12 Ocak 2016 Salı

HDP’YE OY VERENLER ANLADI MI?

Herhangi bir olay neticesinde, özellikle olumsuzluk durumunda insanlar “her işte bir hayır vardır” derler. Doğrudur, biz hakkımızda neyin hayırlı olduğunu neyin şer olduğunu bilmiyoruz. Ancak yaşananların hitamında neticeyi görürüz.

Bu konuda, savaşın farz kılınması ile ilgili olmakla birlikte, hayatımıza yön veren olaylarla ilgili genele şamil olacak Bakara-216 ayeti “Savaş size farz kılındı. Gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, oysaki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz. Oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir siz bilmezsiniz.” Demektedir.

Yaklaşık 40 yıldır bir örgüt bazı insanları kandırıyor. Kanan insanların sayısı yükselen bir grafikle artıyor. Bağımsız devlet olma hayali kuruyorlar. Dünyanın siyasi durumunu görmeyip, anlamayıp emperyalistlerin emellerine hizmet ediyorlar.

Emperyalist derken alışıldığı gibi batılı devletleri kastetmiyorum. Bizzat pkk’nın kendisi emperyalisttir ve bütün Kürtlerin kanını emmektedir. Sosyalist ayağında gittiğine bakmayın.

Kandırılan insanlar mevcut gücü ve büyüklüğü ile Türkiye Cumhuriyeti denen devletimizin, batı fitnesini önlemekte zorlandığını görmüyor, kıytırık bir Kürt devletinde huzur içinde yaşayacağını sanıyorlar.

Bunun böyle olmadığını bu insanların görmesi gerekiyordu. Pkk’nın devlet yapısının ne olacağını, adalet sisteminin ne olacağını, vatandaşa davranışının ne olacağını anlatmamıza rağmen anlamadılar.

Allah yardım etti bize. Yönetenlerin basireti bağlandı. Terör örgütü ile barış yapmaya karar verdiler. Çözüm denen garabeti başlattılar. Terör örgütü silah yığdı ses çıkarılmadı, yol kapadı ses çıkarılmadı, kimlik kontrolü yaptı ses çıkarılmadı. Hatta bir yazımda “polis ve jandarma karakollarını pkk ‘ya devredecek gibiyiz” diye yazmıştım.

Şimdi o şehirlere yerleşen pkk, halkın evini işgal ediyor. Rıza göstermeyenleri öldürüyor. Hendekler kazıp hayatlarını zehir ediyor. Yerleştirdikleri patlayıcılar elektrik ve su hatlarını tahrip ettiğinden elektrik ve suları kesilmiş. Hastaları sağlık kurumlarına götüremiyorlar. Çünkü hastaneler bombalanıyor, ambülânslar kurşunlanıyor.

Halk kendilerini özgürleştirecek örgütten kaçmaya başladı. Nereye kaçıyor? Tabi ki başka ülkeye değil, örgütlerinin savaştığı ve kendilerine düşman olarak gösterilen devletinin merhametli kollarına kaçıyor. “Bir musibet, bin nasihatten hayırlıdır” sözünü adeta yaşıyoruz.

Daha önce kocası, oğlu dağda diye beyaz başörtüsü takan kadınlar, şimdi o beyaz başörtülerini beyaz bayrak olarak sallıyor kaçarken. Kocaları ve çocukları şimdi kendileri için Azrail olmuştu. Evlerini kurşunlayan, evlerini işgal eden, duvarlarını yıkan, dükkânlarını kapatan Azrailler.

Bu örgütün aslında kendileri ile ilgisinin olmadığını, kan emici vampirler olduğunu biz anlatamamıştık, örgüt çok güzel anlattı. Bebekleri bile katleden örgütün insanlıkla ilgisi olmadığını artık anladılar sanırım.

Bu arada biz karakoldaki askerlerimizi baraka tarzı yapılarda barındırıyorduk.




Çözümdeki saldırmazlıktan istifade karakolları kalekola çevirdik. Artık teröristin önüne hedef gibi dikilmiyor Mehmetçik. Daha iyi silahlarla ve teknoloji ile donattık.




Baraj inşaatlarını çeşitli saldırılara rağmen devam ettirdik. Havaalanlarını açtık yollar yaptık. Vatandaş bu hizmetlerle mukayese imkânı buldu şimdi.

Devlet hizmet götürüyor, kendilerini özgürleştirecek örgüt tahrip ediyor. Okulları bile bombalayan örgütün gerçek yüzünü görme fırsatı buldular. Barajı bile aşamayan partiye %13 oy vermenin bedelini ödüyorlar. Devlete ve ihanet ettikleri millete değil, pkk’ya bedel ödüyorlar. Örgüt kendini güçlü hissettikçe, zulmü arttırıyor çünkü.

Eğer bütün bunları bir taktik olarak devleti yönetenler yapmadı ise, Allah yardım etti bize demektir. Hani delinin değirmenini yel çevirir ya. Gönderdiği rüzgâr ile değirmenimizi çevirdi.

13.1.2016













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder