6 Aralık 2014 Cumartesi

SEÇİM SONUÇLARI VE MUHALEFETİN ANLADIĞI



Siyaset bizde “ ben yaptım oldu” mantığı üzerine kurulu. Bu mantığın dışına çıkan partiler başarılı olur, çıkamayan seçmeni suçlar. Hâlbuki siyaset, toplum ve insanın etkileşimi üzerine bina edilmelidir. Yani siyaset bir sosyolojik olaydır.

İngilizin ayrı bir kültürü vardır, fransızın ayrı bir kültürü vardır, italyanın ayrı bir kültürü vardır. Türkün kültürü yok mu peki? Fransız halkını, İngiliz’e dönüştürmek isteyen bir Fransız siyasetçi duydunuz mu hiç? İşte bizim muhalefet bunu yapmak istedi hep, öyle olunca da ülkesine Fransız kaldı her seçimde.

Ülkem insanı diyor ki; ben kendi kültürümle, her türlü teknoloji ile donatılmış olarak yaşamak istiyorum. Muhalefet diyor, teknoloji, gelişmişlik, çağa ayak uydurma önemli değil, benim istediğim modelde insan olacaksın. Çatışma buradan doğuyor. 

Ana muhalefetin lideri Kılıçdaroğlu “ tıpış tıpış gideceksiniz” dedi. Belki kendi seçmeni olumlu aldı bunu ama diğer taraf “ ben koyun değilim” dedi. İrademle giderim. AK Parti seçmenine bu sıfatı layık görenler öyle kömürle, makarna ile sağlanacak bir çoğunluk olmadığını anlamayacak şekilde uykudalar. Yani dönüşenler ve dönüşmek istemeyenler olarak ayrıldı toplum.

Muhalefetin destekçilerinden yönetmen Mustafa Altıoklar seçimle ilgili değerlendirme yaparken seçmene “hanzo” benzetmesi yaptı. Mensubu olduğu parti veya grubun oy oranı % 25 gibi düşünülürse bu iktidar olmaya yetmiyor. Yani “hanzo” olmayanlar başbakan çıkaramıyor.

Kılıçdaroğlu’nun katıldığı programda Kılıçdaroğlu AK Parti'ye oy veren seçmenler için "yüzde 25-30'luk bir kitle hiçbir sorgulama yapmıyor" dedi. Destekçisi Amberin Zaman "Müslüman bir ülkeden bunun tersini beklemek garip değil mi?" diyerek aşağıladığı toplumdan oy istediler. Artık bu cümleyi değerlendirmek için sosyolojik, psikolojik demenin ötesinde milliyet sorununa bakmak lazım.

Amberin Zaman; The Economist, Los Angeles Times, The Washington Post, The Daily Telegraph ve The Los Angeles Times adına çalışan, Amerikalı diplomat Joseph Pennington ile evli olan bir gazeteci. Muhalefet, bu devşirmelerden medet ummakta.

Bunun yanı sıra kendi inançları doğrultusunda dönüştürme fikrine sahip Bekir Coşun, Uğru Dündar, Emin Çölaşan, Oda Tv, Doğu Perinçek’in aydınlık gazetesinden, aslen Hıristiyan olan hatta hayatta bile olmayan Türkan Saylan adına paylaşımda bulunan ülkücü camianın da, şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.

12 Eylül döneminde mücadele ettikleri bu zihniyet ile ittifak yaparken, ya o dönemde hata yapmışlardır ya da şimdi yapıyorlar. Eğer zihniyet farklılığı yoksa 12 Eylül döneminde o kadar genç neden öldü? O dönemde yaptıklarımız doğruydu derlerse bu da kendilerini yalanlamak olur. Bir parti zihniyetinin iflası demektir.

Hâlbuki anlasalar o zaman kendilerini kavga ettiren güç, şimdi aynı kulvarda yürümelerini istiyor. Biz de diyoruz ki: Bu milli olmaktan çok uzak, yabancı telkinlerle komünizm gelecek diye sizi kavga ettirenler, size ittifak yaptırıyor. O zaman kavganın sebebini bilmediniz,  ittifakın sebebini bilmediğinizi de 30 yıl sonra göreceksiniz. Ama ülke gördüğü zararla kalacak. 

Kurban bayramı yaklaşıyor. Seçim öncesi manevraları tutmayan Bekirler, Eminler kurban kesmenin saçmalığı üzerine güzelleme hazırlasınlar şimdiden. Müslüman-Türk kardeşlerimizde bunları paylaşsınlar.

Bu millet dış destekli, dönüştürme yönetim modellerini, ABD, AB, Vatikan destekli, dini Kuran dışına çıkarmak isteyen projeleri reddediyor. Hastahanede parmak izi ile muayene olurken, cihazın kıyafetine değil, sadece parmak izine baktığını biliyor. Lakin bütün bunları muhalefet bilmiyor.

Muhalefet ve onu destekleyen taife, Müslüman olduğu için devamlı aşağıladıkları insanlardan kendilerine oy vermesini istiyor. Hal böyle olunca her seçimde dirsek yiyip, yerde debelenen futbolcudan farkları kalmıyor tabi.

11.8.2014





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder