21 Mart 2016 Pazartesi

ASIL MESELE NE PEKİ?

Aslan avını yakalar, toplanır yerler. Onlar doyduktan sonra çakallar ve sırtlanlar gelir. Sonra akbabalar, sonra diğerleri. En son börtü böcek gelir.

Sonra Gün gelir aslan yaşlanır, avlanamaz hale gelir. Etrafını çakallar sarar. Beklemeye başlarlar. Aslan arada başını kaldırdığında bile kaçışırlar. Sonra aslan başını koyar ve bir daha kaldırmaz. Çakallar parça koparmaya başlar.

Bütün bu olanların sorumlusu Osmanlıdır. 600 yıl dünyaya hükmettikten sonra yaşlanmasaydı çakallar etrafını saramaz, fırsat kollamazdı. Yoksa börtü böcek sınıfından sayılan Yunan Anadolu’ya çıkmak bir yana, başını bile çevirip bakamazdı.

Aslan parça koparanlara karşı hala direniyor. Başını kaldırıp, gürlüyor arada bir. Çakallar gırtlağına çökmek istiyor.

O zaman çakal dışarıdan geliyordu. Şimdi çakallar içimizde. 90 yılda çakalları yetiştirdiler, içten kemiriyorlar. Nerdeyse ülkenin en az %35’i çakal.

Artık pislikleri “alnından öpenleri, terör örgütü değildir, özgürlük savaşçısıdır” diyenleri, “sokağa çıkın direnin, hendek kazın” diyenleri yazmaya gerek yok. Çakalları hepiniz tanıyorsunuz.

Bu çakallar terörle iş birliği içinde, onların maksatlarına uygun topluma korku salmak, yıldırmak, hayat düzenini bozmak için sokağa çıkmayın, şurada-burada bomba patlayacak diye görevlerine devam ediyorlar.

7 Haziran seçimlerinde teröre destek ve cesaret verdiklerinde, gariban asker ve polis öldüğünde sorun yoktu. Ne zaman terör kendilerine yaklaşmaya başladı, acaba demeye başladılar. Bakarsın İstiklal Caddesi’ne gelen Cihangir, Bebek, Nişantaşı’na da gelir diye düşünmüş olacaklar ki, “Okullar tatil edilsin” demeye başladılar.

Bizim korkumuz yok. “ Her nerede olursanız ölüm size yetişir. Eflâke ser çekilmiş ( yükseltilmiş kaleler burçlarında tepelerinde) burçlarda bile olsanız diyen Nisa- 78 ve “ Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için, eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi dediler. Onlara de ki: Eğer iddianızda doğruysanız, kendinizden ölümü uzaklaştırınız ”  diyen Ali İmran-168 ayeti gereğince ölümün bizi bulacağını biliyoruz. Onlar iddialarında samimi ise ölümü öldürsünler görelim.

Asıl yazılması gereken biz neyi yapmıyor veya yapamıyoruz? Asıl mesele biz yapamadığımız halde vatandaş neden buna tepki vermiyor ve çözümde olduğu gibi yapılanları hala doğru kabul ediyor?

Dünya siyasi tarihinden habersiz Suriye değerlendirmesi yapanlara, terörü bizim sınırlarımız içinde, bize ait bölgesel mesele sayanlara laf yetiştirmekten başka yapılacak şeyler olmalı.

“AİHM’nin kararlarını emsal gösteren yüksek mahkeme göstericinin taş atmasını “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olarak kabul etti...” diyen yüksek mahkememiz oldukça.

Güvenlik gerekçesi ile devletin yasakladığı eylemi gerçekleştirmek için teröristlerle birlikte polise karşı direnen kadını, meclis başkanlık koltuğuna oturttukça.

Halkı sokağa direnmeye, yakıp-yıkmaya çağıran terör örgütünü, demokratik usullerle göre anayasal parti olarak saydıkça.

Eylem öncesinden güvenlik güçlerinin yakalayıp gözaltına aldığı canlı bombaları ( Elif Sultan Kalsen- Seher Çağla Demir)  ifade özgürlüğü, diktatörlük, fişleme gibi laflarla koruyan ana muhalefetimiz oldukça.

Kâfir medya ile işbirliği yapan medyamız ( Ör. Gezi Kalkışması ), kâfir devletlerin hedefleri doğrultusunda devlet yıkmak isteyen muhalefetimiz oldukça.

Sanki onların silahından çıkan mermi güvenlik güçlerini öldürmüyor gibi teröristlere çocuk muamelesi yaptıkça.

Kanun çıkarıp, Molotofu bomba olarak saydıktan sonra, hala Molotof atanlara kanunu uygulamadıkça.

Terörist örgütü hala anayasal parti yerine koyan, onlardan terörle mücadelede medet uman, siyasi sorumluluk bekleyen basiretsiz, çözüm sürecinden ders almamış iktidarımız oldukça bu ülkede terör bitmez.

Asıl mesele bu işte...

21.3.2016





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder