AB
dış ilişkiler ve güvenlik şefi Federica Mogherini bizden sınır kapımızı
açmamızı istemiş. “Bu ahlaki bir görev” demiş. AB genişlemeden sorumlu komiseri
Johannes Hahn’da bunu Türkiye’ ye ilettik diyor.
Bize
bu ahlaki ve insani değerleri söyleyen kim? Sığınmacıya çelme takan ahlak
yoksunu, sığınmacıların paralarına el koyan hırsız, sığınmacılara ateş açılsın
diyen katil, sığınmacıların botunu delerek batıran şeref yoksunu Avrupa.
Hepsi
Suriye’den birer parça koparmak için domuz sürüleri gibi saldırıyor ama 3
milyona yakın sığınmacıyı alan Türkiye’ye insanlık dersi veriyorlar. Biz bu
domuz çobanlarının tarihini biliyoruz. Lakin onların görevlerini yaptıklarını
da biliyoruz. Onun için kızmıyoruz.
Domuz
çobanlarını biliyor ve ona göre tavır alıyoruz elbette. Esas sorun, o domuz
çobanlarının sürüsüne dâhil olan içimizdeki domuzlar.
Suriye’nin
parçalanması ile paralel yürüyen Türkiye operasyonlarının farkında olmayıp,
birliğimizi koruyacağımız bu zamanda her biri ayrı telden çalan hainler.
Hain
sadece barikat kuran, hendek kazanlar değil. Onlar gibi mücadelenin milletin
değil de Ak partinin mücadelesi olduğunu söyleyen, onlara destek veren haçlı
beslemesi medya.
Bu
medya davranışına hain diyoruz da, güya milletten yana olduğunu söyleyen
medyaya verecek bir ad bulamıyoruz. Bozuk plak gibi aynı yerde takılmış
vaziyette, aynı şeyleri söyleyip duruyorlar.
Birisi
Cumhurbaşkanına bir laf etmişse eğer, hepsi aynı tonda günlerce o konuyu
konuşup duruyor, “Ertuğrul beyim çok yaşa” diyorlar. Bırakın, Cumhurbaşkanı
kendini savunur.
Olmadık fotoğraflar yayınlıyorlar. Sonra
vatandaş bu fotoğrafların altına “ışıktan hızlı uçak yaptık” diye yazıyor. İnsanları
hayal dünyasında yaşatıyorlar. Esas görevleri bu değilken.
Avrupa’da,
terör örgütü algısı çok farklı. Bu algıyı oluşturan yine terör örgütünün
kendisi. Bütün ülkelere yayılmış, parlamenterlerle röportaj yapıyor,
kendilerini anlatıyorlar. Avrupalı da öyle tanıyor.
Bizim
medya mensupları da dış gezide Cumhurbaşkanının uçağında olmak, onunla aynı
fotoğraf karesine girmek için yarışıyor. Bizim medyadaki algı, kim uçakta yer
alırsa iyi gazetecidir.
Türkiye’nin
haklılığını sadece siyasilere bırakmayıp Avrupa’ya yayılıp, ülkelerin
parlamenterleri ile AB parlamentosu üyeleri ile sohbetler yapıp, ellerindeki
görüntüler ve videolarla gerçek durumu anlatmaktan acizler. Bunu yaparken
ceplerinden harcama da yapmayacaklar. Bağlı oldukları medya kuruluşu
ödeyecektir elbet.
Suriye
gerçeği doğru bir şekilde anlatılsa, pkk gerçeği doğru bir şekilde anlatılsa,
elbet onların içinde de vicdanlı insanlar vardır ve anlarlar. Kendi
parlamentolarında doğruları konuşan birkaç kişi olur.
Bizim
medya, kimin dost, kimin düşman olduğunun dahi farkında değil. Her gece
ekranlara kripto ermeni, kripto pkk’lıları, Amerikan düşünce kuruluşlarında
yetişmiş gazetecileri çıkarıp, gevezelik etmekten başka bir şey yaptıkları yok.
Gerçek
gazetecilik, ülkeni doğru bir şekilde dünyaya anlatmaktır. Cumhurbaşkanının
uçağında yer kapmak için yarışmak değil. Bari biraz da ülkenize hizmet edin de
aldığınız parayı helal edin.
7.2.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder