6 Aralık 2014 Cumartesi

PAKET AÇILDI



Evet, paket açıldı. Açılmadan önce kimler itiraz ediyorsa yine onlar dağ, fare edebiyatı yapıyorlar.

Öyle birkaç madde ile demokratik sorunlarımızın çözülmeyeceği aşikârdır. Elbette yeterli değil. Yaklaşık 90 yıldır öylesine uzak yaşadık ki reel demokrasiden, köklü değişiklik olmadıkça bütün kesimler tarafından yeterli bulunmaması kaçınılmazdır.

Gerçek demokrasiye geçiş için bende yeterli bulmuyorum ama o sui niyet sahipleri gibi küçümsemek gibi bir akıl tutulmasına da uzağım.

Çok gerilere gitmeye gerek yok.90 ların başına gidin. Kürt sorununu çözmek bir yana, çözmeyi aklından geçirenler bile faili meçhullere kurban gittiler. Bunların çoğunu ispat edemedik lakin kaza veya intihar olmadığını hepimiz biliyoruz.

“Değişimin önündeki en büyük engel 27 Mayısın karanlık gölgesidir” diyen başbakan “paketten ölümsüzlük iksiri bekleyenler irrasyonel bir beklenti içindedir” demekle zaten köklü bir değişimin henüz mümkün olmadığını üstü kapalı söylüyor.

27 Mayısı hazırlayan toplumsal olayları bilmem mümkün değil ama okuduklarımız bu karanlık gölgenin henüz kalkmadığını gösteriyor.28 Şubatın bütün kollarına dokunulamadığı bir aşamada sıfır otomobil gibi sıfır demokrasi sunulamaz.

Üniversitelerin halen karıştırılmak istenmesi, ağaç bahane edilerek taksim gibi bir merkezin bir ay işgal altında tutulması, uykuya yatırılan DHKP-C gibi aşırı sol örgütlerin tekrar uyandırılması karanlık gölgenin kendisidir.

Senin sakalın var, senin başörtün var senin adın uygun değil gibi bahanelerle “ bazı vatandaşlara kapalı bir devlet anlayışı ” nın kaldırılmış olmasını neden demokratik bulmazlar?

Seçim sisteminin antidemokratik olduğundan dem vuranlar “buyurun görüşelim istediğiniz bu modellerden birini uygulayalım” demeyi neden demokratik bulmazlar?

Ben kendi dilimde siyasi propağanda yapmak istiyorum diyenler “farklı dil ve lehçelerde propağanda yapmayı neden demokratik bulmazlar?

Beğenmedikleri, zorlam buldukları köy isimlerinin değiştirilmesini, istenilen isimlerin verilmesini neden demokratik bulmazlar?

“Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu” kurulmasını,”dini inancın yerine getirilmesinin engellenmesinin suç sayılmasını” eğer insanlara dinini yaşamayı on yıllardır yasaklamışsanız elbette demokratik bulmazsınız.

“Toplantı, gösteri yer ve süresini STK larla görüşüp nihai kararı mülki amirin vermesini” her yıl yer gösterildiği halde, taksimi yakıp yıkmanıza izin verilmeyeceği için demokratik bulmanız mümkün değil tabi ki.

Ana dilde eğitim çığırtkanlığı yapanlar “özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim yapılmasını” aslında niyetleri bu olmadığı için yeterli bulmayacaktır. Bu ülkede farklı dilde eğitim yapan okullar yok mu? Elbette var ama Özel Alman Lisesi, Galileo galilei İtalyan lisesi, özel İtalyan lisesi, Robert koleji, Avusturya lisesi v.s gibi okulların hiç birini devlet kurmadı.

Alevilerle ilgili çalıştaylar yapılması, bir üniversiteye Hacı Bektaşi Veli adının verilmesi inkârcılıktan çıkıp kabullenmenin belirtisi değilse nedir?

Daha birçok şey sayılabilir demokratikleşme yolunda. Her sabah körpecik beyinlere militarist bir şekilde  “Türküm, doğruyum, çalışkanım” dedirttiğimiz halde ağaç bahanesi ile hükümet yıkmaya kalktığımıza göre, demek ki bu and işe yaramamıştır.

Eski doğu bloğu ülkelerinde, nazi Almanyasında görülebilecek tarzdaki bu andı kaldırmayı demokratik bulmayanlar, beyinleri hem laikim hem müslümanım felsefesi ile yıkanmış demokrasi dışı yaratıklardır.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”  sözünü “devleti yaşat ki insanı tepelesin” diye anlayan ve uygulamak isteyenler ne yaparsanız yapın asla beğenmeyeceklerdir. Çünkü onların demokrasi anlayışı kendileri dışındaki her fikrin tepelenmesinden geçiyor.

           30.9.2013






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder