7 Aralık 2014 Pazar

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR



Suç işleyen çocuklara elbette çocuğa uygun tarzda ceza verilmeli. Bunda hem fikiriz. Çocuğa cezada mantık, bunun yanlış olduğunu anlatmak, caydırıcı olmaktır.

Taş atan çocukları önlemenin bir başka yolu da, anne-babasının bundan sorumlu tutulmasıdır. Hepimiz bal gibi biliyoruz ki bu çocuklar kendiliğinden ellerine taşı alıp çıkmıyor sokaklara.

Bunların hepsi çocuk, burada anlaştık zaten. Bu çocukların kültürel hakları kısıtlanmış. Köyünün adını değişmiş birileri. Çocuğun kendi adını değişmiş birileri. Kürtçe konuşamıyormuş bu çocuklar. Kürtçe eğitim alamıyormuş bu çocuklar. İstekleri daha sıralayın artık siz. Haksızlar mı? Değiller, yerden göğe kadar haklılar. Bunlar çocuk dedik ya.

Peki, bu çocuk hakları savunucuları demiyorum, taş atan çocuk hakları savunucularına soruyorum şimdi. Küçükçekmece’de belediye otobüsünde yakılan Serap kızımız, servis otobüsünde bombalanan Buse kızımız 17 yaşında değil miydi? Yani çocuk değil miydi?

Size ne kadar mantıklı geliyor bir çocuğun kürtçe konuşması için eylemi, başka bir çocuğun hayatının bedeli oluyor. Kürdün çocuğu çocuk ta, Türk’ün çocuğu it yavrusu mu?

Ey taş atan Kürt çocuğu savunucuları, o sözünü ettiğiniz çocuk, başka bir çocuğun hayatına kastediyorsa hangi haktan bahsediyorsunuz. Lanet olsun sizin adınıza da, lanet olsun sizin dilinize de.

Şimdi BDP li belediyeler özerklik istiyormuş. Aslında ilan edecekler. İstemek farklı bir şey. Biz demokratik haklar, kültürel haklar isteğinin altında siyasi isteklerin yattığını biliyorduk. Ama Kürt halkı bunu bilmiyordu. Öğrenecekler ancak, acımasız bir katil sürüsünün yönetimine girecekler bunu bilmiyorlar.

Sayın Sırrı Sakık, Nejat Paşa’nın parti adını sorması ile açılımını söyledi. Barış ve demokrasi partisi diye. Tıpkı Rus işgalindeki doğu Almanya’nın adının demokratik Almanya olması gibi. Yuttuk bizde tabi. Aslında SKP(savaş ve katliam partisi) yapsalar daha uygun olur.

BDP nin barış istemediğini hepimiz biliyoruz. Çünkü barış onların sonu demektir. Bunlar vampir gibiler. Kanla besleniyorlar.

Demokratik haklar denildi, kültürel haklar denildi bütün kesimlerden destek aldılar. Ama hak istedikleri konulardaki çabaları bizzat kendilerinin baltalaması, böyle bir isteklerinin olmadığının göstergesidir.

Hatta diyarbakır’da değil,İstanbulun göbeğinde,servis bombalamaktan sanık insanları rahatlıkla alkışlıyorlar.

Daha önce de yazmıştım.Silahları bırakmadıkları taktirde,misliyle karşılık göreceklerdir.Çünkü devlet silah bırakmaz.Silah bırakacak olan sadece PKK dır.Askerlerimiz de 20-22 yaşındaki çocuklardır.

Evet, belki şimdi açıktan söylemediğiniz asıl maksadınız siyasi taleplerdir. Bu bilinmeli ki sizin, birlikte yaşamak istememeniz, Türk insanının sağduyusu sayesinde çocuk katletmenizle devam ediyor.

Hatta Diyarbakır’da değil, İstanbul un göbeğinde, servis bombalamaktan sanık insanları rahatlıkla alkışlıyorlar. Hiç bir taciz görmeden hem de.

BDP li yetkililer acaba düşündüler mi ki, ya Türk insanı bizi istememeye başlarsa ne olur. Verin bakalım bu sorunun cevabını, sizi gidi kan emiciler.

27.6.2010



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder