6 Aralık 2014 Cumartesi

PARİS’TE ÜÇ MELEK



Başlangıçta öldürülen teröristler için özellikle kadın vurgusu neden yapıldı onu anlamadım. Bunlar kadındı sömürüsü üzerinden biraz yol alınmak istendi ama sonra millet kimliklerini öğrenince çöküp kaldı medyamız.

Zaman zaman rastladığımız haberlerdendir sokakta veya bir başka yerde bir pitbull köpeğinin birilerine saldırdığı haberleri. Aranızda saldıran köpek acaba dişi miydi yoksa erkek mi diye merak edeniniz oldu mu? Köpek köpektir işte dişisi erkeği olmaz ki.

Elinde silahla dağda gezmiş, birçok eyleme ya karışmış ya da hazırlanması safhasında görev almış yahut finans işlerini yürütmüş. Bizim için fark etmiyor, terörist teröristtir. Orada adresleri belli bir şekilde şimdiye kadar yaşadıklarını bizim devletin basiretsizliğine, beceriksizliğine bağlasınlar.

Sebebi ne olursa, faili kim olursa olsun üç terörist ölmüştür. Şimdiye kadar orada yaşadıklarına ve aslında tarafımızdan bilindiklerine göre bunu devlete yıkma çabaları da boşa çıkmıştır. Keşke bu tür operasyonları yapabilseydik.

Şimdi cenazeleri buraya gelecek diye telaş içindeyiz. Bizim vatandaşımız olduklarına göre kendi toprağına gömülme hakkı vardır. Çünkü bu itlerin hepsi Türk vatandaşı değil. Aslında öldürülen pkk’lıların başka ülkeden olması durumunda şimdiye kadar yapılmayan bir şeyi yapmak gerek. İran vatandaşı ise Ahmedinejad’a, Suriyeli ise Esed’e kargo ile göndermek gerek.

Daha önce yaşadığımız bazı tecrübeler muhtemelen paçavralarını açacaklarını, devlete ve millete söveceklerini söylüyor. Bu olaylarda organizasyonu BDP ve KCK nin yaptığı hepimizin malumu.

Ancak bu defa durum biraz farklı. BDP’liler daha temkinli açıklama yapıyor, Paris cinayeti ile ilgili devleti suçlayıcı konuşmalardan uzak duruyorlar. Çünkü failin kim olduğunu çok iyi biliyorlar. Daha önceki bütün faili meçhullerde de çoğunun pkk’nın iç infazı olduğunu bildikleri gibi.

Oslo görüşmeleri kaç yıl devam etmiş. Sonunda terör örgütü güvenilmez olduğunu ispatlamış, basına sızdırmıştı. Habur şova dönüştürülmüştü. Şimdi ne yapacaklar göreceğiz.

Başbakan da aptal değil, terör sorununu çözmek için görevlendirdiği insanlar da aptal değil. Bizim gördüğümüzü mutlaka görüyorlar. İlerlememizin ve sözü dinlenen bir dünya devleti olmamızın önünde büyük bir engel olduğunu biliyorlar bu sorunun.

Çözümü için ellerinden geleni yapıyorlar. Bazı çevrelerin dediği gibi hainlik falan yapmıyorlar. Terörden beslenenlerle aynı düşünüp, çözümsüz kalmasını isteyenler asıl hainin kendisidir. Görüşmelere ayrı bir anlam yükleyen CHP nin ne menem açıklamaları da, icat ettikleri Kemalizm zihniyeti ile böldükleri ülkeye tam sınır çizmekten başka bir şey değil.

Parti sözcüsünün “başbakan Hüseyin Aygün’ü görüştüğü için tenkit ediyor ama kendileri İmralı ile görüşüyor “açıklaması konuya değil, Türkiye ye Fransız olduklarının ispatıdır. “İyi çocuklar” diyerek görüşme ile silah bırakılıncaya kadar operasyonlara devam edilecek diyerek çözüm aramanın aynı şey olmadığını görmeyecek kadar kör bir muhalefet.

Dağdakilerle görüşmeler 80’li yıllardan beri sürüyor. Tek farkı var o dönemlerde bir nalına bir mıhına vurulurdu. Şimdi vurulan yer belli. Nasıl ki 70’lerde üniversitede okuyan gençler,50’lerin sonunda okulda olay çıkaran gençleri bilmiyor ise, bu günkü gençlerde 12 Eylülü hazırlayan olaylara sebep olan öğrencileri bilmiyor. Bazı milliyetçi çevreler tekrarlanan olayları okuyamıyor. Bu yüzden benzer olayları yaşayıp duruyoruz.

Ülkemizi ve milletimizi hepimiz seviyoruz. Ancak ülkemizi karıştırma çabaları maske değişerek devam ediyor. Milliyetçi gençlerimizin kavrayamadığı bu durum, çözümün önünde engeldir. Çözümden yana olan hiç kimse ülkeyi bölelim, alın size bu tarafı verelim demiyor. Güle oynaya askere gönderdiğimiz gençler, güle oynaya evlerine dönsün istiyor. Çocuğu askere giden bu çevrelerden arandığımı, doğuya göndermemek için çözüm aradıklarını biliyorum. Biraz samimi olalım.

Bütün mesele asırlardır birlikte yaşayan insanların, birlikte yaşamak isteyip istememesindedir. Eğer bu isteklerinde samimi ise BDP, bu defa provoke etmeden Paris’ten gelecek cenazeleri çözüm isteklerine uygun olarak defnederler. Bu cenazelere bazılarının sandığı gibi devlet tören falan yapmamaktadır. Her zaman olduğu gibi kendi törenleri yapacaklar.

Sanki bir diplomatımız şehit edilmiş de devlet tören yapacak gibi algı oluşturmasın kimse. Mantıklı düşünmenin ötesinde duygularımızı hepimiz söylüyoruz. Bana göre öldürülen bu üç kadın, yaygarası yapıldığı gibi melek falan değildi. Yani benim için cinsiyetini sorma gereği duymayacağım bildiğiniz pitbull işte.

16.1.2013



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder