Her
konuşan kendi penceresinden bakarak bir şeyler söylüyor. Kimi ekonomik
sorunlara bağlıyor, kimi açılımın iyi yönetilmediğine bağlıyor. Hâlbuki dünya
siyasetinde bir olay gerçekleştirenler birçok konuyu birden düşünür.
Açılım
denen icraatın başarılı olmasını istemeyen gruplar var. Kürtlerin içinde de
bunlar var. Karşı tarafa da başarısız oldu dedirtmek için eylemlerini arttırma
yolunu seçmiş olabilirler.
Eğer
muhatap alınmazsam,31 Mayıstan sonra ben yok um diyen terörist başının muhatap
alınması için eylemler arttırılmış olabilir.
Devletlerarası
ilişkilerde bazı icraatlar vardır, kimin yaptığını bilirsiniz fakat belgesi olmaz.
Rüşvetin belgesi nasıl olmaz deriz, onu gibi işte. Şu anda PKK terörüne destek
veren devlet İsrail kalmış gibi görünüyor. İsrail politikamızdan memnun olmayan
İsrail ateşlemiş olabilir.
Her
ne kadar yetkililer hayır yok deseler bile, teröristlere İsrail’in eğitim bile
verdiğini her vatandaş biliyor. Kim desteklediği örgütü kullanmaz ki?
Terör
mücadelemizin başarısız olduğunu göstermek için, bu taraftan Kürt olmadığı
halde terörü destekleyenler provoke etmiş olabilir.
Zayıf
bir ihtimal ama bölgede emir kulu olmaktan çıkıp, kendi başına siyaset yürüten
ülke konumuna gelince, önce sen içindeki sorunu hallet diyen büyük bir müttefik
teröre teşvik etmiş olabilir.
Böyle
olacağını biliyorduk. Terörün meclisteki şubesinin yetkilileri bunu
söylemişti.”Kürdistan dışına yayılacak” demişti ve öyle oluyor.
Ama
şu bilinmelidir ki, mesele bu gün yine bir programda dinlediğim emekli
paşamızın söylediği gibi değil. Açılımı tenkit etmek ayrı bir şey, teşhisi
yanlış koymak ayrı bir şey.
Bölgede
ekonomik sıkıntı varmış, önce bu halledilmeliymiş. Şimdiye kadar aç olduğum
için dağa çıktım diyene rastlamadım. Ben aç bir kürdüm diyen yok. Ben kürdüm
diyor vatandaş. Mesele ekonomik olsaydı, bölgeye kurulan fabrikaları ve iş
makinelerini yakmazlardı.
Öylesine
beyni yıkanmış ki bu mahlûkların, midesinden önce Kürtlüğünü düşünüyor. Öyleyse
siz ne verirseniz verin, mesele çözülmez. Çözülmez çünkü isteklerini öldürerek
elde etmek istiyorlar.
Ve
birde utanmadan bin yıllık beraberlikten söz ediyorlar.
Ne
oldu peki bin yıldır beraberdik. Hala insan olmayı öğrenmemişsen eğer. Bölge
insanı bu terör örgütüne tavır koymalı, devletinden yana olduğunu göstermeli.
Çocukların eline taş vererek sokağa saldıkları sürece, birlikteliği anmasınlar
bile.
Konuştuğum
insanlar,”artık Kürt lafını duyunca tüylerim diken diken oluyor “diyor. Bu
intibada olan inan sayısı arttıkça, kimsenin aklına bin yıllık birliktelik
gelmeyecektir.
Programlarda
izlediğim bazı Kürt aydını olduğunu söyleyen tiplerin,birde İslami
kimliklerinin olduğunu biliyorum.Bu hangi İslam ki,askerimin şehit edilmesine karşı çıkmayıp,ama Kürtlerin
şu hakları da var diyebiliyorlar.
Bilmezler
mi ki Müslüman olmak için de önce insan olmak gerek.
Bizim
her gün ciğerimiz yanarken, senin ne Müslümanlığın benim umurumda olur, ne de
etnik kimliğin.
Yazıklar
olsun sizin gibi müslümana, yazıklar olsun sizin gibi insan müsveddelerine.
20.6.2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder