7 Aralık 2014 Pazar

TAHLİYELER VE VİCDANSIZ VİCDANLAR



Bütün ülkeyi meşgul edecek bir konu vardır mutlaka. Şimdi de tutukluluk süresi ve tahliyelere bakıyor kamuoyu. Her biri kendi meşrebince değerlendiriyor. Sızlayan vicdanlardan dem vuruyor vicdansız vicdanlar.

Çoğu yine bildik zihniyetle Hizbullah’a tepkili. Dedik ya meşrebince takılıyorlar diye. Neresinden tutmak lazım bilmiyorum. Ama neresinden tutarsanız tutun, elimizde kalıyor. Meğer çöpten yapılmış bir devlet sistemimiz varmış.

Suçluların serbest bırakılmasını hiç kimse istemez elbet. Öyle ideolojimize göre sadece Hizbullah’a rampa etmekle bitmiyor mesele. Önceleri sorduk, şimdi de soruyoruz bu muhteremlere. Hizbullah kimdi, neydi, kim kurmuştu? Sadece adındaki İslami çağrışımdan dolayı, İslam’a saldırmak için bahane arıyoruz ya.

Gasptan içeriye girip, aftan çıkmış. Tekrar gasptan içeriye girip, yine aftan çıkmış. Sonra 5 kişiyi öldürmüş, bir kadına tecavüz etmiş biri şimdi yine serbest bırakılmış. Vicdansız vicdanlıların vicdanını bu sızlatmıyor mu? Sızlatmıyor, çünkü adında İslami çağrışım yok.

İçeride suçsuz yatanlar varmış ta, suçlular çıkıyormuş. Defalarca yazdık, Hizbullah diye bir örgüt aslında yok. Bir cinayet örgütü kurulmuş. Evet, sadece cinayet örgütü. Bunu kuranlar da sizin suçsuz ama içeride dedikleriniz olma ihtimali kuvvetle muhtemel olan derin yapı.

Şimdi; bu yapıyı kurduğu düşünülen insanlar içeride suçsuz olarak yatıyor, cinayetleri işleyenler suçlu öylemi? Dinci olduğu söylenen bir örgüt, dinkarşıtı olan insanı katletmez mi? Hizbullah neden cinayet bölgelerinde dini yönden öne çıkan insanları katletti hiç düşündünüz mü vicdansız vicdanlı beyler.

Yüksek yargı, topu atmaya çalışıyor başkalarına. Yükleri ağırmış, dosya sayısı çokmuş. Evet, yük ağır ve dosya çok. Bunu bilmeyen var mı? Ama ben hiçbir yargı yılının açılışında, bir yüksek yargı mensubunun bu konuyu göze batacak şekilde dillendirip, bizim yapımızda değişiklik yapsın siyasiler. Bir birim daha kurulsun, bir yetmiyor, on birim daha kurulsun, on yetmiyor, yüz birim daha kurulsun, bu dosyala birikmesin diyenini duymadım. Ne dediler yüksek yargı mensupları. İrtica en büyük tehlike. Laiklik olmazsa olmazımız. Kamusal alana başörtülü girilmez. Güç mücadelesinden başka bir şey duymadık.

İşte şimdi sokağa salarsınız hasta ruhlu, insan doğrayan, ırza geçen ahlaksız ve katilleri. Hiç kimse sorumlu değil bundan. Ben sorumluları biliyorum.

Hani her adli yıl açılışında gündeme getirdiğimiz şu başı bağlı kadınlar var ya. Şu büyük tehlike olan, irticai görünümlü türbanlı kadınlar, işte bu suçluların sokağa salınmasında tek sorumlu onlar.

Ne siyasilerin sorumluluğu var, ne de yüksek yargının. Türbanlı kadınlar olmasa idi bunları yaşamayacaktı bu millet. Kibrit çöpünden devlet olursa, salarsın sokağa insan doğrayıcılarını.

06.01.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder