yapılanmadan rahatsız. Ve soruşturulsun, ne ise açığa çıksın mantığında bir yol üzerindeler.

                Ancak bazı olayların karıştırılması, aynı kefeye konulması, onları da rahatsız eder. Rahmetli Albay Abdülkerim Kırca’yı tanıyan ben ve benim gibi insanları da. Geçtiğimiz yıllarda hakkında birçok haber yapan, şimdiki yandaş olmayan medya, şimdi Ergenekon karşıtlığı ile karıştırıyor olayları.

                Öldürdüğü söylenen insanların itirafçı olduğunu da kaydediyor medya. Zaten itirafçı olan birini güvenlik güçleri neden öldürsün anlaşılamamıştır. Zira bir itirafçıyı, ancak kendi örgütü ihaneti nedeni ile öldürmez mi?
                Bir itirafçının söyledikleri ile yola çıkan bu medya, nerdeyse bütün faili meçhullerin sorumlusu ilan ettikleri günleri unuttular galiba. Rahmetli Abdülkerim, vatanını milletini seven, bu uğurda tekerlekli sandalyeye mahkûm kalan bir vatanseverdi. Her gün mail kutumuza vatan seven, ülke seven diye mailleri düşen, kaos yaratmaya çalışan, sahte ülke sevenlerden değildi. Nur içinde yatsın.

                 Soruşturma alttan yukarıya doğru gittiğine göre, hemen hepsini alsınlar bu iş bitsin diyenlerin dediği gibi değil mesele. Ümraniye el bombalarından yola çıkılmıştır. Soruşturma derinleştikçe, yeni isimler gündeme geldikçe, dalga daha çoğalacaktır.

                   Her türlü gelişmeye hazırlıklı olan bu örgüt, tabiî ki işin psikolojik yönünü de düşünmüştür. Bunun için sulandırmaya çalışarak, hafife alarak karşı ataktadır. Hatta Kanada’dan boy gösteren haham bozuntusu beklide bu planın bir parçası bile olabilir. Kafa karıştırmak, bunun dedikleri ile mi bu soruşturma oluyor dedirtmek için bu yola başvurulmuş olabilir. Zira bir sürü tutarsız şeylerde söylüyor.

                   Ama belge diye söylediği çuvallara bakmak lazım değimidir? Emniyetteki sorgu CD lerinden başka şeylerde olduğunu söylüyor. Onlar incelendi mi? Kim inceledi. Yoksa bu sorgu CD leri gibi onlarda 8 yıl saklanacak mı bir yerde.

                    Yarsav başkanı ne anlatır, ne söyler onu da anlayan varsa tercüme edebilir mesela. Savcıları göreve davet ediyor. Ne için? Danıştay baskınını araştıran yargı üyelerine bu saldırganlık, bu öfke niye? Bir hukuk adamı meslektaşlarını katledene bu kadar öfkelenmezde, bunu araştıran hukukçulara bu kadar öfkeyi neden gösterir, anlayan bunu da anlatsın.

                    Bakın 90 lı yılların başından bu yana kaç emekli generalimiz öldürüldü. Kaç generalimize suikast girişimi oldu. Hangi ülkede görülmüş emekli generallerin öldürüldüğü araştıran var mı? Başbakanlık yapmış insanlar bile öldürülmedi mi bu ülkede. Bunu kim yapar? Bu bir örgütse bulunup çıkarılsın demek neden intikamcılık oluyor.

                    Uğur Mumcu katledilmedi mi? Kim yaptı? Başına hemen yeşil bant takılan biri iki kişi alındı o zaman. Kimdi bunlar. İslami terör diyerek yutturuldu insanlara. Canı sıkılan bir adamın adi bir cinayetimiydi bu. Bilmeyen var mı terör örgütlerinin bu tür eylem yapmayacağını. Şimdi anma gününde Ergenekon tertibine karşı olduklarına dair pankart açıyorlar. Kime karşı, belki de Mumcunun katilinin de bulunacağı bir yargılama sürecine karşı.
                    Çünkü Türkiye ile Dünya ile hiç alakası olmayan zavallılar bunlar. Uğur Mumcu neyi araştırıyordu, neyi bulmuştu onların umurunda değil. Kendilerine Uğur Mumcu İslami teröre kurban gitti, Atatürkçü olduğu için öldürüldü dediler ya, onlar için bu yeter.

                        İstemiyorlar bulunmasını çünkü. Bulunursa İslami terör safsatası bitecekte ondan. Faili meçhullerin aydınlanmasını istemeyenler ne isterler peki?

                    Hatta Karşı gruptan birileri de güya bizim gazete Ergenekoncu imiş, bakın kimler yazıyor diye isimler vermiş. Her görüşten insan var bizde. Biz görüşlerin hepsine saygılıyız. Ama benim yazılarımı okumadan bu kanaate varan okuryazar olmayan dangalaklar var. Yazılarımı okumuş olsaydı kim Ergenekoncu, kim değil anlardı.
                    
24.01.2009
            
            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder