7 Aralık 2014 Pazar

TAŞLAR BAĞLANMIŞ, İTLER SALINMIŞ



Artık” bıçak kemiğe dayandı, kanı yerde kalmayacak, sözün bittiği yerdeyiz “gibi benzeri sözler duymak istemiyor bu millet. Ramazanda sabır belki bir noktada anlaşılır. Bunu savaşan iki Müslüman devlet için düşünebiliriz belki. Ama karşımızda böyle bir devlet yok. Muhatabımız kalleş, kâfir bir it sürüsü.

ABD açıklama yapmış.”PKK terör örgütüdür. Türkiye’nin mücadelesini destekliyoruz” diyorlar. Hiç bir devlet toprakları içinde terör örgütünün yuvalanmasını istemez. Komşu devlete karşı kullansanız bile bir gün başınıza bela olacağını bilirler. İran fırsat buldukça vuruyor. Saddam zamanında bu itler burnunu bile çıkaramıyordu. Suriye öyle. Bakın bu coğrafyaya İran nükleer bahanesi ile yıpratılıyor. Bu itlerin İran kolu olan PEJAK hareketleniyor. Suriye’de demokratik değildi falan ama bu itleri baskı altında tutuyordu. Irak bölündü ve kuzeyde denetimsiz ve yönetimsiz bir bölge, sırf bu itler rahat etsin diye oluşturuldu. Küm yaptı bunu? Elbette ABD. Yani destek verdiklerine falan bakmayın. Kâfirin esas başı ABD.

Birde bizim içimizde bizi uyutan etkili ve yetkili bir takım hainler vardı. Hani o resepsiyonları boykot eden, kendi milletini düşman ilan eden, her konuşmasında “olmayan irticayı “devletin tek düşmanı olarak sayan, PKK denen bela için bir mücadele planı bile olmayan, kendileri bile ne olduğunu anlamadıkları laiklik adına milleti imha planı yapan, asıl büyük tehlike terör belasını görmezden gelen laikçi kesim. Bunların hiç birine bu millet hakkını helal etmeyecektir. Şehit ana ve babalarının eli yakalarında olacaktır.

Nasıl ki ABD kendisi hem kınıyor hem destekliyorsa terörü, bizde de terör mücadelesinde de bir gariplik var. Birileri askeri eline silah verip yollarda yürütüyor. Kim bu planı yapar bilmiyorum. Ast rütbelerden biri böyle bir plan yapar da neden üstleri itiraz etmez, bu yanlıştır demez onu da bilmiyorum. Bölgede devletin varlığını ispatı, bir grup askerin mayınlı, tuzaklı yolda sağa sola bakarak yürümesi midir? Her türlü istihbaratımız var. Her türlü imkânımız var. Hedefi tespit edip, nokta operasyonu ile devlet varlığını ispat edebilir.

Askeri yolda yaya veya motorlu olarak yürütüyoruz, itler mayın patlatıyor şehit veriyoruz. Ertesi gün yine aynı vaziyette birkaç asker yolda yürüyor. Yine mayın patlıyor, yine şahit veriyoruz. Uçakları Adıyaman’da tarikat üzerinde uçuracaklarına, terör örgütü ile ilgili istihbaratlara baksaydılar bu kadar şehit verilmezdi. Asker yolda sağa sola bakarak yürürken kendisini takip eden teröriste inisiyatifi verdiğini, açık hedef olduğunu, şehit verilmesinin kaçınılmaz olduğunu irticadan başka düşman tanımayanlar bilemezler tabi.

Önce şehit verilmesini engellemek için gerçek planlar yapılmalı. Nokta operasyonları yapılmalı. Terörü tek başına bu bitirmeyecektir. Ancak şehit sayısını azaltacaktır. Çünkü terörle mücadele topyekûn bir mücadeledir. Birden fazla boyutu vardır.

Teröre destek veren, ondan medet uman, onu devlete tehdit unsuru olarak kullanan siyasileri de yemin etseler bile hukuk içinde değerlendirmek gerekir. Çünkü bu millet bunların PKK nın siyasi kanadı olduğunu bilmektedir. Madem asker doğru düşman tespiti yapamamıştır şimdiye kadar, görev siyasilere düşmektedir. Gerçek manada bir imha harekâtı gerekmektedir. Öyle itleri salıp, taşları bağlayarak değil.

18.8.2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder