Geçen akşam ki Büyük Birlik
Partisinin yemeğinde ve daha sonra Turkuaz Hareketin yemeğinde üstünde durulan
konular hep aynı idi. Temiz siyaset, bilgili toplum. Toplum bilgilendirilmediği
sürece ne demokrasi, ne hukuk, nede ekonomi rayına girmeyecektir. Hizmet için, milleti
için var olan siyasetçileri bulamadığımız sürece de bizde siyaset hep kirlilik
olarak kalacaktır.
Geriye dönüp baktığımızda
hakkında kapatma davası açılan partileri, kapatma davası açan kurumlar
yaşatmışlardır. Çünkü onların üzerinden oy aldığı konuları çözmemek, onların oy
almalarına sebep olarak yeter. Geçtiğiz günlerde bunu hep birlikte yaşadık. Ak
partiye kapatma davası açıldı, yapılan anketlerde Ak parti oyunu arttırmış
görünüyordu. Sebep çok basit, Türk Milleti hep mazlumdan yana olmuştur da
ondan. İnsanın fıtratında bu vardır. Mazlumdan, ezilenden yana olmak, ama bizde
bu biraz daha fazladır. Hep üzerinde durduğumuz konu, dini siyasete alet etmek,
Atatürk’ü siyasete alet etmek. Bir grup dini istismar ediyorsa diğer grupta
Atatürk’ü istismar ediyor. Altında ne yatıyor, tabiî ki rant. Millet için ne
fark ediyor. Hiç bir şey, biri Atatürk adına yerken öbürü din adına yiyor. Her
dönemden sonra bir kısım siyasiler yüce divanlık olmuyor mu? Beraat ediyorlar
çoğunlukla ama biz biliyoruz ki, bir şeyler var ama yine çıkmadı ortaya.
Bir kanalda yapılan bir
araştırmadan bahsediliyordu. Ramazanda tam oruç tutanlar ancak nüfusun yüzde 20
si imiş. Bu ne demek, yüzde 47 oy alan bir partinin tarafları bile tam oruç
tutmuyor. Elbette ki oruç tutmak ihtiyarı bir şey isteyen tutar isteyen tutmaz.
Konumuz başka, irtica korkusu yaşayanların bu korkularının yersiz olduğunu
gösterir bu. Zira oy verenler bile dindar değilse irtica ne ile gelecek. Öyleyse
korku ne? Korku insanların başını bağlaması falan değil, rantın el değişmesi
kabul görmüyor. Sayın Baykal basiretli bir lider olsa ve bu konuyu çözelim,
başörtüsü serbest olsun dese, Ak partinin oyu beklide yüzde 20 lerde olacak. İnsanlar
ekonomik açılımlara bakacak, kendi sorunları ile kim ilgileniyor bakacak, ithalata
bakacak, ihracata bakacak, cebine giren paraya bakacak. Oyunu öyle kullanacak, hizmet
için yarış başlayacak. Ama maalesef Sayın Baykal’ın böyle bir derdi yok. Çünkü
o çözümsüzlükten nemalanıyor. İrtica ortadan kalkarsa hangi proje ile oy
isteyecek?
Bakın küresel dalgalanma yaşanıyor, susuzluk
kapımızda. CHP li bir yetkili bizim susuzluğa çözüm önerimiz bu, kapıdaki
ekonomik krize projemiz bu diye hiç açıklama yaptılar mı? Hayır, yok ki
projeleri ne sunsunlar. Onların projesi laiklik, irtica. Bu sebepler olmazsa
barajı bile aşamayacağını biliyor Sayın Baykal. Önce insanı, insan yerine
koysunlar, insanın değerlerine saygı göstersinler ki, insanlarda kendilerine oy
versin. Sizin yok saydığınız insanların oyuna ihtiyacınız var, o oylar sizi
iktidar yapacaktır, tabi eğer iktidar olmak istiyorsanız.
Katıldığım yemeklerde
gördüğüm manzara şu. Hiç bir tesiste namaz kılacak yer yok. Oruç tutan
insanların bir kısmı tabiî ki namaz da kılıyordur. Bu tesislere o gün ve her
zaman namaz kılabilecek insanlarında gelebileceği düşünülmemiş. Düşünülse, işte
o zaman ben iktidara gelince dini özgürlükler artacak kozu elden alınmaz mı?
Doğrusu namaz kılanlar için küçük bir bölümde yere masa örtüleri serilerek
yapılan namaz kılma yerlerini görünce, utanmadım desem yalan olur. Zira o
sırada yan taraftaki salonda yemek yiyen insanlar belki içki bile içiyordu. Onların
özgür olduğu ve ramazanda bile içki içme hakkı olduğunu kimse inkâr edemez.
Peki, iki parça halı sermek nedir ki? Tabi mesele halı değil, mesele zihniyet.
Şimdi düşünün bakalım Ak parti neden yüzde 47
oy aldı.
20.09.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder