10 Şubat 2016 Çarşamba

AVRUPA’DAN TÜRKİYE’YE İNSANLIK DERSİ

AB dış ilişkiler ve güvenlik şefi Federica Mogherini bizden sınır kapımızı açmamızı istemiş. “Bu ahlaki bir görev” demiş. AB genişlemeden sorumlu komiseri Johannes Hahn’da bunu Türkiye’ ye ilettik diyor.

Bize bu ahlaki ve insani değerleri söyleyen kim? Sığınmacıya çelme takan ahlak yoksunu, sığınmacıların paralarına el koyan hırsız, sığınmacılara ateş açılsın diyen katil, sığınmacıların botunu delerek batıran şeref yoksunu Avrupa.

Hepsi Suriye’den birer parça koparmak için domuz sürüleri gibi saldırıyor ama 3 milyona yakın sığınmacıyı alan Türkiye’ye insanlık dersi veriyorlar. Biz bu domuz çobanlarının tarihini biliyoruz. Lakin onların görevlerini yaptıklarını da biliyoruz. Onun için kızmıyoruz.

Domuz çobanlarını biliyor ve ona göre tavır alıyoruz elbette. Esas sorun, o domuz çobanlarının sürüsüne dâhil olan içimizdeki domuzlar.

Suriye’nin parçalanması ile paralel yürüyen Türkiye operasyonlarının farkında olmayıp, birliğimizi koruyacağımız bu zamanda her biri ayrı telden çalan hainler.

Hain sadece barikat kuran, hendek kazanlar değil. Onlar gibi mücadelenin milletin değil de Ak partinin mücadelesi olduğunu söyleyen, onlara destek veren haçlı beslemesi medya.

Bu medya davranışına hain diyoruz da, güya milletten yana olduğunu söyleyen medyaya verecek bir ad bulamıyoruz. Bozuk plak gibi aynı yerde takılmış vaziyette, aynı şeyleri söyleyip duruyorlar.

Birisi Cumhurbaşkanına bir laf etmişse eğer, hepsi aynı tonda günlerce o konuyu konuşup duruyor, “Ertuğrul beyim çok yaşa” diyorlar. Bırakın, Cumhurbaşkanı kendini savunur.

 Olmadık fotoğraflar yayınlıyorlar. Sonra vatandaş bu fotoğrafların altına “ışıktan hızlı uçak yaptık” diye yazıyor. İnsanları hayal dünyasında yaşatıyorlar. Esas görevleri bu değilken.

Avrupa’da, terör örgütü algısı çok farklı. Bu algıyı oluşturan yine terör örgütünün kendisi. Bütün ülkelere yayılmış, parlamenterlerle röportaj yapıyor, kendilerini anlatıyorlar. Avrupalı da öyle tanıyor.

Bizim medya mensupları da dış gezide Cumhurbaşkanının uçağında olmak, onunla aynı fotoğraf karesine girmek için yarışıyor. Bizim medyadaki algı, kim uçakta yer alırsa iyi gazetecidir.

Türkiye’nin haklılığını sadece siyasilere bırakmayıp Avrupa’ya yayılıp, ülkelerin parlamenterleri ile AB parlamentosu üyeleri ile sohbetler yapıp, ellerindeki görüntüler ve videolarla gerçek durumu anlatmaktan acizler. Bunu yaparken ceplerinden harcama da yapmayacaklar. Bağlı oldukları medya kuruluşu ödeyecektir elbet.

Suriye gerçeği doğru bir şekilde anlatılsa, pkk gerçeği doğru bir şekilde anlatılsa, elbet onların içinde de vicdanlı insanlar vardır ve anlarlar. Kendi parlamentolarında doğruları konuşan birkaç kişi olur.

Bizim medya, kimin dost, kimin düşman olduğunun dahi farkında değil. Her gece ekranlara kripto ermeni, kripto pkk’lıları, Amerikan düşünce kuruluşlarında yetişmiş gazetecileri çıkarıp, gevezelik etmekten başka bir şey yaptıkları yok.

Gerçek gazetecilik, ülkeni doğru bir şekilde dünyaya anlatmaktır. Cumhurbaşkanının uçağında yer kapmak için yarışmak değil. Bari biraz da ülkenize hizmet edin de aldığınız parayı helal edin.

7.2.2016



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder