Önceki
yıllarda bütün ülke heyecan yapardı, 24 Nisan geliyor ABD’den nasıl bir
açıklama gelecek diye. Soykırım diyecek mi, demeyecek mi? Artık pek takmıyoruz,
medyamız önceden heyecan yapmıyor. Açıklama olunca kınıyor ve hükümsüz açıklama
deyip geçiyoruz.
Tarihte
hiç milli devleti olmamış, küçük prensliklerle etrafındaki devletlere bağlı
olarak yaşamış olan Ermeniler şimdi Ermenistan adında hiçbir geliri ve yer altı
zenginliği olmayan bir devlete kavuşmuş. Gelenek bozulmamış Rusya’nın güdümünde
yaşamaktalar.
Kendi
arşivlerinde olayların aslı olduğu halde, dünya ülkeleri neden böyle davranır
ona bakmak lazım. Gerek İngiliz arşivleri gerekse Ermeni arşivleri hatta
Amerikan arşivlerinde aslında ne olduğunun çok sayıda belgesi var. Soykırım
diye bir şey olmadığını çok iyi biliyorlar ama kahpelik işte. Kahpeliğe sebep
ne peki? Aşağıdaki haritaya bakınca anlaşılıyor. 100 yıl önce bitirilemeyen
Osmanlı hesabı çıkıyor karşımıza. Yani Büyük Ortadoğu Projesi.
Büyük
Ermenistan kurulması ile batılı devletlerin elde edecekleri bir kazanç
olmadığına göre burada maksat Türkiye’yi sürekli taciz etmektir. Kandırılmış Kürtlerin
sayısı yeterli olamayacağı için ermeni destekli terör faaliyetlerini sürdürmek
gerekmektedir. Bu sebeple Ermenilerin Türklere olan kini diri tutulmalıdır. İşte
24 Nisan bu dur.
Bu
harita 2006 yılında ABD silahlı kuvvetler dergisinde yayınlanan bir makaleden
alınmıştır. O tarihte bu harita bir ütopya gelmişti insanlara. 2001 yılında
Afganistan işgali ile aslında bu harita uygulamaya konmuştu. Bizi sürekli taciz
etmelerinin sebebi işte bu harita.
Afganistan
ile bu harita arasında bağlantı kuramayanlar Irak’ın şimdiki durumuna ve Suriye’ye
baksınlar, Yemen’e baksınlar. Durup dururken bütün Arapların aklına neden aynı
anda özgür olmak geldi ona baksınlar.
Işid
denen bir örgütün neden üretildiğine bakın. Kendilerince İslam devleti
kuracaklar. Kuzey Irak tamamen peşmergelerin kontrolüne girmiş durumda Işid
sayesinde. Çünkü Işid ilerledikçe Irak ordusu çekildi. Boşluğu peşmergeler
doldurdu. Şimdi ortada bir Sünni devlet, güneyde bir Şii devlet geliyor.
Suriye’de
aynı şey uygulandı. Işid bize sınır komşusu olmuşken şimdi sınır komşumuz PYD
oldu.
Burada
esas sorun teşkil eden ülke Tabi ki Türkiye. Kürdistan’ın bir parçası da
Türkiye’de. Biz diğer devletler gibi bölünüp birbirimizi öldürmedik. Planları
terör örgütü seviyesinde kaldı. Rahatsızlıkları ondan.
Bir
ara Erdoğan’ın “ben BOP’ un eş başkanıyım” dediği dillendirildi. Herhangi bir
konuşmasında ben duymadım ama medyada yer aldığına göre söylenmiş demek ki.
Erdoğan’a anlatılan BOP ne idi onu bilmiyoruz. Sonradan böyle bir ifadesi
olmadığını dile getirmiş.
Bunu
hala söyleyip propağanda yapanlar var. Geçen yazımda belirttiğim gibi padişah
düşmanla iş birliği yapıp ülkemi bölün demişti hani! İşte Erdoğan’da ABD ile iş
birliği yapıp ülkesini parçalayanlara destek olacak! Ahmak mı bu adam? Değil
tabi, son derece zeki bir insan. Buna inananlar ahmak.
Muhtemelen
ülkemiz liderliğinde Ortadoğu’da bir oluşum anlatılmıştır. Lider olmanın neresi
kötü ki? Sonra olayın böyle olmadığını görünce dirsek çevirdi ABD’ye. Oyunu
gördü çünkü. Yoksa neden ABD istenmeyen adam ilan etsin birlikte yol yürüdüğü
adamı? Dikkat ederseniz bütün batı medyasının hedefinde Erdoğan var.
ABD,
Türkiye üzerindeki planın ülkeyi yöneten biri üzerinden olmayacağını biliyordu.
Bunun için yıllar öncesinden hazırladığı esas BOP eş başkanını devreye soktu.
Kimdi bu peki?
Ülkemizdeki
bütün kurumları çalışmaz hale getirecek bir oluşumun başında olan adamı önce
yanına aldı. Bu adam Fetullah Gülen’den başkası değildi. Dikkat ederseniz
coğrafya İslam coğrafyası olunca örgütler de İslami oluyor. Işid islam devleti
kuruyor, Gülen’de islamı dünyaya yayıyor. 160 ülkede Türk bayrağı
dalgalandırdık diye kandırılan insanlarla alan kazanıyor.
ABD,
istediği oluşumu Işid eliyle yapıyor Arap coğrafyasında. Türkiye’de iç savaş
olmadığına göre bu örgütün alana yerleşmesi yeterli görülüyor. Çünkü örgütün
başı zaten ABD’nin kucağında oturuyor ve emrinde.
İlk
önce laiklik hassasiyeti nedeni ile İslami görünen bu örgütle yanlış da olsa
mücadele eden TSK’nin bertaraf edilmesi gerekiyordu. Bu hazırlık önceden
yapılmıştı. Yanlış strateji ile örgüt yerine bütün islama cephe alan TSK
halktan kopmuştu.
Ergenekon
denen uydurma delillerle ordu bertaraf edildi. Halk bunu destekledi. Çünkü
ordunun tavrı bunu hazırlamıştı. Sonra kendisine dirsek çeviren Erdoğan’a sıra
geldi. Gezi ayaklanmaları, 17-25 Aralık darbe girişimleri bunlardı işte.
Çözüm
denen PKK ile barış girişimleri de bunun bir parçasıydı. Ayn-El Arap’ın Rojova’ya
dönüşmesi ile eş zamanlı planlardı bunlar. Sonra Ülkemizdeki özerk bölgeler,
hendek ve barikatlar.
FETÖ
dene örgüt deşifre olduğu halde yine boş durmuyor. HDP eş başkanının İtalyan
televizyonunda Türkiye aleyhinde çabalarına, vekil eskisi Hakan Şükür’de
proğrama katılarak destek oluyor. Sürgünde hükümet kurmak gibi, bunlar da
kaçkınlar örgütü olarak yurt dışından ihanete devam diyorlar.
Dünyanın
Ortadoğu politikası açıkça böyle iken, PKK’ya destek veren az sayıda insan
dışında geri kalanların Kürt, Türk, Sünni, alevi, sağcı, solcu, Ak partili, MHP’li
olarak birbirine düşmesini anlamakta zorlanıyorum. Hatta Ak parti içinde bile
bu günlerde iç çekişme çıkarmaya çalışanlar var.
Herkes
bilsin ki hedef bütün ülkemizdir. Batılıların istediği gibi tefrikaya düşmek
onlara hizmet etmektir. Birinin Sünni oluşu, birinin alevi oluşu veya Kürt
oluşu onların umurunda bile değil. Onlar sadece sizi savaştırmak istiyor.
Hamdolsun
ki ordumuz daha önce yaptığı hatayı görmüştür. FETÖ yargısının mahkûm ettiği
askerlerin aklanmasını da milletimiz desteklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi
ordumuz ve milletimiz el eledir. Ve bu hep böyle sürecektir.
Tefrika
girmesine müsaade etmediğimiz müddetçe hiçbir güç bizi asla bölemeyecektir.
Aksi halde Arap ülkelerinde olduğu gibi birbirimizi yer dururuz. Sınırımızın
ötesinde sığınmacıları alacak başka bir Türkiye yok bilesiniz.
23.4.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder