6 Ekim 2015 Salı

ABD-SURİYE-RUSYA ÜÇGENİNDE BİZ

Rusya’nın hava sahamızı ihlal ile aslında bizimle dalaşmak istediğini sanmıyorum. Bizimle dalaşarak elde edeceği bir kazanç yok. Kanaatimce Rusya’nın en son dalaşmak istediği ülke biziz. Bizimle dalaşmak, ekonomik anlamda elini zayıflatır.

Parçalanan SSCB’nin bir süre özellikle Ortadoğu gelişmelerine seyirci kalacağı belli idi. Ve bunu da yaptı. Biz, 90’ların başında Sibirya’da ki madenlerin işletmesini ABD’ye verdiğinde artık bu hantal yapının bittiğini anlamıştık.

Soğuk savaş döneminde pek bilinmediğinden denge sağlayan bir güç sanılan SSCB’de teknolojinin de olmadığını anladık. Sanıldığı gibi batılı devletlerin etkisi ile değil, kendileri bunun farkında olarak sırtındaki kamburu atıp toparlanma sürecine girdiler.

Ekonomik durumu düzeltince eski nüfuz alanlarına dönmek isteyecekleri bilinmeyen değildi. Teknolojik gelişeme de sağlandı, artık eskisi gibi hantal yapı ve teknoloji yok.

Batı dünyası birlikte gibi görünse de Almanya’nın başını çektiği Avrupa ile ABD’nin güç yarışına sahne oluyor. Tek kutuplu bir Dünya’da ABD, kimseyi hesaba almadan bata çıka gitmeye devam etti. Afganistan, Irak yeterince ders olmamış ki Arap dünyasına çekidüzen vermeye kalktı. Büyük fitnelere sebep olmasına rağmen yüzünü gözüne bulaştırdı.


Peki, Rusya’nın bu davranışına ve politika değişikliğine asıl sebep ne? Rusya’ya bu cesareti veren bizzat ABD ve Avrupa’nın kendisi. ABD’nin bölgede kargaşa çıkarıp, kimseyi doğrudan desteklemeden el altından taraflara destek vererek üstün gelecek güçle iş birliği yapmak ve kontrol altına almak politikasını gördü.

Önce Ukrayna’da batı dünyasının tepkisini ölçtü. Ukrayna bölündü buna rağmen cılız sesler çıktı ve enerjide Rusya’ya bağımlı olanlar sözde yaptırım uyguladılar. Kırım ilhak edildi yine kimseden ses çıkmadı. Kınamaları tepki olarak görmedi Rusya.

Daha önce üs olarak kullandığı alanların kontrol altına alınması zamanı gelmişti. Rusya bu defa ABD ve Avrupa’yı kendi silahı ile vurdu. Kürt devleti oluşumu için suni bir terör örgütü icat edenlerin kozlarını elinden aldı. Nasıl Daeş’i vuruyorum diye koalisyon uçakları Arap ve Türkmenleri vurup bölgeyi boşalttı ise, Rusya’da dostu Esed’i Daeş denen terör örgütünden koruma görevini üstlendi.

Öyle ya, Daeş bir terör örgütüydü, hatta bir bakıma Rusya, ABD’ye yardım ediyordu. Madem terör örgütüdür vurmak için meşru hakkı vardır. Tabi Rusya’da tıpkı ABD gibi Daeş’i vurmadı. Rusya’nın da amacı muhalifleri yok edip, Suriye’nin tamamına Esed’in hâkim olmasını sağlamaktır. Daeş denen silah şimdi ABD’yi vuruyordu bir bakıma.

Nato üyesi olmayan bir ülkeyi bölmesi ve Kırım’ı ilhak etmesine ses çıkaramayan korkak batı ve Nato’nun farklı durumlarda tepkisini ölçmek gerekti. Çünkü amacına ulaşması için belki önümüzdeki günlerde karadan müdahale etmesi gerekecekti.

Bunun için hava sahası ihlali oyununa girdiler. Bir de Nato üyesi ülkeye sataşıp test etmek istediler. Bence başarılı da oldular. Nato tehlikeli oyun falan dedi. Sanırım ardından yeni bir test daha gelir. Sonra Rusya bildiğini yapar. İran arkasında, Çin yolda geliyor.

Rusya aptal değil, bir Nato üyesi ülkeye sataşıp batıyı karşısına neden alsın. Batılılara yardım edip, Daeş denen bir terör örgütünü vurmak duruyorken.

Artık güneyimizdeki savaş yeni bir boyut kazanmıştır. Şimdiye kadar doğrudan devletlerin dâhil olmadığı kavgaya devletler de dâhil olacaktır büyük ihtimalle. Ya da sadece Rusya dâhil olacak, batı kınama ile yetinecek ve Dünya tekrar iki kutuplu hale gelecektir.

Bizim için sıkıntı bölgedeki kargaşadan yararlanmak isteyen ve ABD tarafından sokak savaşlarına hazırlanan içimizdeki hainler olacaktır.

Biliyoruz ki “deve deveye sürtünür, arada sinek ezilir.” Bölgedeki kargaşaya hazır olmak için içimizdeki kargaşaya son vermek gerekir. Bunun için dağ ile birlikte sokaktaki eşkıyanın da bir an önce temizlenmesi elzemdir.


6.10.2015










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder