23 Nisan 2016 Cumartesi

24 NİSAN VE BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

Önceki yıllarda bütün ülke heyecan yapardı, 24 Nisan geliyor ABD’den nasıl bir açıklama gelecek diye. Soykırım diyecek mi, demeyecek mi? Artık pek takmıyoruz, medyamız önceden heyecan yapmıyor. Açıklama olunca kınıyor ve hükümsüz açıklama deyip geçiyoruz.

Tarihte hiç milli devleti olmamış, küçük prensliklerle etrafındaki devletlere bağlı olarak yaşamış olan Ermeniler şimdi Ermenistan adında hiçbir geliri ve yer altı zenginliği olmayan bir devlete kavuşmuş. Gelenek bozulmamış Rusya’nın güdümünde yaşamaktalar.

Kendi arşivlerinde olayların aslı olduğu halde, dünya ülkeleri neden böyle davranır ona bakmak lazım. Gerek İngiliz arşivleri gerekse Ermeni arşivleri hatta Amerikan arşivlerinde aslında ne olduğunun çok sayıda belgesi var. Soykırım diye bir şey olmadığını çok iyi biliyorlar ama kahpelik işte. Kahpeliğe sebep ne peki? Aşağıdaki haritaya bakınca anlaşılıyor. 100 yıl önce bitirilemeyen Osmanlı hesabı çıkıyor karşımıza. Yani Büyük Ortadoğu Projesi.

Büyük Ermenistan kurulması ile batılı devletlerin elde edecekleri bir kazanç olmadığına göre burada maksat Türkiye’yi sürekli taciz etmektir. Kandırılmış Kürtlerin sayısı yeterli olamayacağı için ermeni destekli terör faaliyetlerini sürdürmek gerekmektedir. Bu sebeple Ermenilerin Türklere olan kini diri tutulmalıdır. İşte 24 Nisan bu dur.



Bu harita 2006 yılında ABD silahlı kuvvetler dergisinde yayınlanan bir makaleden alınmıştır. O tarihte bu harita bir ütopya gelmişti insanlara. 2001 yılında Afganistan işgali ile aslında bu harita uygulamaya konmuştu. Bizi sürekli taciz etmelerinin sebebi işte bu harita.

Afganistan ile bu harita arasında bağlantı kuramayanlar Irak’ın şimdiki durumuna ve Suriye’ye baksınlar, Yemen’e baksınlar. Durup dururken bütün Arapların aklına neden aynı anda özgür olmak geldi ona baksınlar.

Işid denen bir örgütün neden üretildiğine bakın. Kendilerince İslam devleti kuracaklar. Kuzey Irak tamamen peşmergelerin kontrolüne girmiş durumda Işid sayesinde. Çünkü Işid ilerledikçe Irak ordusu çekildi. Boşluğu peşmergeler doldurdu. Şimdi ortada bir Sünni devlet, güneyde bir Şii devlet geliyor.

Suriye’de aynı şey uygulandı. Işid bize sınır komşusu olmuşken şimdi sınır komşumuz PYD oldu.

Burada esas sorun teşkil eden ülke Tabi ki Türkiye. Kürdistan’ın bir parçası da Türkiye’de. Biz diğer devletler gibi bölünüp birbirimizi öldürmedik. Planları terör örgütü seviyesinde kaldı. Rahatsızlıkları ondan.

Bir ara Erdoğan’ın “ben BOP’ un eş başkanıyım” dediği dillendirildi. Herhangi bir konuşmasında ben duymadım ama medyada yer aldığına göre söylenmiş demek ki. Erdoğan’a anlatılan BOP ne idi onu bilmiyoruz. Sonradan böyle bir ifadesi olmadığını dile getirmiş.

Bunu hala söyleyip propağanda yapanlar var. Geçen yazımda belirttiğim gibi padişah düşmanla iş birliği yapıp ülkemi bölün demişti hani! İşte Erdoğan’da ABD ile iş birliği yapıp ülkesini parçalayanlara destek olacak! Ahmak mı bu adam? Değil tabi, son derece zeki bir insan. Buna inananlar ahmak.

Muhtemelen ülkemiz liderliğinde Ortadoğu’da bir oluşum anlatılmıştır. Lider olmanın neresi kötü ki? Sonra olayın böyle olmadığını görünce dirsek çevirdi ABD’ye. Oyunu gördü çünkü. Yoksa neden ABD istenmeyen adam ilan etsin birlikte yol yürüdüğü adamı? Dikkat ederseniz bütün batı medyasının hedefinde Erdoğan var.

ABD, Türkiye üzerindeki planın ülkeyi yöneten biri üzerinden olmayacağını biliyordu. Bunun için yıllar öncesinden hazırladığı esas BOP eş başkanını devreye soktu. Kimdi bu peki?

Ülkemizdeki bütün kurumları çalışmaz hale getirecek bir oluşumun başında olan adamı önce yanına aldı. Bu adam Fetullah Gülen’den başkası değildi. Dikkat ederseniz coğrafya İslam coğrafyası olunca örgütler de İslami oluyor. Işid islam devleti kuruyor, Gülen’de islamı dünyaya yayıyor. 160 ülkede Türk bayrağı dalgalandırdık diye kandırılan insanlarla alan kazanıyor.

ABD, istediği oluşumu Işid eliyle yapıyor Arap coğrafyasında. Türkiye’de iç savaş olmadığına göre bu örgütün alana yerleşmesi yeterli görülüyor. Çünkü örgütün başı zaten ABD’nin kucağında oturuyor ve emrinde.

İlk önce laiklik hassasiyeti nedeni ile İslami görünen bu örgütle yanlış da olsa mücadele eden TSK’nin bertaraf edilmesi gerekiyordu. Bu hazırlık önceden yapılmıştı. Yanlış strateji ile örgüt yerine bütün islama cephe alan TSK halktan kopmuştu.

Ergenekon denen uydurma delillerle ordu bertaraf edildi. Halk bunu destekledi. Çünkü ordunun tavrı bunu hazırlamıştı. Sonra kendisine dirsek çeviren Erdoğan’a sıra geldi. Gezi ayaklanmaları, 17-25 Aralık darbe girişimleri bunlardı işte.

Çözüm denen PKK ile barış girişimleri de bunun bir parçasıydı. Ayn-El Arap’ın Rojova’ya dönüşmesi ile eş zamanlı planlardı bunlar. Sonra Ülkemizdeki özerk bölgeler, hendek ve barikatlar.

FETÖ dene örgüt deşifre olduğu halde yine boş durmuyor. HDP eş başkanının İtalyan televizyonunda Türkiye aleyhinde çabalarına, vekil eskisi Hakan Şükür’de proğrama katılarak destek oluyor. Sürgünde hükümet kurmak gibi, bunlar da kaçkınlar örgütü olarak yurt dışından ihanete devam diyorlar.

Dünyanın Ortadoğu politikası açıkça böyle iken, PKK’ya destek veren az sayıda insan dışında geri kalanların Kürt, Türk, Sünni, alevi, sağcı, solcu, Ak partili, MHP’li olarak birbirine düşmesini anlamakta zorlanıyorum. Hatta Ak parti içinde bile bu günlerde iç çekişme çıkarmaya çalışanlar var.

Herkes bilsin ki hedef bütün ülkemizdir. Batılıların istediği gibi tefrikaya düşmek onlara hizmet etmektir. Birinin Sünni oluşu, birinin alevi oluşu veya Kürt oluşu onların umurunda bile değil. Onlar sadece sizi savaştırmak istiyor.

Hamdolsun ki ordumuz daha önce yaptığı hatayı görmüştür. FETÖ yargısının mahkûm ettiği askerlerin aklanmasını da milletimiz desteklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi ordumuz ve milletimiz el eledir. Ve bu hep böyle sürecektir.

Tefrika girmesine müsaade etmediğimiz müddetçe hiçbir güç bizi asla bölemeyecektir. Aksi halde Arap ülkelerinde olduğu gibi birbirimizi yer dururuz. Sınırımızın ötesinde sığınmacıları alacak başka bir Türkiye yok bilesiniz.

23.4.2016









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder