8 Ekim 2014 Çarşamba

ÇÖZÜM AMA KİMİNLE?



Hangi demokraside fikir ötesinde, ülkesine zarar verecek eyleme ve yakıp yıkmaya davete müsaade edilir? Sanıyorum sadece bizim ülkemizde. Örnek aldığımız batı demokrasilerini görüyoruz. Ülke güvenliği konu olunca demokrasi falan kalmıyor.

Almanya’da, Fransa’da sosyal medyaya sansür anında geliyor. Bize gelince dünya ayağa kalkıyor. Anayasa Mahkememizde onlara çanak tutuyor. TİB’in zararlı yayını kaldırma yetkisini iptal ediyor.  

Yargıtay’ımız yüzü maskeli polise taş atan mahlûkat için  “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi”  diyor. Diyor da, bunu Avrupa normlarına göre söylediğini de açıklıyor. Tabi Avrupa’da bu normlar nasıl işliyor diye bakmak gereği duymuyor.

Devlet kararı olarak “çözüm süreci” diye bir ucube başlatıldı. Hani olur ya dedikleri tutar diye biz de canı gönülden destek olduk. Olduk ama endişelerimizi, olması gerekeni 17.7.2011 de İTLER BARIŞ İSTEMİYOR diye http://ncocak.blogspot.com.tr/2014/09/itler-baris-istemiyor.html  yazdık. Ben hala o noktada duruyorum. İtle barış olmaz, son olaylar bunu gösteriyor.

 

Bizim barış konusundaki samimiyetimizi sadece terör örgütüne değil, komşulardaki katliamdan kaçanlara insanları ırklarını sormadan kabul ederek dünyaya gösterdik. Çünkü biz milletçe Türkü ile Kürdü ile samimiydik. Lakin biz çözümü samimi Kürtlerde aramayıp, terör örgütünün tutarsız, taşeron olduğunu unutup onlarla yapmaya kalktık.

 

Terör örgütüne bir bölge verin. Deyin ki, buyur topraklarını, kur devletini. İnanın kurmazlar. Çünkü onların devlet kurmak diye bir hedefleri yok. Onların görevi ülkenin enerjisini boşa harcamak, batı bölgede rahat at oynatsın diye ülkeyi oyalamak. Barınaktaki köpekler bile bir arada yaşıyor ama bunlar bir arada bile yaşayamaz.

 

İmralı’da ki caniyi muhatap aldık. Selahattin Demirtaş’ın veya Pervin Buldan’ın kendi fikirleri değildi Ayn El Arap (Kobani) düşerse çözüm süreci biter fikri. Pervin Buldan diyor ki; “İmralı görüşmesinde de sayın(alçak) Öcalan’ın dediği gibi Kobani düşerse çözüm süreci biter.” Sanırım dikkatlerden kaçtı bu.

 

Şimdi medyada “Kobani Provokasyonu” diye yer alan tanım yanlış bir teşhistir. Bu provokasyon falan değil. Taşeron, alçak örgütün kendisine verilen görevi üstlenmesidir. 3,5 yıldır bizi içine çekemedikleri kavganın, Işid provası da tutmayınca yeni stratejisidir.

 

Provokasyon olması için örgütün çözümden yana olması, içinde bazı mihrakların baltalaması gerekir. Kandildeki itler bitti diyor, İmralı canisi bitti diyor, demokratik olarak parti kabul ettiğimiz HDP bitti, artık halk sokağa insin diye çağrı yapıyor. Hangi provokasyon?

 

Peki, şimdi biz kimle çözüm arıyoruz? Baştan beri söylediğimiz gibi çözüm Kürt halkının ileri gelenleri, kanaat önderleri muhatap alınıp, demokratik açılımlar izah edilip yapılacaktı. “Kobani düşerse” diye cümleye başlayan ahmaklar oranın Türkiye toprağı olmadığını bilmiyor mu?

 

Bal gibi biliyorlar, maksatları çözümün bitmesi için oyunda mızıkçılık yapan çocuk gibi bahane üretip, taşeronluk rolünü oynamaktır. 

 

Bizim, Kobani’de veya bir başka yerde PKK’nın itleri dağlarda mağarada saklanırken, PYD’nin başındaki alçak, haklarını savunduğunu söylediği insanları (ki PYD de bizim için terör örgütüdür) terk edip gitmişken, dökecek bir damla bile kanımız yoktur.

 

Artık devletimiz ciddi bir devlet görüntüsü ile Kürt halkı ile terör örgütünü ayırt ederek, sokakta taş atan, Molotof atan, polisin karşısında elinde uzun namlulu silahla efelenen her ferde silah kullanmalıdır. Polis, eli silahlı sokak eşkıyalarına da silah kullanmayacaksa, silahları toplayıp bekçi düdüğü dağıtalım. Hiç olmazsa düdük çalsınlar.

 

Nasıl ki, Atatürk’ü kendilerine paravan yapan Kemalistlere,  çakılı topçu gibi durmayın, ülke 1930 ların doktrinleri ile idare edilemez zamana, bölgedeki gelişmelere, batılı düşmanlarımızın tavrına göre pozisyon alın, yanlışı görün artık diyorsak, size de diyorum ki; İmralı’da ki ve kandil’de ki itlerle çözüm bir hayal, bunu görün artık.

 

Gerçek çözüm; sosyal medyada “ben kürdüm, devletimden yanayım, bunlar beni temsil etmiyor” diyen zihniyetteki insanlarla çözümü arayıp, terör estiren her sokak eşkıyasını etkisiz hale getirmekten geçiyor.

8.10.2014

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder